Danıştay Kararı 7. Daire 2021/3384 E. 2023/1234 K. 06.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2021/3384 E.  ,  2023/1234 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3384
Karar No : 2023/1234

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli …plakalı 1966 model aracın motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararı üzerine; olayda, davalı idare tarafından sunulan bilgi ve belgelerden, Gölcük İlçe Emniyet Müdürlüğünün 11/09/2011 tarihli yazılarında aracın davacı adına tescilli bulunduğu, Tescil Belge Seri No sütununda “zayi” ibaresinin yer aldığı, davacının BİMER’e yapmış olduğu başvuru neticesinde ileri sürülen hususlara ilişkin Gölcük Vergi Dairesi Müdürlüğünün 10/10/2013 tarihli yazısında, mükellefiyet kaydının silinebilmesi için 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesinin 4. fıkrasında yer alan hükme istinaden bu taşıtlara ait motorlu taşıtlar vergilerinin 1/4’ünün ödenmesi şartıyla trafik tescil kayıtlarının silineceğinin belirtildiği, motorlu taşıtlar vergisine konu aracın, davacının fiilen tasarrufunda olmamasına karşın, kurallara uygun şekilde devredilmediği için davacı adına tescilinin devam ettiği, 5838 sayılı Kanun’dan yararlanma şartlarının mevcut olmadığından bahisle idarece mükellefiyet tesisinin iptali talebinin kabul edilmediği, galeriye teslim edilerek üçüncü kişiye satışı gerçekleştirilen, ancak üçüncü kişiye ulaşılamaması nedeniyle resmi yollarla satış işlemi yapılamayan ve sicil kaydı davacı adına devam eden mükellefiyete konu aracın bulunması ve bulununcaya kadar trafikten çekilmesi hususunda davacı tarafından suç duyurusunda bulunulduğu, hazırlık soruşturmasında yer alan galericinin ifadesinde, 1996 Mayıs ayında satış için kendisine teslim edilen aracın, davacı adına Latif SİNGAR isimli şahsa satıldığı, adı geçen şahsın aracın devrini almadığı ve senet bedellerini ödemediği, bunun üzerine senet bedellerinin kendisi tarafından davacıya ödendiğinin beyan edildiği, Gölcük İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği tarafından düzenlenen 11/09/2011 tarihli yazıda, aracın TRAMER kayıtlarına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmadığı, tescil dosyası kayıtlarında herhangi bir işlemin bulunmadığı, aracın trafik kazası kaydı ve kullanımından dolayı trafik idari para cezasının olmadığı bilgisinin yer aldığı, aracın halen trafikte mevcut olup olmadığına ilişkin olarak verilen ara kararına cevaben araca ilişkin aranma ve trafikten men bilgisinin bulunmadığının belirtildiği. bu durumda söz konusu aracın 1966 model olması, davacının aracını teslim ettiği galerici tarafından aracın üçüncü kişiye satışının gerçekleştirildiğinin beyan ve ifade edilmesi ve aracın trafikte mevcut olduğunun davalı idarece ortaya konulamamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, mükellefiyete konu aracın davacının fiilen kullanım ve tasarrufunda bulunmadığı sonucuna varıldığından, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olması ilkesi uyarınca kullanım ve tasarrufunda bulunmayan aracın davacının elinde olmayan sebeplerle trafik sicilinde adına kaydının devam ettiğinden bahisle motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına kayıtlı olan aracın devredildiğini resmi makamlar nezdinde tevsik eder mahiyette bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, araç üzerindeki tasarrufun vergi mükellefiyet kaydı yönünden bir öneminin olmadığı, resmi olarak aracın maliki olan davacı adına kayıtlı bulunan aracın vergi mükellefiyetinin silinmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.