Danıştay Kararı 7. Daire 2021/3029 E. 2023/584 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2021/3029 E.  ,  2023/584 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3029
Karar No : 2023/584

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Asıl borçlu … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesinde yer almayan beyan harici eşya tespit edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen gümrük, ilave gümrük, katma değer ve özel tüketim vergileri ile hesaplanan para cezalarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacının, 18/03/2016 tarihinden itibaren asıl amme borçlusu … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin kurucu ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu, ancak şirketteki tüm hisselerini 14/08/2017 tarihinde hisse devri sözleşmesi ile devrederek ortaklıktan ve kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı, bu hususların 23/10/2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi Faruk Serçe’nin, 19/06/2018 tarili dilekçe ile 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında uyuşmazlık konusu amme alacaklarının da içerisinde bulunduğu borçlar için yapılandırma talebinde bulunduğu, asıl borçlu şirket yetkilisinin bahse konu başvurusuna istinaden yapılandırma kararı alınarak borçların taksitlendirildiği, ancak taksite bağlanan borçların vadesinde ödenmemesi üzerine yapılandırma iptal edilerek davacı adına şirket ortağı sıfatıyla dava konusu ödeme emri düzenlenmişse de, yapılandırma başvurusu ile borcun nitelik değiştirdiği, eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu ve eski borçlunun sorumluluğunun ortadan kalktığı sonucuna ulaşılmış olup, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da yapılandırma ve vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin temsilcisi ve ortağına yönelinmesi gerektiği, 7143 sayılı Kanun’dan yararlanılan dönemlerde asıl borçlu şirketle herhangi bir hukuki ilişkisi bulunmayan davacının şirket ortağı sıfatıyla söz konusu borçlardan sorumlu tutulmasının hukuken olanaksız bulunduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesinde yer almayan beyan harici eşya tespit edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen gümrük, ilave gümrük, katma değer ve özel tüketim vergileri ile hesaplanan para cezalarının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 5766 sayılı Kanun’la değişik 35. maddesinin 1. fıkrasında, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacağı; 2. fıkrasında, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden 1. fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı; 3. fıkrasında ise, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden 1. fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı kurala bağlanmıştır.
7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un “Ortak Hükümler” başlıklı 9. maddesinin 6. fıkrasında; bu Kanun’a göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümünden yararlanılacağı, ilk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; yapılandırılan borçların tespit edildiği şekilde süresinde ödenmemesi halinde Kanun’dan yararlanma hakkının kaybedileceği, bir başka deyişle yapılandırma öncesi eski duruma dönüleceği, bu nedenle yeni bir işleme gerek kalmaksızın takip işlemlerine kaldığı yerden devam edilebileceği açıktır.
Bu itibarla, vergi borçlarının yapılandırma tarihi itibarıyla nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiğine ve yapılandırma öncesi ortağın sorumlu tutulamayacağına dair değerlendirmede isabet bulunmadığından, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un limited şirket ortaklarının sorumluluğuna ilişkin 35. maddesi hükmü uyarınca yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 14/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.