Danıştay Kararı 7. Daire 2021/1972 E. 2023/1205 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2021/1972 E.  ,  2023/1205 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1972
Karar No : 2023/1205

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden kaydı silinen … Elektronik İletişim Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 9. fıkrası uyarınca davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla tarhiyat yapılmasını müteakip, banka hesabı ve kredi kartlarına haciz konulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, asıl borçlu şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi sebebiyle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 9. fıkrası uyarınca ilgili dönemde şirketi temsile yetkili olan davacı adına tarhiyat yapılmasının hukuka uygun olduğu, usulüne uygun şekilde tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı dava açılmaması üzerine, amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı da dava açılmaması nedeniyle söz konusu amme alacaklarının hukuka uygun olarak kesinleştiği anlaşıldığından, davacının banka hesabı ve kredi kartlarına haciz konulmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Olayda, dava konusu haciz işleminin dayanağı olan ödeme emrinin 19/10/2018 ve 30/10/2018 tarihlerinde tebliğe çıkarıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 14. maddesinde, sürelerle ilgili açık bir hüküm bulunmaması durumunda idarece 15 günden az olmamak üzere tebliğ süresinin belirleneceği açıkça hükme bağlanmasına karşın, 11 gün arayla iki kez tebliğe çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasından sonra dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ödeme emrine karşı dava açılmamış olması sebebiyle banka hesaplarına uygulanan haciz işleminin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden kaydı silinen … Elektronik İletişim Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 9. fıkrası uyarınca davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla tarhiyat yapılmasını müteakip, banka hesabı ve kredi kartlarına haciz konulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. ve devamı maddelerinde tebliğ hükümlerine yer verilmiş, bu maddede tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 94. maddesinde tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı kurala bağlanmıştır. Kanun’un 100. maddesinde bilinen adrese gönderilen mektupların, posta idaresince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı belirtildikten sonra 101. maddesinde, bu Kanun’a göre bilinen adresler sıralanmıştır: “1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri, 2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri, 3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi. 1. fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınır ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılır. İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.” Kanun’un 102. maddesinde; tebliğ olunacak evrakı içeren zarfın, posta idaresince muhatabına verileceği ve bu durumun muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elinin başparmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edileceği, muhatap tebellüğden imtina ederse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılacağı, posta memuru, durumu tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza ederek, tebliğ olunacak evrakı tebliği yaptıran idareye teslim edeceği bu durumda tebliğin, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılacağı kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 101. maddesinin 1. fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan işyeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması durumunda bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edileceği, bu durumda aynı maddenin 3. fıkrasına göre işlem yapılacağı, (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebligat çıkarılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edileceği, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılacağı belirtildikten sonra ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakının da aynı sebeplerle tebliğ edilememesi halinde, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusulanın kapıya yapıştırılacağı, bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının, gönderildiği idareye iade edileceği, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Vergi Dava Dairesince, yapılan iki tebliğ arasında asgari 15 gün beklenmesinin icap ettiği gerekçesiyle karar verilmiş ise de, 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 4. bendinde, tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip süre sonra yeniden tebligatın çıkarılacağı hüküm altına alınmakla süre ile ilgili olarak idareye takdir yetkisi tanındığı, dolayısıyla 15 günlük asgari sürenin olayda uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığından, işlemin diğer yönlerden hukuka uygunluğunun değerlendirilmesi suretiyle karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 02/03/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan istinaf kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve temyize konu kararın onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.