Danıştay Kararı 7. Daire 2020/936 E. 2023/1099 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/936 E.  ,  2023/1099 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/936
Karar No : 2023/1099

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İthalatçıdan bayilik sözleşmesine istinaden alınan “…” ve “…” şase numaralı araçların, alt bayi konumundaki … Otomotiv(…)e satışının yapılmasından sonra alt bayinin düşük özel tüketim vergisi ile ilk satışını yine …’e gerçekleştirdiğinin vergi tekniği raporuyla tespit edilmesinden sonra adı geçen şahıs adına 2013 yılının Nisan dönemine ait özel tüketim vergisinin gecikme faiziyle (üçüncü şahıs olan) davacıdan tahsili amacıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesinin üçüncü fıkrası ile 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 3. fıkrası uyarınca müşterek ve müteselsilen sorumlu sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, ödeme emri içeriği özel tüketim vergilerine ilişkin asıl borçlu … adına 2013 yılının Nisan dönemine ilişkin olarak “…” şasi nolu araç için ihbarname düzenlendiği, söz konusu aracın alıcısının … Maden İnş. unvanlı bir firma olduğunun düzenlenen raporlarda belirtilmesine rağmen bu araca ilişkin tarh edilen özel tüketim vergisinden davacının sorumlu tutularak işlem tesis edildiğinin anlaşıldığı, “…” şasi nolu araç için tarh edilen ve asıl borçlu için tahukkuk ettirilen özel tüketim vergisi açısından ise, 7071 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 34. maddesinin 1. fıkrası gereğince maddede belirtilen kişi ve kurumlar adına işlem tesis edilmesi gerekirken, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun kayyım atandığı şirketler açısından getirilen bu özel düzenlemeye riayet edilmeksizin, Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesi ve Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda belirtilen müteselsil sorumluluk kapsamında davacı adına takibe geçilmesinde ve ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davaya konu ödeme emrinin 1,2,3. sırasında yer alan “…” şasi nolu araca ilişkin amme alacağının belirtilen gerekçe ile iptaline ilişkin hüküm fıkrasının hukuka ve usule uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun bu kısımlar yönünden reddine; ödeme emrinin 4,5,6. sırasında yer alan “…” şase numaralı araca ilişkin amme alacağının ise olayda, 4760 sayılı Kanun’un 13. maddesinin 3. fıkrasında, (II) sayılı listedeki malların ilk iktisabı, teslimi veya ithaline ilişkin işlemleri gerçekleştirenlerin, bu işlemlerden önce özel tüketim vergisinin ödendiğini gösteren belgeleri aramak zorunda oldukları, bu mecburiyete uymayan yani verginin ödendiğine dair belgeleri aramayan gümrük memuru, kayıt ve tescile yetkili memur, motorlu araç ticareti yapanlar, bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler ve icra memurlarının sorumluluğunun doğacağının düzenlendiği; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesi ile bu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca yayımlanan Özel Tüketim Vergisi II sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği esas alınmışsa da; 213 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen müteselsil sorumluluğun, 4760 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında sorumlular tarafından kesilen vergilerin hazineye intikal ettirilmemesi haline münhasır olduğu, buna göre; motorlu araç ticareti yapan …’den araç satın alan alıcı durumunda bulunan davacının müteselsil sorumluluğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davaya konu ödeme emrinin bu kısmında da hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının asıl mükellefle birlikte müteselsilen sorumlu olduğu düzenlenen raporlarda tespit edildiğinden, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.