Danıştay Kararı 7. Daire 2020/708 E. 2023/466 K. 09.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/708 E.  ,  2023/466 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/708
Karar No : 2023/466

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …

2-(DAVALI) … Bakanlığı adına
…. Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Nakliyat Limited Şirketi adına tanzimli … tarih ve … sayılı yatırım teşvik belgesi kapsamında 2005 ve 2006 yıllarında işlem gören muhtelif tarih ve sayılı 5 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen eşyalara ilişkin katma değer vergisi, kaynak kullanımını desteleme fonu payı, gecikme faizi ve cezai faizin teşvik belgesinin iptal edilmesi üzerine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesinde belirtilen süre içerisinde ödenmesi, aksi takdirde cebren tahsili yoluna gidileceğinin bildirilmesine dair davacı adına şirket ortağı sıfatıyla tesis edilen işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre şirket adına kesinleşmiş amme alacağının tahsili amacıyla şirket ortağının takibinde, ödeme zamanının belirsizliğinden söz edilemeyeceğinden, takibin vade belirleme işlemiyle değil, doğrudan ödeme emri düzenlenmesi suretiyle yapılabileceği, olayda, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilme imkanının bulunmadığından bahisle şirket ortağı olan davacı adına ortaklık hissesi oranında dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, şirket adına kesinleşmiş olan alacağın takibinin ödeme emriyle yapılması gerekirken, 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, mahkeme kararının gerekçe yönünden düzeltilmesinin icap ettiği, asıl borçlu şirkette imza yetkilerinin olmadığı, alacağın zamanaşımına uğradığı; davalı idarece, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesi uyarınca işlem tesis edilmesinin davacı lehine bir uygulama olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idarece, savunma verilmemiş; davacı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz istemlerinin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 09/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.