Danıştay Kararı 7. Daire 2020/43 E. 2023/1187 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/43 E.  ,  2023/1187 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/43
Karar No : 2023/1187

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü) – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muris …’nın 15/06/2017 tarihinde vefat etmesi üzerine müteveffanın varisi olan davacı tarafından müşterek olarak verilen 29/11/2017 tarihli veraset ve intikal vergisi beyannamesi üzerine başlanan vergi incelemesinde, vergi müfettişlerinin sözlü talebi üzerine beyan edilen matrah üzerinden davacı adına 27/09/2018 tarihli tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen verginin 2018 yılı Mayıs dönemine ait 164.061,09 TL tutarındaki ilk taksitinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; olayda, dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan veraset ve intikal vergisinin davacının beyanı üzerine tahakkuk ettiği, tahakkuk fişinin ilgilisine verilmesinin tahakkuk eden verginin tebliği hükmünde sayıldığı, davacının kendi beyan ettiği matrah üzerinden tahakkuk eden vergiyi vadesinde ödenmemesi üzerine dava konusu ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği, söz konusu amme alacakları açısından tahsil zamanaşımının da bulunmadığı, dava sürecinde 2018 yılı Kasım dönemine denk gelen taksitlerin de ödendiğinin görüldüğü, diğer taraftan, davacı tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların ödeme emri aşamasında “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, usulüne uygun olarak tahakkuk ederek kesinleşen veraset ve intikal vergisinin tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 25. maddesinde, vergi kanunlarına göre beyan üzerinden alınan vergilerin “tahakkuk fişi” ile tarh ve tahakkuk ettirileceği, bu esasa göre, vergi dairesince beyannamenin alınması üzerine bir tahakuk fişi tanzim olunacağı ve bunun bir nüshasının mükellefe veyahut beyannameyi mükellef namına vergi dairesine tevdi edene verileceği, bu suretle verginin tahakkuk etmiş olacağı, tahakkuk fişinin mükellefe verilen nüshasının aynı zamanda beyannamenin makbuzu yerine geçeceği; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde ise, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükümlerine yer verildiği, bu düzenlemelere göre, veraset ve intikal vergisinin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için, verilen beyanname üzerine idarece on beş gün içinde “tahakkuk fişi” düzenlenerek verginin tarh ve tahakkuk ettirilmesi, tahakkuk fişinin bir örneğinin mirasçılara tebliğ edilmesi ve verginin tahakkuk tarihinden itibaren rastladığı Mayıs ve Kasım aylarında ödenmemiş olması gerekmesine karşın, olayda, bu hususlar dikkate alınmaksızın ödeme emri düzenlendiği, öte yandan, verginin tahakkukundan itibaren ödenmesinin mutad olduğu ve 27/09/2018 tarihinde düzenlenen tahakkuk fişine dayanılarak ancak bu tarihten sonraya rastlayan Kasım ve Mayıs ayları için ödeme yapılmasının istenebileceği halde, söz konusu tahakkuk fişiyle geçmişe yönelik vade belirlenebilmesi de mümkün bulunmadığından, vadesinden önce tahakkuk fişi tebliğ edilmeksizin düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddine yönelik kararda isabet görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek mahkeme kararının kaldırılmasından sonra dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.…Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.