Danıştay Kararı 7. Daire 2020/3885 E. 2023/1215 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/3885 E.  ,  2023/1215 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3885
Karar No : 2023/1215

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ithalat İhracat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen 2010 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin özel tüketim vergileri, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizlerinin tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının asıl borçlu şirketteki hisselerini devrettiği 12/11/2010 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden amme alacaklarından sorumlu tutulması mümkün bulunmadığından, dava konusu ödeme emrinin 2010/11, 11 dönemlerine ait özel tüketim vergisi ve fer’ileri ile 2010/10-12 dönemine ait özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısımlarında hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun şekilde kesinleştirildiği, şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında borcu kısmen veya tamamen karşılayacak mal varlığına rastlanılmadığı ortaya konulduğundan, ödeme emrinin kalan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, asıl borçlu şirket nezdinde yapılan takip işlemlerinin usulüne uygun olup olmadığının araştırılması gerektiği, ödeme emri içeriği borçların zamanaşımına uğradığı; davalı idarece, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine yönelik davacının temyiz isteminin reddi; dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin temyiz istemi yönünden ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi gereğince limited şirket payını devralan ortağın, devir öncesine ait şirket borçlarından devredenle birlikte müteselsilen sorumluluğu bulunduğundan, 07/09/2010 ilâ 12/11/2010 tarihleri arasında şirket ortağı olan davacının, 07/09/2010 tarihten önceki dönemlere ilişkin olarak devralan sıfatıyla, bu tarihler arasında ortaklık dönemine ilişkin olarak sorumluluğunun bulunduğu, 12/11/2010 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin amme alacaklarından ise sorumlu tutulamayacağı sonucuna ulaşıldığından, anılan tarihler göz önünde bulundurularak yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmek üzere temyize konu kararın anılan kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… ithalat İhracat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen 2010 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin özel tüketim vergileri, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizlerinin tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinin 1. fıkrasında, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 2. fıkrasında, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı düzenlenmiş; aynı Kanun’un 55. maddesinde ise, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, on beş gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan bölge idare mahkemesi kararının, davacının istinaf isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.

Davalı idarenin temyiz istemine gelince,
Her ne kadar Mahkemece, 07/09/2010 ilâ 12/11/2010 tarihleri arasında şirket ortağı olan davacının hisselerini devrettiği tarihten sonraki dönemlere ait amme alacaklarına ilişkin sorumluluğu bulunmadığından bahisle dava konusu işlemin kısmen iptaline karar verilmiş ise de, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi gereğince devir öncesine ait limited şirket borçlarından devredenin şirket payını devralan ortakla birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, anılan dönemler itibariyle davacının şirket ortağı sıfatıyla 12/11/2010 tarihi öncesi kıst dönemler ile ilgili sorumluluğunun bulunduğu açıktır.
Buna göre, 07/09/2010 ilâ 12/11/2010 tarihleri arasında şirket ortağı olan davacı, ortaklığa giriş tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak devralan sıfatıyla sorumlu olup, ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonraki dönemlere ilişkin amme alacaklarından ise sorumlu tutulamayacağından, anılan tarihler göz önünde bulundurularak yapılacak değerlendirme sonucuna göre kıst dönemler bakımından karar verilmek üzere temyize konu kararın anılan hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin ise kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacının istinaf isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, davalı idarenin istinaf isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
6. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 02/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.