Danıştay Kararı 7. Daire 2020/3641 E. 2023/37 K. 24.01.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/3641 E.  ,  2023/37 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3641
Karar No : 2023/37

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan bahisle 2009 yılı hesaplarının banka ve sigorta muameleleri vergisi yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, 2009 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen banka ve sigorta muameleleri vergileri ile üç kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Bozma kararı üzerine, davacı adına 2009 yılına ilişkin olarak re’sen yapılan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatının, Mahkemelerinin … gün ve E…. , K…. sayılı kararıyla, matrahın somut delillere dayanmaksızın afaki olarak belirlendiği gerekçesiyle kaldırıldığı ve dava konusu 2009 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için banka ve sigorta muameleleri vergilerine ilişkin tarhiyata esas matrahın da 2009 yılında elde edilen gelir dikkate alınarak belirlendiği görüldüğünden aynı şekilde somut delillere dayanmaksızın afaki olarak belirlenen matraha dayalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, işyerinde bulunan pos cihazları ile kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılandığı hususundan yeterli ve somut tespitler içerdiği, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Dava konu tarhiyata esas alınan matrahın, 2009 yılında elde edilen gelir olarak belirlendiği ve re’sen tarh edilen gelir vergisinin iptaline ilişkin verilen mahkeme kararının bozulduğu anlaşıldığından, oluşan bu hukuki durumun değerlendirilmesi suretiyle yeniden karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden; davacı adına re’sen tarh edilen 2009 yılı gelir vergisi ile üç kat vergi ziyaı cezasının Mahkemelerinin … gün ve E…., K…. sayılı kararıyla kaldırıldığı belirtilmiş ise de, gerçekte … tarih ve E: …, K: … sayılı karar ile tarhiyatların iptaline karar verildiği, belirtilen karara yönelik davalı idarenin temyiz isteminin Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından kabul edilerek 09/07/2020 tarih ve E:2019/3827, K:2020/2659 sayılı kararıyla bozulduğu, bozma kararı üzerine verilen ısrar kararının ise Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 07/12/2022 tarih ve E:2021/411, K:2022/1536 sayılı kararıyla, Mahkemenin, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerin davacının telefon ve kontör satışı faaliyetinin yanında ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğunu kanıtlayıcı mahiyette olduğu yönündeki yargısının Danıştay Dördüncü Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka uygun bulunarak kesinleştiği, uyuşmazlığın sadece dava konusu cezalı tarhiyatın matrahının hesaplanma yönteminin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin bulunduğu, … genel dağıtım bayisi olan … İletişim Hizmetleri Limited Şirketi ile … İnşaat Limited Şirketinin davacı adına düzenlediği fatura tutarının alış faturalarının toplam tutarı içindeki oranının düşük olup davacının diğer alışlarını GSM şirketlerinin distribütörü veya ana bayisi olmayan sektör içindeki tali bayilerden gerçekleştirdiği, GSM şirketlerinin distribütörü veya ana bayilerinden daha düşük fiyata kontör alma imkanı varken kendisi gibi tali bayi olan firmalardan daha yüksek fiyattan kontör almasının ticari teammüllere uygun olmadığı, iktisadi ve ticari icaplara uymayan bu duruma ilişkin olarak inceleme sırasında davete icabet etmemesi nedeniyle beyanına başvurulamayan davacı tarafından dava aşamasında da bir açıklamada bulunulmadığı, davacının ikrazatçılık faaliyeti kapsamına giren işlem tutarının belirlenmesinde, … genel dağıtım bayisi olan iki firmanın davacı adına düzenlediği faturalar dışındaki alış faturalarının toplam tutarı yerine davacının hem kontör alımı hem kontör satımı yaptığı firmalara davacının düzenlediği satış faturaları tutarlarının esas alındığı, sözü edilen iki firmanın davacı adına düzenlediği faturalar dışındaki alış faturalarının gerçek bir emtia teslimine dayandığının davacı tarafından ispatlanamaması karşısında faiz gelirinin hesaplamasında başvurulan yöntemin davacının lehine sonuç doğurduğu, ayrıca, tarhiyata konu matrahın hesaplanmasında davacının bu firmalara düzenlediği 50.000 TL’nin altında olan faturaların gerçek bir emtia teslimine dayandığının kabul edilmesi, davacının gelir tablosunda yer alan finansman giderlerinin tamamının hesaplanan tutardan düşülmesi, inceleme sırasında ifadesi alınan kredi kartı sahiplerinin kendilerinden %1,5, %2, %2,5, %3 oranında veya bankaların uyguladığı oranda komisyon alındığını beyan etmeleri karşısında faiz gelirinin hesabında %2 oranının esas alınmasının davacının lehine bir durum olduğu, bütün bu hususlar dikkate alındığında dava konusu cezalı tarhiyatın matrahının hesaplanma yönteminin hukuka uygun olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemenin davacının telefon ve kontör satışı faaliyetinin yanında ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu yönündeki yargısı hukuka uygun bulunarak kesinleştiğinden dava konusu banka ve sigorta muameleleri vergilerinin matrah unsurlarının hukuka uygun olup olmadığının, yukarıda belirtilen bozma kararı da gözetilmek suretiyle yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere, temyize konu kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.