Danıştay Kararı 7. Daire 2020/358 E. 2023/570 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/358 E.  ,  2023/570 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/358
Karar No : 2023/570

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Müdürlüğü VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen araçların “yeni ve kullanılmamış” olarak beyan edildiği halde yapılan yurt dışı araştırması neticesinde “kullanılmış” olduğunun saptanması üzerine, 95/7606 sayılı İthalat Rejimi Kararı uyarınca gerekli izin alınmaksızın ithal edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca eşyanın gümrüklenmiş değeri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında ithal olunan araçların, yeni ve kullanılmamış olarak beyan edilmelerine rağmen, ithal edildikleri ülkede trafik tescil kayıtlarının bulunması nedeniyle 95/7606 sayılı İthalat Rejimi Kararının 7. maddesi uyarınca Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Müsteşarlığından ithal izni alınması gerekirken, izin alınmaksızın ithalat işlemlerinin gerçekleştirildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, para cezası kararı alınmış ise de; anılan kanun hükmünün değişik halinin, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle, 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, cezaya konu fiillerin gerçekleştirildiği 2007 yılında, izne tabi bir eşyanın izinsiz olarak ithal edilmesi halini cezalandıran bir hükmün mevcut olmadığı, aksinin kabulünün “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırılık oluşturduğunun anlaşılması karşısında, gümrük idaresinin gözetimi altında ithal işlemleri tamamlanarak serbest dolaşıma giren eşyaya, ithalatın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan yasa hükmüne ve henüz tanınmamış yetkilere dayalı olarak ceza kesilmesi olanaklı bulunmadığından, bu cezanın kesinleştiğinden bahisle tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ödeme emrine ilişkin davada, para cezasının hukukiliğinin tartışılamayacağı, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Mahkemece, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan para cezasına ilişkin düzenlemenin ithalat tarihinde Gümrük Kanunu’nda bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karara yönelik istinaf istemi ise reddedilmiştir.
İdari yaptırıma konu fiilin gerçekleştiği tarih gümrük beyannamesinin tescil tarihi olduğundan bu tarihte yürürlükte olan mevzuata baktığımızda, 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun “Suçlar ve Kabahatler” başlıklı 3. maddesinin 11. fıkrasında dava konusu fiil kabahat olarak düzenlenmiş ve idari yaptırım olarak gümrüklenmiş değerin iki katı tutarında idari para cezası verileceği, 14. maddesinde ise mülkiyetin kamuya geçirileceği düzenlenmiştir.
Bilahare bu düzenleme 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’la 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yer alan kabahat fiili 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na aktarılmıştır. 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 11. fıkrası 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine idari para cezası olarak, 3 maddesinin 4. fıkrasında bulunan mülkiyetin kamuya geçirilmesi ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 4. fıkrasına aktarılarak “Vergi Kaybına Neden Olan İşlemlere Uygulanacak Cezalar” başlıklı ikinci bölümde yerini almıştır.
6455 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 14. fıkrasında bulunan düzenlemenin kaldırılarak 4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 4. fıkrasına aktarıldığı ve aynı fiil ile ilgili aynı idari yaptırımın yer aldığı görülmektedir.
Fiilin gerçekleştiği tarihten sonra fiil ile ilgili mevcut kanuni düzenlemenin görev ve yetkili idareyi değiştiren bir kanun hükmünün nasıl uygulanacağı sorununun aydınlatılması gerekli iken eşyaya tabi idari yaptırım kararının fiilin gerçekleştiği tarihte idarenin görevi ve yetkisinin bulunmaması sebebiyle iptali, yeterli hukuki araştırma yapılmadan verilmiş ve hukuka aykırı neticeye sebep olmuştur.
Zira yaptırımın uygulandığı tarihte gümrük idaresi görevli ve yetkili olup, 6455 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un değişikliği düzenleyen geçiş döneminde kabahatlere nasıl uygulanacağı da 64. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir:
MADDE 64 – 5607 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce işlenen bu Kanuna muhalefet kabahatlerinde, lehe hükümlerin uygulanması usulü 5252 sayılı Kanunun 9. maddesi hükmüne göre yapılır.
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
Lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul
Madde 9- (3) Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Mahkemece, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile Gümrük Kanunu hükümleri karşılaştırılarak lehe olan Kanunun belirlenmesi gereklidir.
Bu bağlamda geçici madde kapsamında incelenerek karar verilmesi gerekli iken, ithalat rejim kararına aykırı şekilde serbest dolaşıma girme sonucu doğuran kararın bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.