Danıştay Kararı 7. Daire 2020/3428 E. 2023/1217 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/3428 E.  ,  2023/1217 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3428
Karar No : 2023/1217

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Gıda Nakliyat ithalat İhracat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen 2009 ilâ 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin kurumlar, katma değer ve özel tüketim vergileri, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizlerinin tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin özel tüketim vergileri ile bu vergiye bağlı vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizlerine ilişkin kısımlarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, 28/05/2009-24/08/2010 ve 24/11/2010-17/01/2012 tarihleri arasında kanuni temsilci olduğu anlaşıldığından, kanuni temsilcilik görevinin bulunmadığı dönemlere isabet eden amme alacaklarından sorumlu tutulması mümkün bulunmadığından, davacı adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin 2010/8, 8, 9, 9 ve 2012/1, 1 dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisi ile vergi ziyaı cezaları ve gecikme faizlerine ilişkin kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun şekilde kesinleştirildiği, şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında borcu kısmen veya tamamen karşılayacak mal varlığına rastlanılmadığı ortaya konulduğundan, kanuni temsilci olduğu dönemlere ilişkin olarak davacı adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emri ile … numaralı ödeme emrinin kalan kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle işlemlerin dava konusu edilen bölümlerinin kısmen iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idarece istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların, mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı olan asıl borçlu şirket adına tanzimli … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin, şirket adresinde tebliğ edilemediğinden bahisle ilanen tebligat yapılarak tahsil sürecine ilişkin işlemler yürütüldüğünden, söz konusu ödeme emrinin tebliğinin hukuka uygun olup olmadığının ortaya konulmasının icap ettiği; Vergi Mahkemesince, şirket adına gönderilen tebligata ilişkin zarfın üzerinde yer alan bazı tarih ve sayılar ile bilgisayar ve el yazılarının incelenmesi sonucunda, üzerinde “…” şeklinde el yazısıyla sonradan eklenen ibarenin söz konusu ödeme emrine ilişkin olduğu kabul edilmek suretiyle ilanen tebliğin usulüne uygun olduğu sonucuna ulaşılmışsa da; tebligat işleminin ilgilisi yönünden doğuracağı sonuçlar dikkate alındığında, söz konusu tebliğ alındısının … tarih ve … takip numaralı ödeme emrine ait olduğunu kanıtlayacak şekilde asıl borçlu şirkete posta yoluyla tebligat yapılamadığını göstermeye yeterli olmadığı açık olduğundan, şartları oluşmaksızın yapılan ilanen tebliğ nedeniyle şirket adına kesinleştirilemediği sonucuna ulaşılan amme alacaklarına ilişkin olarak kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı; öte yandan, asıl borçlu şirket adına düzenlen … tarih ve … takip numaralı ödeme emri içeriği amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleştirildiği anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin dava konusu ödeme emirlerinin anılan ödeme emri muhteviyatı borçlara isabet eden kısımları yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrasına yönelik bölümünün reddinin icap ettiği gerekçesiyle davalı idarenin istinaf isteminin reddine, davacının istinaf isteminin ise kısmen reddine, kısmen de kabulü ile ödeme emirlerinin dava konusu edilen bölümlerinin kısmen iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, asıl borçlu şirket nezdinde yapılan takip işlemlerinin usulüne uygun olup olmadığının araştırılması gerektiği, ödeme emri içeriği borçların zamanaşımına uğradığı; davalı idarece, tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine yönelik davacının temyiz isteminin reddi; dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin temyiz istemi yönünden ise, 28/05/2009-24/08/2009 ve 24/11/2010-17/01/2012 tarihleri arasında kanuni temsilci olan davacının, anılan tarihler dışında kalan dönemlere ilişkin amme alacaklarından sorumlu tutulamayacağı, anılan tarihlere isabet eden dönemlere ilişkin amme alacakları bakımından ise sorumluluğunun bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, söz konusu husus göz önünde bulundurularak kıst dönemlere ilişkin yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmek üzere temyize konu kararın anılan kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, davacının istinaf isteminin kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
Asıl borçlu şirkette 28/05/2009-24/08/2010 ve 24/11/2010-17/01/2012 tarihleri arasında kanuni temsilci olarak görev yapan davacının, anılan tarihler dışında kalan dönemlere ilişkin amme alacaklarından sorumlu tutulamayacağı, anılan tarihlere isabet eden dönemlere ilişkin amme alacakları bakımından ise sorumluluğunun bulunduğu açıktır.
Buna göre, dava konusu ödeme emirlerinin şirket adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinden kaynaklanan kısmının, 2010/9 dönemine ait amme alacaklarına ilişkin bölümünün iptal edilmesinde sonucu itibariyle yasal isabetsizlik görülmemiş; 2010/8 ve 2012/1 dönemlerine ait amme alacaklarına ilişkin olarak ise, davacının kanuni temsilci olduğu tarihlerle amme alacağının kaynaklandığı olayın davacı ile ilgisi göz önünde bulundurularak, kıst dönemler bakımından yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmek üzere temyize konu kararın anılan kısmının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacının istinaf isteminin kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Davalı idarenin temyiz isteminin, kararın, 2010/9 dönemine ait amme alacaklarına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik kısmının REDDİNE, kısmen de kabulü ile, kararın, 2010/8 ve 2012/1 dönemlerine ait amme alacaklarına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
6. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
7. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 02/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.