Danıştay Kararı 7. Daire 2020/3198 E. 2020/4515 K. 09.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/3198 E.  ,  2020/4515 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3198
Karar No : 2020/4515

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) : … Bakanlığı adına … (…) Gümrük Müdürlüğü

VEKİLİ: Av. …

2- (DAVACI) : … Ambalaj Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2015 ve 2016 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 16 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyada gözetim uygulaması olması sebebiyle fazladan ödenmek zorunda kalınan vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi isteminin reddine dair karara vaki itirazın zımnen reddi yolundaki işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, gözetim kıymeti, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığından, bu kıymetin ithalata konu edilen eşyaya ait gümrük vergilerinin hesaplanmasında esas alınamayacağı, bu nedenle gözetim önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle ödenen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi talebinin reddine dair karara vaki itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde hukuki isabet bulunmadığı; fazla ödenen tutarın faiziyle iadesinin icap ettiği gerekçesiyle, işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine ve davacı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idarece, kendi iradesi ile beyan edilip ödenen vergilerin iadesinin talep edilemeyeceği; davacı tarafından, birleşen dosyalar için de lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı olarak istemlerin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2015 ve 2016 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 16 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyada gözetim uygulaması olması sebebiyle fazladan ödenmek zorunda kalınan vergilerin, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi isteminin reddine dair karara vaki itirazın zımnen reddi yolundaki işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 232. maddesinde, konusu ve yükümlüsünün aynı olması, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunması şartıyla; birden fazla işleme veya beyannameye ilişkin gümrük vergileri ve para cezalarına tek tahakkuk ve ceza kararının düzenlenebileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Aynı dilekçe ile dava açılabilek haller başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 30. maddesinde, hakimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu, 57. maddesinde, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde birden çok kişinin ihtiyari dava arkadaşı olarak birlikte dava açabilecekleri gibi, aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği, 166. maddesinde, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan mahkeme kararının verildiği tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 8. maddesinde, bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunacağı, 22. maddesinde ise, ihtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davaların ister ayrı dava konusu yapılsın, ister bir davada birleştirilsin her biri için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine hükmedileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan kararın, iptale ve ödenen tutarın faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Davacının, kararın dosyaların birleştirilmesi suretiyle tek vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, konusu ve yükümlüsü aynı olan, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunan birden fazla işlem için idarelerce tek kararın alınabileceği ve aralarında bağlılık veya sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabileceği, ihtiyari dava arkadaşlığının, birden çok kişinin birlikte dava açmaları veya aleyhlerine birlikte dava açılması hallerinde söz konusu olabildiği ve ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olması halinde ise, seri davadan bahsedilebileceği, aynı düzey ve sıfattaki farklı mahkemelerde açılmış davaların birleştirilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda ise, seri davaya konu olabilecek birden çok kişi hakkında tesis edilen bir işlem olmadığı gibi, aynı davacı hakkında aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunan tek işlem tesis edildiğinin anlaşılması karşısında, davacı tarafından, beyannamelerden kaynaklanan ve aynı maddi olay nedeniyle tesis edildiği anlaşılan işleme karşı, beyanname numaralarına göre ayrılması suretiyle birden fazla davaya konu edilmesi, ortada ayrı ayrı incelemesini gerektiren maddi ya da hukuki bir nedenin bulunmadığı da gözetildiğinde, davaların etkin ve hızlı şekilde çözümlenmesine ilişkin kurala, diğer bir deyişle, usul ekonomisine uygun değildir. Bu bakımdan Mahkemece, davacı adına tesis edilen aynı işlemde yer alan unsurlara ilişkin kendi esasına kayıtlı dosyaların birleştirilmesi suretiyle yargılama yapılması yargılama sonucunda birleştirilen, ancak seri dava niteliğinde olmayan işbu davada, haklı çıkan davacı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesinde ve buna yönelik istinaf başvurusunun reddedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacının TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 09/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.