Danıştay Kararı 7. Daire 2020/3083 E. 2020/3499 K. 05.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/3083 E.  ,  2020/3499 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3083
Karar No : 2020/3499

DAVACI: … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …
DAVALI: … Bakanlığı

DAVANIN KONUSU : 08/05/2020 tarih ve 31121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2020/6 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile davacı tarafından ihtirazi kayıtla verilen muhtelif tarih ve sayılı 22 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyalar nedeniyle tahakkuk ettirilen bandrol ücreti, özel tüketim vergisi ve kültür fonuna vaki itirazın reddi yolundaki işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi …’in açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin 4. fıkrasında; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak, bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri; 5. maddesinin 1. fıkrasında ise, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunması halinde birden fazla işlemin bir dilekçe ile idari davaya konu edilebileceği belirtildikten sonra, 14. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde de; 3 ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak suretiyle otuz gün içinde dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında idari dava daireleri ile vergi dava dairelerinin kendi aralarında iş bölümü esasına göre çalışacağı, özel kanunlarında başkaca hüküm bulunmadığı takdirde dava daireleri ile arasındaki iş bölümünün maddede sayılan esaslar dahilinde Başkanlık Kurulu tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Buna göre, 29/12/2016 tarih ve 2016/72 sayılı Başkanlık Kurulu kararıyla vergi davalarına bakan dava daireleri hariç, diğer dava dairelerinin görevi dışında kalan işlerle ilgili davaların ve temyiz başvurularının Danıştay Onuncu Dairesince; gümrük ve ithale ilişkin vergilere, gider vergileri ile özel tüketim vergisine, motorlu taşıtlar vergisine ve veraset ve intikal vergisine ilişkin davaların ve temyiz başvurularının ise Danıştay Yedinci Dairesince çözümleneceği düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda değinilen hükümler çerçevesinde, düzenleyici işlemler ile bunların uygulanması suretiyle tesis edilen bireysel işlemlere karşı birlikte Danıştayda dava açılabilmesi mümkün ise de, 29/12/2016 tarih ve 2016/72 sayılı Başkanlık Kurulu kararı uyarınca, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay Onuncu Dairesinin görevine giren Ticaret Bakanlığınca yayımlanan İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un ilgili hükümleri uyarınca ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve her birinin ayrı ayrı incelenmesi zorunlu olan ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergi, ücret ve fonlara vaki itirazın reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarların iadesine hükmolunması istemiyle aynı dilekçeyle açılan davanın Danıştayda çözümlenmesine olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunmayan dilekçenin, aynı Kanun’un 15. maddesinin 1.fıkrasının (d) bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde, her işleme karşı görevli ve yetkili yargı mercileri gözetilerek ayrı dava açmakta serbest olmak üzere REDDİNE;
2. Dilekçe ve eklerinin davacıya iadesine,
3.Yeniden verilecek dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde anılan Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası gereğince davanın reddedileceği hususunun davacıya bildirilmesine,
4. Aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
kullanılmayan …- TL yürütmenin durdurulması harcı ile varsa artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 05/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X- KARŞI OY:
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 4. fıkrası, genel düzenleyici işlemlerin özel veya tüzel kişiler aleyhine uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilmesi konusunda davacılara seçimlik hak tanımıştır. Genel düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilen öznel işlem (Uygulama işlemi), süresi içinde iptal davası açılmayan bir düzenleyici işlem ile birlikte iptalinin talebini de sağlamaktadır. İlgilisi sadece öznel işleme karşı ilk derece mahkemesi olarak görev yapan mahkemede dava konusu edebileceği gibi her iki işleme karşı birlikte görevli yargı yerinde dava açabilecektir. Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinin 1. fkrasının (c) bendinde “Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere, Danıştay tarafından ilk derece mahkemesi olarak yargılama yapacağı görevleri arasında sayılmakla; düzenleyici işlemi incelemekle görevli ve yetkili olan mahkeme ilk derece mahkemesi Danıştay olmakla uygulama işleminin iptalinin de yargılamasını yapabilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu genel düzenleyici işlem olan Tebliğ ile gümrük tarife istatistik pozisyonu ve tanımı belirtilen eşyanın ithalatında ileriye yönelik olarak ülke ayırımı yapılmaksızın yürütülecek olan gözetim uygulamasına ilişkin usul ve esasların düzenlendiği görülmektedir. Bu tebliğe dayanarak idarece uygulanan birel işlemin hukuki niteliğine bakıldığında, Gözetim uygulaması getirilen GTİP nosu ile tanımlanan eşyanın birim gümrük kıymetinin 200 doların altında beyan edilmesi halinde İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenecek gözetim belgesi ile ithal edileceği ve bu belgenin gümrük beyannamesinin tescilinde ilgili gümrük idaresince aranacağından ithal eden tarafından idareye ibraz edilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
İthalatta uygulanacak gözetim ve korunma önlemleri, Türk Mevzuatında, 1995/6525 sayılı Bakanlar Kurul Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri Anlaşması ile yerini almıştır.
Gözetim uygulamasında, Ekonomi Bakanlığınca (İthalat Genel Müdürlüğü) yerli üreticilerin talebi üzerine veya re’sen, belli bir malın ithalatının, o malın yerli üreticileri ve ülke ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratıp yaratmadığının tespit edilmesi amacıyla incelemeye başlanılarak, inceleme sonucunda gözetim uygulaması öngörülebilmektedir. Gözetim belgesinin ibrazı zorunluluğu ise, o malın, belli bir değerin altında kıymetle ithal edilmek istenmesi durumuna münhasırdır.
Ancak beyana dayalı olan gümrük vergilerinde de ithal malın gümrük kıymeti ilgilisinin beyanı üzerine tarh ve tahakkuk edildiğinden, ve verginin matrahının ithalatçının eşyanın satış bedeli ile bu bedele 4458 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereği düzeltilerek tespit edilen eklenen diğer giderlerin gösterilmesi ile fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olarak oluşturulmaktadır.
Öznel işlem veya uygulama işlemi olarak tanımlanan ithalatçının bu Tebliğ hükümleri gereği eşyanın satış bedelinin 200 doların altında olması durumunda, gözetim belgesi alması zorunluluğundan kaçınmak için 200 dolara dış gider göstermek suretiyle yükseltilen eşyanın gümrük kıymeti vergi hesaplamalarına direk yansımakta olup, ithalatçının ithal işlemlerinden sonra idareye başvurarak eşyanın satış bedeli ile 200 dolar arasındaki meblağın iadesinin dava konusu edildiği anlaşılmakla, bu tür davalar vergi mahkemesi görev alanında olup, Danıştay 7. Dairesince 4458 sayılı Kanun’un 211. maddesi kapsamında temyiz incelemesi yapılmaktadır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında idari dava daireleri ile vergi dava dairelerinin kendi aralarında iş bölümü esasına göre çalışacağı, özel kanunlarında başkaca hüküm bulunmadığı takdirde dava daireleri ile arasındaki iş bölümünün maddede sayılan esaslar dahilinde Başkanlık Kurulu tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Buna göre, 29/12/2016 tarih ve 2016/72 sayılı Başkanlık Kurulu kararıyla vergi davalarına bakan dava daireleri hariç, diğer dava dairelerinin görevi dışında kalan işlerle ilgili davaların ve temyiz başvurularının Danıştay Onuncu Dairesince; gümrük ve ithale ilişkin vergilere, gider vergileri ile özel tüketim vergisine, motorlu taşıtlar vergisine ve veraset ve intikal vergisine ilişkin davaların ve temyiz başvurularının ise Danıştay Yedinci Dairesince çözümleneceği düzenlenmiştir.
İlk derecede Danıştay’da açılan bir davaya konu edilebilecek düzenleyici işlem olan İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ve bu Tebliğe dayanması koşuluyla düzenleyici işlemle birlikte Danıştay’da incelenebileceği kabul edilen uygulama işleminin sebep – sonuç ilişkisi taşıdığı ve Tebliğin uygulanması neticesinde eşyanın belirlenen gözetim kıymetinin altında ithal edilmek istenmesi durumunda kıymetin belirlenen tutara yükseltilmesi üzerine tahakkuka karşı açılan davaların temyiz incelemesini yapma görevinin Dairemizde olduğu, uygulama işleminin Tebliğe dayandığı anlaşılmakla yargılama sonucunun birbirini etkileyecek mahiyette bulunması nedeniyle gerek düzenleyici işlemin yargılama sonucunu beklemek suretiyle adaletin gecikmesine sebep olacağı gerekse usul ekonomisine aykırı bulunduğu gerekçesiyle her iki işlemin de Danıştay 7. Dairesince incelenmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.