Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2020/262 E. , 2022/601 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/262
Karar No : 2022/601
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Tarım Kimya Ürünleri ve Madeni Yağ Üretim Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden … ( …) Kimyevi Maddeler Boya Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden yaptığı alımlara ilişkin faturaların sahte olduğundan bahisle söz konusu faturalara konu özel tüketim vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca 2014 yılının Kasım ayının (2.) ve Aralık ayının (1.) ve (2.) dönemlerine ilişkin olarak re’sen tarh edilen özel tüketim vergileri ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle üç kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, madeni yağ imalatı işi ile iştigal eden davacının 2014 ve 2015 yılları hesap ve işlemlerinin incelenmesi üzerine düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan … Kimyevi Maddeler Boya Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketine ait faturaların yasal defterlere kaydedilmek suretiyle haksız özel tüketim vergisi indiriminden yararlanıldığının tespit edildiği, bu suretle, söz konusu faturalarda yer alan özel tüketim vergisi indirimlerinin reddi suretiyle tekerrür uygulanmış üç kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi tarhiyatlarının yapıldığının anlaşıldığı, Ulus Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi … Kimyevi Maddeler Boya Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkındaki … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden, 01/11/2014 tarihinden terk tarihine kadar düzenlediği faturaların sahte belge olduğu sonucuna varılmış olup, söz konusu faturalarda yer alan özel tüketim vergilerinin indirimine olanak bulunmadığı, bu durumda tarhedilen özel tüketim vergilerinde ve vergi ziyaına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi nedeniyle aynı Kanun’un 344. maddesinin ikinci fıkrası gereğince üç kat olarak kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık görülmediği, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılan kısımları yönünden ise; 213 sayılı Kanun’un 339. maddesi uyarınca davacı şirket hakkında tekerrüre esas alınan cezanın kesinleşme tarihini izleyen yılın başından itibaren beş yıl içerisinde vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren bir eylemde bulunulması halinde tekerrür hükümlerinin uygulanabileceği, davalı idarece tekerrüre esas alınan vergi ziyaı cezasının 2014 yılının Şubat dönemine ait olduğu ve dava konusu vergi ziyaı cezasına konu eylemin ise 2014 yılında vuku bulduğu dikkate alındığında, aynı yıl için kesilen bir ceza tekerrüre dayanak alınamayacağından, vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle artırılan kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın üç kat vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergilerine ilişkin kısmı yönünden reddine, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan kısımlarının ise iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın tekerrüre ilişkin kısmının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların anılan hüküm fıkrasının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Pişmanlık hükümlerinin ihlali nedeniyle davacı adına 2013 yılının Şubat dönemi için kesilen vergi ziyaı cezasının 08/05/2013 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştiği ve tekerrüre bu vergi ziyaı cezası esas alındığından, dava konusu vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükmünün uygulanmasında hangi cezanın esas alındığının ve söz konusu cezanın nasıl kesinleştiğinin tespit edilmesi ve Ceza Hukukunun “lehe olan kanun hükümlerinin geçmişe yürüyeceği” yolundaki temel ilkesi çerçevesinde, 213 sayılı Kanun’un 339. maddesinin 7338 sayılı Kanun’la değişik halindeki, artırım tutarının kesinleşen (tekerrüre esas alınan) cezadan fazla olamayacağı yolundaki düzenlemenin göz önünde bulundurulması suretiyle ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bölge idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 339. maddesinin, 26/10/2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 38. maddesiyle değişik halinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, artırım tutarının kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacağı, birinci fıkrada yer alan beş ve iki yıllık sürelerin hesabında, artırıma esas alınan cezaların kesinleşme tarihinin dikkate alınacağı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, ilk derece mahkemesince verilen … tarih ve E:… sayılı ara kararı ile uyuşmazlık konusu vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükmünün uygulanmasında hangi cezanın esas alındığının ve söz konusu cezanın nasıl kesinleştiğinin davalı idareden sorularak, anılan cezaya ilişkin ihbarname ve tebliğ evrakı ile kesinleşmesine ilişkin bilgi ve belgelerin birer örneğinin gönderilmesinin istenildiği, davalı idarece gönderilen cevapta 2014 yılının Şubat dönemine ilişkin vergi ceza ihbarnamesinde yer alan cezanın tekerrüre esas alındığının belirtilmesi üzerine, aynı yıl için kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle dava konusu vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uyarınca arttırılan kısımlarının iptali yolundaki hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddedildiği anlaşılmakta ise de; davalı idarece temyiz dilekçesinde 2013 yılının Şubat dönemine ait vergi ceza ihbarnamesinde yer alan cezanın tekerrüre esas alındığının ileri sürüldüğü görüldüğünden, dava konusu vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükmünün uygulanmasında hangi cezanın esas alındığının ve söz konusu cezanın nasıl kesinleştiğinin tespit edilmesi ve Ceza Hukukunun “lehe olan kanun hükümlerinin geçmişe yürüyeceği” yolundaki temel ilkesi çerçevesinde, 213 sayılı Kanun’un 339. maddesinin 7338 sayılı Kanun’la değişik halindeki, artırım tutarının kesinleşen (tekerrüre esas alınan) cezadan fazla olamayacağı yolundaki düzenlemenin göz önünde bulundurulması suretiyle ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bölge idare mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 16/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.