Danıştay Kararı 7. Daire 2020/2506 E. 2023/127 K. 27.01.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/2506 E.  ,  2023/127 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2506
Karar No : 2023/127

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2012 ve 2013 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 30 adet serbest dolaşıma giriş beyannamelerine ilişkin ödeme dekontlarının sahte olduğundan bahisle tahakkuk ettirilen kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından, ek tahakkuk ve ceza kararlarının zamanaşımı süresinde alınmadığı ileri sürülmüşse de, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, gelir eksikliğine sebep olan olayla ilgili olarak İstanbul Anadolu … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dava dosyası ile halen derdest durumda olan ceza davasının açıldığı ve davacı şirket yetkilisi …’in bahse konu dosyada sanık konumunda bulunması nedeniyle, zamanaşımı süresi ceza zamanaşımı kadar uzayacağından, davacının aksi yöndeki iddiasına itibar edilmediği, olayda, dolaylı temsilci konumunda bulunan … Gümrük Müşavirliği Şirketi’nce davalı idareye beyan edilen söz konusu beyanname muhteviyatı eşyalara ilişkin kaynak kullanımını destekleme fonu payı bedellerinin ödenmediği, bunun sahte belgeler düzenlenmesi suretiyle davacı şirketten gizlendiği, dolayısıyla davacının sorumluluğunun bulunmadığı ve gümrük müşavirliği şirketi yetkililerinin sorumlu olduğu iddia edilmişse de; mevcut durumun gümrük giriş beyannameleri muhteviyatı eşyalara ilişkin ödenmesi gereken kaynak kullanımını destekleme fonu payı bedellerinin beyan edilerek hazineye intikal ettirilmediği gerçeğini değiştirmeyeceği ve ödenmeyen bu tutarlar nedeniyle, asıl yükümlü olan davacı şirketin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı sonucuna varıldığından, davacı şirket adına tahakkuk ettirilen kaynak kullanımını destekleme fonu payında hukuka aykırılık görülmediği; davanın, para ceza kararına ilişkin kısmına gelince, olayda, ithal edilen eşyaların kıymetinde herhangi bir aykırılık tespit edilmediği, diğer bir ifadeyle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca para cezası hesaplanarak karara bağlanmasını gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığı ve para cezası kararı alınabilmesi için sözü edilen bendde öngörülen koşulların gerçekleşmediği sonucuna varıldığından, para cezası kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kaynak kullanımını destekleme fonu payı tutarlarının vekaletname verdikleri … Gümrük Müşavirliği Şirketi’nin banka hesabına havale edildiği, anılan Şirketin sahte dekont düzenleyerek bu paraları kendi menfaatine kullandığı, yapılan soruşturma sonucunda kendileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, dava konusu olayla hiçbir ilgilerinin bulunmadığı, … Gümrük Müşavirliği yetkilileri hakkında açılan ceza davasında sanık değil, müşteki konumunda bulunduklarından ceza zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, buna göre tahakkukun zamanaşımına uğradığı; davalı idarece, davacı şirket adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamelerine ilişkin dekontların sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI :Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak açılan ceza davasında verilecek hüküm, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanıp uygulanmaması sonucunu doğuracağından, uyuşmazlığın ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi icap etmekte olup, işbu dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğinden daire kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, iptale ilişkin hüküm fıkrasının ise onaması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2012 ve 2013 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 30 adet serbest dolaşıma giriş beyannamelerine ilişkin ödeme dekontlarının sahte olduğundan bahisle tahakkuk ettirilen kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün ithalat vergisine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle beyannamenin tescil tarihinde başlayacağı; 197. maddesinin 2. fıkrasında, yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı, şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı; 4. fıkrasında da, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması kaydıyla, bu alacakların Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği; 231. maddesinin 1. fıkrasında, idari yaptırıma konu fiilin, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması kaydıyla, idari yaptırım kararlarının Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde uygulanacağı, 2. fıkrasında, gümrük vergileri alacağına bağlı idari para cezalarında zamanaşımının, bu idari para cezalarına ilişkin gümrük vergilerinin zamanaşımına tabi olacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan kararın, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasına ilişkin kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Temyize konu kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacının istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasına ilişkin temyiz istemine gelince;
Yukarıda değinilen hükümlere göre; yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı ya da noksan alındığı tespit edilen vergilere ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerekiyorsa da; gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak, sözü edilen süre içerisinde dava açılması halinde, zamanaşımının durduğu sürece veya davanın sonuçlanmasından sonra kalan süre içerisinde tahakkuk işlemi yapılarak mükellefine tebliğ edilebileceği gibi, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda, tahakkukun ceza uygulamasını gerektiren fiilin tabi olduğu zamanaşımı süresi içerisinde yapılması da olanaklı olmakla birlikte, bir fiilin ceza gerektirip gerektirmediği, bir başka ifadeyle suç teşkil edip etmediği, açılacak ceza davasında verilecek kararla ortaya konulabileceğinden, 197. maddenin 4. fıkrası hükmünün uygulanabilmesi bakımından ceza davasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, ceza uygulamasını gerektiren fiil nedeniyle açılmış bir ceza davasında verilerek kesinleşen mahkumiyet hükmü, gümrük vergileri alacakları hakkında, suçun tabi olduğu zamanaşımı süresinin uygulanmasını mümkün kılacaktır.
Olayda, 5911 sayılı Kanun ile ithalat vergileri kapsamına alınan kaynak kullanımını destekleme fonu payının gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra tahakkuk ettirilerek tebliğ edildiği, gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak ise … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada yargılamaya devam edildiği tespit edilmiştir.
Bu bakımdan; temyize konu kararda, gelir eksikliğine sebep olan olayla ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesinin E:.. sayılı dava dosyası ile halen derdest durumda olan ceza davasının açıldığı ve davacı şirket yetkilisi … bahse konu dosyada sanık konumunda bulunması nedeniyle, zamanaşımı süresinin ceza zamanaşımı kadar uzayacağının kabulü suretiyle karar verilmiş ise de, Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 4. fıkrasının 5911 sayılı Kanun’la değişik halinde, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olduğunun belirtilmesi suretiyle, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanabilmesinin ceza davasının sonucuna bağlandığından katılma olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda, gümrük yükümlüğünü doğuran olay nedeniyle ceza davası açılmış olması ve bu ceza davasında verilecek hüküm, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanıp uygulanmaması sonucunu doğuracağından, işbu dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi gerekirken, yukarıda yer alan gerekçeyle verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin ise kabulüne,
2. … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
6. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan istinaf kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ve temyize konu kararın onanması gerektiği oyu ile, kararın bozmaya ilişkin hüküm fıkrasına katılmıyorum.