Danıştay Kararı 7. Daire 2020/2434 E. 2023/1490 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/2434 E.  ,  2023/1490 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2434
Karar No : 2023/1490

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
2- … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, antrepo sahasında bekletilen aracın gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanıma tabi tutulmadığından bahisle söz konusu aracın tasfiyesine ilişkin Bakırköy Tasfiye İşletme Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı 07/10/2009 tarih ve 27369 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ekinde yürürlüğe giren 4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın 08/11/2013 tarih ve 28815 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2013/5371 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ekinde yürürlüğe giren 4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile değişik “Çift uyruklu kişiler” başlıklı 110. maddesinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

DAVACININ İDDİALARI : Türkiye Cumhuriyeti Los Angeles Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen “İkametgah Nakil Belgesi” ile ikametgahını Türkiye’ye naklettiği, adına kayıtlı kullanılmış motorlu özel nakil vasıtasını gümrük vergisinden muaf tutmak suretiyle serbest dolaşıma dahil edilmesini teminen 31/08/2015 tarihinde Yeşilköy Gümrük Müdürlüğüne başvurduğu, 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 46 ve 110. maddeleri dayanak gösterilerek çift uyruklu kişilerin muafiyet kapsamında olmadığından bahisle başvurusunun reddedildiği, bu işlemin aynı statü ve durumda bulunan kişilerin yasal mevzuatlarla öngörülen düzenlemelerden, aynı şart, nitelik ve ölçüde yararlanma ilkesine aykırılık oluşturduğu, Türk Vatandaşı olmasından dolayı, kanunen tanınan tüm hak ve menfaatlerden her Türk Vatandaşı gibi yararlanmasının hukuk devleti ilkesinin gereği olduğu, idarece, 26/08/2015 tarihinden itibaren antrepo sahasında bekletilen aracın gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanıma tabi tutulması gerektiği aksi takdirde anılan araçla ilgili Gümrük Kanunu’nun 177. maddesinin (g) bendi uyarınca tasfiye işlemlerine başlanılacağı bildirildiğinden anılan düzenlemenin iptali ve aracın teslim edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinin 2. fıkrasının vermiş olduğu yetkiye istinaden, kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarının gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma girişine ilişkin gümrük işlemlerinin uygulamasına dair usul ve esasların, 2009/15481 sayılı Karar’ın ilgili maddelerinde düzenlendiği, anılan Karar’ın 110. maddesinde de 46. maddenin birinci fikrasının (a) ve (c) bentlerinde yer alan kişilerin çift uyruktu olması halinde söz konusu muafiyetten yararlanamayacağı yönündeki hükme istinaden çift uyruk sahibi olan davacının anılan muafiyetten yararlanamayacağı, 4458 sayılı Kanun’un 177. maddesinin (g) bendi uyarınca, davaya konu aracın 26/02/2015 tarihinden itibaren sahada bekletildiği, davacı tarafından konuya ilişkin gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem yapılmadığı, aracın kullanıma tabi tutulmadığı, Gümrük Kanunu’nun 167. maddesi ile tanınan yetkiye istinaden yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, davaya konu aracın tasfiye sürecinin ve tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden; davaya konu Karar’ın ilgili madde ve gerekçesinde, süre, cins, nitelik ve eşyanın kullanılmış olup olmadığı yönünde ayrıntılı nitelendirmelere yer verilmemesine karşın, muafiyetten yaralanacak sujeler yönünden detaylı bir belirleme yapılmadığı gibi, gerekçede buna ilişkin düzenleme yapma yetkisinin de verilmediği anlaşıldığından, Kanun’da açıkça yetki verilmeyen hususlara yönelik düzenleme içeren ve dayanağı Kanun hükmüyle öngörülmüş bir hakkın kullanımını sınırlandırıcı bir nitelik taşıyan ilgili hüküm ile söz konusu hükme dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden dava konusu hükmün ve işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Dava, çift uyruklu olan ve adına kayıtlı motorlu kara taşıtı, bedelsiz ithalat kapsamında gümrük vergisinden muaf olarak teslim edilmeyerek antrepo sahasında bekletilen davacı tarafından taşıtın gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanıma tabi tutulmadığından söz edilerek tasfiye işlemlerine başlanılacağını duyuran T.C. Ticaret Bakanlığı Bakırköy Tasfiye İşletme Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme dayanak gösterilen 07/10/2009 tarih ve 27369 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yürürlüğe giren “4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın”, 08/11/2013 tarih ve 28815 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2013/5371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yürürlüğe giren “4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” ile değiştirilen 110. maddesinin iptali istemine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesinin üçüncü fıkrasında; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği kurala bağlanmış, 21/01/2017 tarih ve 6771 sayılı Kanununun 16. maddesiyle, 73. maddenin dördüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi, “Cumhurbaşkanına” olarak değiştirilmiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun “Özellik Gösteren Faaliyetler” kısmının “Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna” başlıklı Birinci Bölümünün 167. maddesinin birinci fıkrasının, 18/06/2009 tarih ve 5911 sayılı Kanunun 37. maddesiyle değişik (5) numaralı bendinin (a) alt bendinde, gerçek kişiler tarafından serbest dolaşıma sokulacak şahsi eşyadan, yerleşim yerlerini Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden gerçek kişilere ait, alındığı tarihte üç yaşından büyük olmayan kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarının gümrük vergilerinden muaf olduğu kuralına yer verilmiştir.
Gümrük Kanunu’nun 5911 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile değiştirilen 167. maddesinin ikinci fıkrasında, birinci fıkranın (3) ila (12) numaralı bentlerinde yer alan eşyayı geliş süreleri dahil tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarlarını belirlemeye, muafiyet ve istisna uygulanacak tutarları sıfıra kadar indirmeye veya iki katına kadar çıkartmaya ve bu muafiyet ve istisnayı farklı eşya itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı uygulamaya ve ticari mahiyette bulunmayan vergiye tabi eşyadan alınacak gümrük vergilerini göstermek üzere ilgili kanunlarda belirtilen hadleri geçmemek şartıyla tek ve maktu bir tarife uygulamaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu hükme bağlanmış, 02/07/2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 126. maddesiyle, bu fıkralarda yer alan “Bakanlar Kurulu” ifadesi, “Cumhurbaşkanı”, “Bakanlar Kurulunca” ifadesi, “Cumhurbaşkanınca” olarak değiştirilmiştir.
02/07/2018 tarih ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “Tüzükler, Bakanlar Kurulu kararları ve yönetmelikler” başlıklı geçici 1. maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanun Hükmünde Kararname ile değişiklik yapılan kanunların ve kanun hükmünde kararnamelerin ilgili maddeleri gereğince yürürlüğe konulmuş olan tüzükler, nizamnameler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer işlemlerin yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdüreceği hüküm altına alınmıştır.
Anayasa’nın 73. maddesinin, 6771 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki hükmünde, Bakanlar Kuruluna vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi verilmiş, bu durumlar haricinde vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Verginin kanuniliği ilkesi olarak tanımlanan bu ilke uyarınca verginin yükümlüsü, konusu, vergiyi doğuran olay, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, zamanaşımı, muafiyet ve istisna gibi vergilendirmeye dair temel ögelerin kanun ile belirlenmesi gerekmektedir.
2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın “Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller” başlıklı Beşinci Kısmının “Gerçek Kişiler Tarafından Serbest Dolaşıma Sokulacak Şahsi Eşya” başlıklı İkinci Bölümünün “Yerleşim Yerini Türkiye Gümrük Bölgesine Nakleden Gerçek Kişilere Ait Kullanılmış Motorlu veya Motorsuz Özel Nakil Vasıtaları” başlıklı Birinci Ayrımında yer verilen “Muafiyetin Kapsamı” başlıklı 46. maddesinin (a) işaretli bendinde, Türkiye Gümrük Bölgesi dışında en az yirmidört ay ikamet ettikten sonra, yerleşim yerini Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakleden kişiler, (c) işaretli bendinde de Türkiye vatandaşlığına geçmek suretiyle yerleşim yerini yabancı bir ülkeden Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden kişilerin kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarını gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokmalarına izin verileceği düzenlenmiştir. Aynı Kararın, “Çift uyruklu kişiler” başlıklı 110. maddesinde, 46. maddede belirtilen eşyayı muafen serbest dolaşıma sokan kişiler hariç olmak üzere, bu Kısım hükümlerinin uygulanmasında kişilerin çift uyruklu olup olmadığının dikkate alınmayacağı düzenlenmiş; madde hükmünde 2013/5371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yürürlüğe giren 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karada Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile yapılan değişiklik hükmünde, “kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarını muafen serbest dolaşıma sokan 46. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde yer alan kişiler hariç olmak üzere, bu Kısım hükümlerinin uygulanmasında kişilerin çift uyruklu olup olmadığı dikkate alınmaz” yolundaki düzenlemeye yer verilmek suretiyle 46. maddenin (a) ve (c) işaretli bentlerinde sayılan kişilerin çift uyruklu olması halinde muafiyetten yararlanamayacağı öngörülmüştür.
İncelenen dosyada davacı hakkında tesis edilen bireysel işlemin sebep unsurunu, anılan madde hükmü dayanak gösterilerek davacının çift uyruklu olması oluşturmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlığın çözümü, çift uyruklu kişiler tarafından serbest dolaşıma sokulan kullanılmış eşyanın muafiyet kapsamından çıkarılmasına yönelik hükmün Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinde verilen yetki dahilinde yapılmış bir düzenleme olup olmadığının tespitine dayanmaktadır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinin ikinci fıkrasında Bakanlar Kuruluna (Cumhurbaşkanına) verilen yetkinin içeriği ve kapsamı, birinci fıkranın (3) ila (12) numaralı bentlerinde yer alan eşyayı geliş süreleri dahil tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarlarını belirlemeye, muafiyet ve istisna uygulanacak tutarları sıfıra kadar indirmeye veya iki katına kadar çıkartmaya ve bu muafiyet ve istisnayı farklı eşya itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı uygulamaya ve ticari mahiyette bulunmayan vergiye tabi eşyadan alınacak gümrük vergilerini göstermek üzere ilgili kanunlarda belirtilen hadleri geçmemek şartıyla tek ve maktu bir tarife uygulamaya ilişkin bulunmaktadır.
Aynı Yasa hükmünün gerçek kişiler tarafından gümrük vergisinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulacak şahsi eşyanın belirlendiği birinci fıkrasının (5) numaralı bendinin (a) işaretli alt bendinde, yerleşim yerlerini Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden gerçek kişilere ait, alındığı tarihte üç yaşından büyük olmayan kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarına yer verilmiş olup madde hükmünde, Bakanlar Kuruluna (Cumhurbaşkanına) gümrük vergisi muafiyetine ilişkin olarak gerçek kişilerin uyrukluğunun özellikli durumları dikkate alınarak düzenleme yapılabileceği yönünde yetki verildiğine ilişkin bir kural bulunmadığı gibi birden fazla uyruklu gerçek kişilerin söz konusu muafiyetten yararlanamayacağına yönelik bir belirleme de yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Bakanlar Kurulunca, Kanunda açıkça yetki verilmeyen hususlara yönelik olarak öngörülen ve dayanağı Kanun hükmü ile belirlenmiş olan muafiyetin kapsamını sınırlandırıcı nitelik taşıyan dava konusu düzenleyici işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu sebepten olarak, davaya konu yapılan düzenleme hükmü uygulanmak ve çift uyruklu olması neden gösterilmek suretiyle davacının Yasa hükmünde öngörülen muafiyet hükmünden yararlandırılmadığını ve antrepoya alınan motorlu taşıtı ile igili olarak tasfiye işlemlerine başlanılacağını duyuran işlemde de hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile davaya konu yapılan düzenleyici işlem ile davacı hakkında kurulan bireysel işlemin iptali gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Türkiye Cumhuriyeti Los Angeles Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen “İkametgah Nakil Belgesine” istinaden ikametgahını 17/12/2014 tarihinde “…” adresine nakleden davacı, adına kayıtlı kullanılmış motorlu özel nakil vasıtası niteliğindeki eşyasının gümrük vergisinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulması amacıyla kullanıcı kodu verilmesi istemiyle 31/08/2015 tarihinde Yeşilköy Gümrük Müdürlüğüne başvurmuştur.
Söz konusu başvuru, adı geçen gümrük idaresince 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 46 ve 110. maddelerine istinaden, çift uyruklu kişilerin muafiyet kapsamında olmadığından bahisle reddedilmiş, 26/08/2015 tarihinde geçici depolama ambarında bulunan 1985 model … marka ve … şasi numaralı araç, 13/10/2015 tarihli antrepo beyannamesiyle davalı Bakırköy Tasfiye İşletme Müdürlüğünün antreposuna alınmıştır.
Davacı tarafından, Bakırköy Tasfiye İşletme Müdürlüğüne hitaben verilen ve 30/03/2020 tarihinde kayda giren dilekçeyle uyuşmazlık konusu aracın antrepoda tutulma süresinin uzatılması talebinde bulunulması üzerine, davalı idarece … tarih ve … sayılı uygulama işlemiyle, davacının çifte vatandaş olması nedeniyle 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 110. maddesi gereğince adına kayıtlı aracın bedelsiz ithlatına izin verilmediği, 26/08/2015 tarihinden itibaren antrepo sahasında bekletilen aracın gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanıma tabi tutulması gerektiği aksi takdirde Gümrük Kanunu’nun 177. maddesinin (g) bendi uyarınca tasfiye işlemlerine başlanılacağı belirtilmiştir.
Aracın tasfiyesine ilişkin Bakırköy Tasfiye İşletme Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı 07/10/2009 tarih ve 27369 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın 08/11/2013 tarih ve 28815 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2013/5371 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ekinde yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile değişik “Çift uyruklu kişiler” başlıklı 110. maddesinde düzenlenen “Kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarını muafen serbest dolaşıma sokan 46 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde yer alan kişiler hariç olmak üzere, bu Kısım hükümlerinin uygulanmasında kişilerin çift uyruklu olup olmadığı dikkate alınmaz.” hükmünün iptali istemiyle dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı hükme bağlanmış, 21/01/2017 tarih ve 6771 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle değişik dördüncü fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisinin Cumhurbaşkanına verilebileceği belirtilmiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun “Özellik Gösteren Faaliyetler” kısmının “Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna” başlıklı bölümünün 167. maddesinin birinci fıkrasının, 5911 sayılı Kanun’un 37. maddesiyle değişik, (5) numaralı bendinin (a) alt bendinde, gerçek kişiler tarafından serbest dolaşıma sokulacak şahsi eşyadan, yerleşim yerlerini Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden gerçek kişilere ait, alındığı tarihte üç yaşından büyük olmayan kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarının gümrük vergilerinden muaf olduğu kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un, 5911 sayılı Kanun’un 37. maddesi ve 02/07/2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 126. maddesiyle değişik 167. maddesinin ikinci fıkrasında ise birinci fıkranın (3) ilâ (12) numaralı bentlerinde yer alan eşyayı geliş süreleri dâhil tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarlarını belirlemeye, muafiyet ve istisna uygulanacak tutarları sıfıra kadar indirmeye veya iki katına kadar çıkartmaya ve bu muafiyet ve istisnayı farklı eşya itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı uygulamaya ve ticari mahiyette bulunmayan vergiye tabi eşyadan alınacak gümrük vergilerini göstermek üzere ilgili kanunlarda belirtilen hadleri geçmemek şartıyla tek ve maktu bir tarife uygulamaya Cumhurbaşkanının yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
02/07/2018 tarih ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “Tüzükler, Bakanlar Kurulu kararları ve yönetmelikleri” başlıklı geçici 1. maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanun Hükmünde Kararname ile değişiklik yapılan kanunların ve kanun hükmünde kararnamelerin ilgili maddeleri gereğince yürürlüğe konulmuş olan tüzükler, nizamnameler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer işlemlerin yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdüreceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu uygulama işleminin dayanağı 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Kararın, 2013/5371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yürürlüğe giren Karar ile değişik 110. maddesinde işaret edilen 46. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin, Türkiye Gümrük Bölgesi dışında en az yirmidört ay ikamet ettikten sonra, yerleşim yerini Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakleden gerçek kişilere; (c) bendinin ise Türk Vatandaşlığına geçmek suretiyle yerleşim yerini yabancı bir ülkeden Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakledenlere ilişkin olduğu dikkate alındığında, dava konusu edilen 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Kararın 2013/5371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yürürlüğe giren Karar ile değişik 110. maddesinin (a) ibaresine yönelik kısmının, davacının menfaatini doğrudan etkilediği sonucuna varıldığından, davacının isteminin, düzenleyici işlem yönünden münhasıran bu kısma yönelik olarak incelenmesi gerekmiştir.
Anayasa’nın 73. maddesinin, 6771 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki halinde Bakanlar Kuruluna vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi verilmiş olup bu durumlar haricinde vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin, kanunla düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunluluk, verginin kanuniliği ilkesi olarak tanımlanmakta olup bu ilke uyarınca verginin yükümlüsü, konusu, vergiyi doğuran olay, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, zamanaşımı, muafiyet ve istisna gibi vergilendirmenin temel ögelerinin kanun ile belirlenmesini zorunlu kılar.
Uyuşmazlık konusu Bakanlar Kurulu Kararının 110. maddesinde işaret edilen Karar’ın 46. maddesinin (a) bendi hükmünün uygulanmasında kişilerin çifte uyruklu olmaması şartının aranacağı hükme bağlanmıştır. İncelenen dosyada davacı hakkında tesis edilen bireysel işlemin sebep unsurunu, anılan madde hükmü dayanak gösterilerek davacının çifte vatandaş olması oluşturmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlığın çözümü için çifte vatandaşlığa sahip kişiler tarafından dolaşıma sokulan eşyaların muafiyet kapsamından çıkartılmasına yönelik hükmün Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinde verilen yetki dahilinde yapılmış bir düzenleme olup olmadığı önem arz etmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinin ikinci fıkrasında Bakanlar Kuruluna (Cumhurbaşkanına) verilen yetkinin içeriği ve kapsamı, birinci fıkranın (3) ilâ (12) numaralı bentlerinde yer alan eşyayı geliş süreleri dâhil tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarlarını belirlemeye, muafiyet ve istisna uygulanacak tutarları sıfıra kadar indirmeye veya iki katına kadar çıkartmaya ve bu muafiyet ve istisnayı farklı eşya itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı uygulamaya ve ticari mahiyette bulunmayan vergiye tabi eşyadan alınacak gümrük vergilerini göstermek üzere ilgili kanunlarda belirtilen hadleri geçmemek şartıyla tek ve maktu bir tarife uygulamaya ilişkindir.
Değinilen fıkranın gerekçesinde de; yapılan düzenlemenin amacının AB mevzuatı ile uyumlu hale getirilmesi olduğu, Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde uygulama açısından sapmaların önlenmesi ve aynı muafiyet hükümlerinin benimsenmesinin amaçlandığı, Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan eşyanın, geliş süreleri dahil tanımlandığı, cins, nev’i ve miktarının belirlendiği buna karşın, Bakanlar Kuruluna (Cumhurbaşkanına), muafiyet kapsamına alınacak kişilerin vatandaşlıklarına yönelik belirleme veya sınırlama getirilmesine ilişkin bir yetkinin tanınmadığı görüldüğünden, ilgili düzenlemeyle, muafiyet şartlarından yararlanabilinmesi için gerçek kişilerin birden çok vatandaşlığa sahip olup olmamalarına yönelik herhangi bir nitelendirme ve sınırlandırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Kanun’da açıkça yetki verilmeyen hususlara yönelik düzenleme içeren ve dayanağı Kanun hükmüyle öngörülmüş bir hakkın kullanımını sınırlandırıcı bir nitelik taşıyan dava konusu düzenleyici işlemin münhasıran incelenen kısmında ve sözü edilen kısma dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren 4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararın 08/11/2013 tarih ve 28815 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2013/5371 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ekinde yürürlüğe giren 4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile değişik 110. maddesinde yer alan ” (a) ” ibaresinin iptali ile davaya konu aracın tasfiyesine ilişkin Bakırköy Tasfiye İşletme Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı işlemin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemleri halinde taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 14/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.