Danıştay Kararı 7. Daire 2020/2287 E. 2023/928 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/2287 E.  ,  2023/928 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2287
Karar No : 2023/928

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gümrükleme Hizmetleri Lojistik İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tanzimli … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında temsilcilik sözleşmesine istinaden davacı adına 2018 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 17 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen eşyaların ihraç edilmediği gibi belge sahibi firmanın stoklarında da yer almadığının tespit edildiğinden bahisle alınmayan vergi ve para cezaları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 13. maddesinin 3. bendi uyarınca alınan ihtiyati haciz kararının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; adına dahilde işleme izin belgesi düzenlenenlerin, belge kapsamındaki ithalat işlemleri nedeniyle, rejime ilişkin hükümlerin ihlali halinde doğabilecek vergilerden dolayı gümrük yükümlüsü olarak takibinin yasal bir zorunluluk olduğu, temsilcilik sözleşmesine istinaden ithal edilen malların sözleşme hükümlerine göre adına hareket ettiği firmaya teslimi ile taraflar arasındaki ilişkinin son bulacağı, olayda davacı tarafından ithal edilen malların dahilde işleme izin belgesi sahibi firmaya teslim edilmediğine yönelik bir iddianın da bulunmadığının anlaşılması karşısında, eşyaların ihraç edilmemesinden davacının sorumlu tutulamayacağı sonucuna varıldığından ihtiyati haciz kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından ithal edilen eşyanın belge sahibi firmaya teslim edildiğine dair bilgi ve belge sunulmadığı, ithalat işlemleri sırasında teminat veren davacının rejim ihlali halinde sorumluluğunun bulunmadığını iddiasını ispat açısından eşyaları teslim ettiğini ortaya koyması gerektiği bu nedenle amme alacağının güvence altına alınması amacıyla tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dahilde işleme rejimi hukuken bir bütün olup, rejim sonlandırılıncaya kadar beyan sahibi sıfatını haiz kişiler ve ithalatçıların sorumluluğunun bulunduğu izahtan varestedir. Sorumluluğun rejimin ithalat, teslimat, imalat vs. safhasında son bulduğunu iddia eden sorumluların bu durumu ispat yükümlülüğü kendilerine ait olmakla, dosyada bulunan 15/01/2018 tarihli adi şekilde yapılan temsilcilik sözleşmesinin 7. maddesine istinaden sorumluluğun sona erdiği safhayı davacının ispat etmesi gerekli olup, ithal edilen eşyanın firmaya teslim edilmediğinin idare tarafından tespitinin beklenmesi hayatın olağan akışına ve rejim hükümlerine aykırıdır. Kaldı ki, … sayılı inceleme raporunda da teslimatların yapılmadığı yönünde tespitler olduğu gibi davacının teslimi ispata yönelik bilgi ve belge de sunmadığı görülmektedir.
Dava konusu ihtiyati haciz kararı, amme alacağının tahsilini güvence altına almak amacıyla tesis edilmiş olup, davacının amme alacağından sorumlu olmadığını ispat edemediği dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.