Danıştay Kararı 7. Daire 2020/2104 E. 2023/970 K. 23.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/2104 E.  ,  2023/970 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2104
Karar No : 2023/970

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : … Gıda Sanayi İşletmeleri İç ve Dış
Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve …, … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşya için gözetim kıymeti, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı beyannameler muhteviyatı eşya için ise referans kıymet esas alınarak belirlenen kıymete yükseltilmesi suretiyle, ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen kısma isabet eden gümrük vergisi tahakkuklarına vaki itirazın zımnen reddine ilişkin işlemlerin iptali ile fazladan ödenen tutarların iadesine hükmedilmesi istemiyle açılan davalarda, dava konusu işlemlerin iptali ile fazladan ödenen tutarların iadesi yolunda verilen kararlar neticesinde, farklı tarihlerde iadesi yapılan tutarların, beyannamelerin düzenlendiği tarihlerdeki ABD Doları satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilip ödenme tarihi ile iade tarihi arasındaki kur farkından doğan zarar ile oluşan zarar tutarındaki meblağın ticari hayatta kullanılamaması nedeniyle oluşan kâr mahrumiyetinin bilirkişi vasıtasıyla belirlenerek giderilmesi, ödeme ve iade tarihleri arasında işletilecek tecil faizi tutarının bu talep kabul edilmez ise yasal faiz tutarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Kısmen bozma kararı üzerine … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı beyannamelere hasren yapılan inceleme sonucunda; davacı tarafından ödemenin yapıldığı tarihler ile iadenin yapıldığı tarihler arasındaki ABD Doları satış kuru farkının Türk Lirasına çevrilerek ödenmesi yönünde talepte bulunularak dava açılmış ise de, idareye yapılan ödemelerin Türk Lirası cinsinden olması ve mevzuatta bu şekilde kur farkından dolayı ortaya zarar çıktığı iddiasıyla zararın karşılanmasını gerektirecek herhangi bir kuralın bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının kur farkı ve kar mahrumiyetine ilişkin talebinde hukuka uyarlık görülmediği; faizin, yargı kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın, idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsadığı, iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle iadesi gereken tutar yönünden vergi idaresi ile davacı arasındaki ilişkinin, yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak, bir alacak-borç ilişkisine dönüştüğü, dolayısıyla, vergilerin ödeme tarihinden iade tarihine kadar işleyecek yasal faizin iadesinin icap ettiği gerekçesiyle, istemin, yasal faiz kısmının kabulü ile iadesine; kur farkı ve kâr mahrumiyetine ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ilk derece mahkemesi tarafından sadece gözetim kıymet uygulamasına dayalı olarak fazla tahsil edilen vergilerle ilgili karar verilmesine rağmen referans kıymet uygulamasına dayalı olarak fazla tahsil edilen vergilere ilişkin hüküm kurulmadığı, belirtilen eksikliğin istinaf kararında da mevcut olduğu; davalı idarece, açılan davada genel yetkili İdare Mahkemesinin görevli olduğu, fazladan ödenen vergilerin iadesi için açılan davalarda faiz talep edilmediği ve verilen iptal kararlarının da yerine getirildiği, daha sonra açmış olduğu iş bu dava ile faiz talep edilemeyeceği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı olarak istemlerin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz istemlerinin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Dairece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.