Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2020/1958 E. , 2022/5099 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1958
Karar No : 2022/5099
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Otomobil Fabrikası Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Bölge Müdürlüğü
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından dahilde işleme izin belgesi kapsamında … Bölgesine getirilen eşyanın işlenmesi sonucu elde edilen ikincil işlem görmüş ürünün, … tarih ve … sayılı beyanname kapsamında serbest dolaşıma girişi sırasında tahakkuk ettirilerek ödenen çevre katkı payının iadesi istemiyle yapılan başvurunun redddine dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ile haksız tahsil edilen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 18. maddesinin 1. fıkrasında; çevre kirliliğinin önlenmesi, çevrenin iyileştirilmesi ve çevre ile ilgili yatırımların desteklenmesi amacıyla ithaline izin verilen kontrole tâbi yakıt ve atıkların CIF bedelinin yüzde biri ile hurdaların CIF bedelinin binde beşi oranında alınacak miktarın çevre katkı payı olarak tahsil edileceği, tahsil edilen bu tutarların, ilgililerce en geç ertesi ayın onbeşine kadar ilgili mal saymanlıkları hesaplarına aktarılırak bütçeye gelir kaydedileceği; 3. fıkrasında, bu maddede sayılan gelirlerin tahsilatında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı; 4. fıkrasında, Bakanlar Kurulunun bu oranları ayrı ayrı veya topluca sıfıra kadar indirmeye veya kanunî oranına kadar yükseltmeye yetkili olduğu; 6. fıkrasında bu gelirlerin tahsili ve bütçede öngörülen ödeneklerin kullanımı ile ilgili usûl ve esasların, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirleneceğinin kurala bağlandığı, gerekçesinde; ithalat rejmi çerçevesinde ithali gerçekleştirilen ve ekonomik değeri olan hurdanın kontrollü olarak ülkemize girmesinin sağlanması olarak vurgulanan Çevre Kanunu’nun 18. maddesinde ithalatın gerçekleşme şekli ve aşamaları dikkate alınmaksızın çevre kirliliğinin önlenmesi, çevrenin iyileştirilmesi ve çevre ile ilgili yatırımların desteklenmesi için ithal edilen yani; serbest dolaşıma sokulan hurdadan çevre katkı payı alınacağının kurala bağlandığı belirtilerek, Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki ülke veya topraklardan serbest dolaşıma girişi yapılarak ithal edilmek istenilen hurdanın gümrük statüsü ile dahilde işlem rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine giren eşyanın işlenmesi sonucu oluşan hurdanın gümrük statüsü arasında herhangi bir fark bulunmadığı, her iki eşyanında serbest dolaşımda olmayan eşya statüsünde olduğu ve her iki eşyanın da ancak Kanunda sayılan yükümlülüklerin yerine getirilmesi şartıyla serbest dolaşıma girişinin mümkün bulunduğu, dolayısıyla; dahilde işleme rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine giren eşyanın işlenmesi sonucu oluşan hurdanın serbest dolaşıma girişinin ancak eşyaya isabet eden çevre katkı payı alınması halinde mümkün olduğundan, yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İkincil işlem görmüş metal hurdaların, dahilde işleme rejimi kapsamında daha önce ithal edilen metal eşyaların üretimi sürecinde ülkede ortaya çıktığı, bunların yeniden yurt dışından Türkiye Gümrük Bölgesine girişinin söz konusu olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.