Danıştay Kararı 7. Daire 2020/1723 E. 2023/1083 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/1723 E.  ,  2023/1083 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1723
Karar No : 2023/1083

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : … Nakliye Taahhüt ve Kömür Ticaret
İthalat İhracat Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, satın aldığı madeni yağları daha yüksek tutarda özel tüketim vergisine tabi olan motorin yerine ikame ederek kullanmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden bahisle, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 2014 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen özel tüketim vergileri ve tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle bir kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, 2014 yılında satın alınan hidrolik sistem yağlarının bir kısmının amacı dışında kullanılmasına ilişkin yapılan incelemede, davacı şirket temsilcisinin 10.000 litre madeni yağı yakıt olarak kullandıklarını ikrar ettiği, şirket temsilcisinin beyanına göre araçlarda azami oranda madeni yağ kullanıldığı kabul edilerek hesaplama yapılsa dahi 248.775,76 kg madeni yağın açıkta kaldığı ve stoklarda bu yağların bulunmadığı, faaliyet konusu nakliye işi olan davacının stoklarda bulunmayan yüksek miktardaki madeni yağı hangi amaçla ve başka nerelerde kullandığına dair bir izahat ve delil sunamadığı, bu itibarla, satın alınan madeni yağların amacı dışında yakıt olarak kullanıldığı anlaşıldığından cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı; 2013 yılında kesilen ve 2014 yılında kesinleşen vergi ziyaı cezasının dava konusu vergi ziyaı cezaları bakımından tekerrüre esas alınmasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyat yönünden davanın reddine, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmının ise iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, herhangi bir somut ve geçerli tespit yapılmadan sadece şirket yetkilisinin verdiği ifadeden hareketle tarhiyat yapılamayacağı, idarece alış faturalarının sahte kabul edilmesi halinde, gerçekten satın alınan madeni yağdan bahsedilemeyeceği; davalı idarece, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idarece savunma verilmemiş; davacı tarafından isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz istemlerinin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Dairece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz başvuruları, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden düşük özel tüketim vergisi ödenerek alınan madeni yağların akaryakıta ikame amaçlı kullanılmak suretiyle ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin ziyaa uğratıldığından bahisle, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrası uyarınca re’sen tarh edilen 2014 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için tekerrür hükümleri de uygulanmak suretiyle kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle açılan davada verilen, cezalı tarhiyat yönünden davanın reddine, tekerrür yönünden ise işlemlerin iptaline ilişkin karara yönelik istinaf başvurularının reddi yolunda verilen kararın bozulması istemine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükmü yer almıştır. Aynı Kanun’un 30. maddesinde öngörülen re’sen vergi tarhı ile ulaşılmak istenen amacın ise, ödenmesi gereken vergilerin gerçek veya gerçeğe en yakın hali ile tespit edilmesi olduğu; 134. maddesinde ise vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; re’sen vergi tarh edilirken, gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması ve matraha ilişkin verilerin varsayım ya da kanaat yoluyla değil, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerekmektedir. Türk vergi sisteminde varsayım ya da kanaate dayalı olarak vergilendirmeye izin verilmemektedir.
Olayda, hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuyla, davacı şirket yekilisinin geçmiş dönemde verdiği ifadesinden hareketle tarhiyatların gerçekleştirildiği, madeni yağların yakıta ikame olarak kullanılıp kullanılmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı, bu durumda vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin somut olarak ortaya konulamadığının anlaşılması karşısında, yetersiz ve noksan incelemeye ve dolayısıyla varsayıma dayalı tarhiyatın iptali gerekirken, mahkeme kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmın bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.