Danıştay Kararı 7. Daire 2020/1662 E. 2023/1704 K. 27.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/1662 E.  ,  2023/1704 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1662
Karar No : 2023/1704

DAVACI : …

DAVALI : …Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Gümrük Yönetmeliğinin 502. maddesinin 1. fıkrasına 01/04/2020 tarihinde eklenen “… elektronik olarak ilgili gümrük idarelerine yapılır. Bu forma gerekli belgeler de elektronik ortamda eklenir.” ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda yer almayan bir yükümlülüğün Yönetmelik hükmü ile getirildiği, Anayasa’nın 124. maddesine göre, Kanun’da yer almayan bir hükmün Yönetmelikle getirilemeyeceği, 4458 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 2. fıkrasına göre karar alınması taleplerinin idareye yazılı olarak yapılacağı ve bu andan itibaren idarece 30 gün içinde karar alarak başvuru sahibine yazılı olarak bildireceğinin düzenlendiği, sadece elektronik ortamda tanınan başvuru hakkının, 4458 sayılı Kanun’un 211. maddesinin 2. fıkrasında yer alan başvuru ile 242. maddesinin 1. fıkrasında yer alan idari karar alma ve itiraz etme hakkının daraltıldığı, söz konusu düzenlemeyle, Anayasa’nın 74. maddesinde tanınan dilekçe hakkının ve idareye erişim hakkının engellendiği, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine de aykırı olduğu, ayrıca yönetmelik değişikliğine istinaden hazırlanan başvuru kılavuzunun karmaşık ve anlaşılmaz olduğundan dava konusu ibarenin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI: 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planında, gümrük işlemlerinde etkinliğin arttırılmasına yönelik olarak alınan tedbirlerden olarak, bilgi ve teknolojilerden azami ölçüde yararlanmanın amaçlandığı, farklı kurumlar altında ayrı ayrı sürdürülen dijital dönüşümle ilgili çalışmaların tek çatı altında toplanmasının hedeflendiği ve KAYSİS (Elektronik Kamu Bilgi Yönetim Sistemi) ile kurumlar arası bilgi ve faaliyetlerin dolaşım ve takip kolaylığının sağlanarak standarta bağandığı, ayrıca alınan tedbirlerin Covit-19 hastalığıyla mücadele kapsamında temassız çalışma düzeni sağladığı, başvuru süreç ve sonuçların elde edilmesi ile bilgi akışı sağlanması noktasında hız kazanıldığı, ilgililerin elektronik ortamdaki hareketlerini ayrı bir dilekçe ile idareye bildirmeleri zorunluluğunun bulunması nedeniyle dilekçe hakkı ve hak arama özgürlüğünün zedelendiğinden söz edilemeyeceğinden, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Gümrük işlemlerinin dijitalleşmesi hedefi doğrultusunda, Gümrük Yönetmeliğinin ekinde yer alan “Geri verme ve kaldırma başvuru formunun” elektronik ortama taşınması ve halihazırda kağıt ortamında yapılan gümrük vergilerinin ve para cezasının geri verilmesi veya kaldırılması başvurusunun elektronik ortamda yapılarak geri verme işlem süreçlerinin basitleştirilmesinin amaçlandığı, davaya konu düzenlemenin uluslararası mevzuat ile kalkınma planları ve 4458 sayılı Kanun’un 10. maddesine uygun olduğu anlaşıldığından, Gümrük Yönetmeliğinin 502. maddesinin 1. fıkrasına eklenen davaya konu ibarede hukuka aykırılık bulunmadığı düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık, davacının Mersin Gümrük Müdürlüğünce onaylanmış …tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi eki fatura karşılığı ithal edilen, ithalatta gözetim uygulamasına tabi eşya için tahsil edilen gümrük vergisinin geri verilmesi amacıyla davacı tarafından 09/06/2020 tarihinde yapılan başvuruya ilişkin dilekçenin,başvurunun elektronik ortamda yapılması gerektiği neden gösterilerek iade edilmesine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin tebliği üzerine Gümrük Yönetmeliğinin 502’nci maddesinin birinci fıkrasına 01/04/2020 tarih ve 31086 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 30’uncu maddesi ile eklenen ”…elektronik olarak ilgili gümrük idarelerine yapılır. Bu forma gerekli belgeler de elektronik ortamda eklenir” ibaresinin iptali istemine ilişkindir.
Gümrük Vergisinin geri verilmesi veya kaldırılması kurumu ,4458 sayılı Kanun’un 210 ila 217 sayılı maddelerinde düzenlenmiş, uygulama usul ve esasları, Gümrük Kanunu’na dayanılarak hazırlanan ve 07/10/2009 tarihli ve 27369 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Yönetmeliği ile belirlenmiş, Yönetmeliğinin 502. maddesinde , gümrük vergilerinin ve para cezalarının geri verilmesi veya kaldırılması başvurusunun, bu vergileri ve cezaları ödeyen veya ödemekle yükümlü olan kişi veya bunların temsilcileri veya hak ve yükümlülükleri devralan kişi tarafından ek-78’de yer alan Geri Verme veya Kaldırma Başvurusu Formu ile ilgili gümrük idarelerine yapılacağı,söz konusu formun fotokopi ile çoğaltılmak suretiyle kullanılmasının mümkün olduğu öngörülmüştür.
Yönetmeliğin 502. maddesinin 1. fıkrasında 01/04/2020 tarihinde yapılan değişiklik ile, gümrük vergilerinin ve para cezalarının geri verilmesi veye kaldırılması başvurusunun ”Geri Verme veya Kaldırma Başvurusu Formu” ile elektronik ortamda ilgili gümrük idarelerine yapılacağı, bu forma, gerekli belgelerin de elektronik ortamda ekleneceği düzenlenmiştir.
Düzenleme, 4458 sayılı Kanun’un 6. maddesinde öngörülen yazılı başvuru ile geri verme başvurusunda bulunma hakkının ortadan kaldırıldığı,sadece elektronik ortamda başvuru yapılması zorunlu kılınarak ilgililerin müracaat hakkının kanuna aykırı olarak sınırlandırıldığı, Anayasanın 74. maddesinde tanınan dilekçe hakkının ihlal edilmesi suretiyle idareye erişim hakkının engellendiği iddiasıyla dava konusu yapılmıştır.
4458 sayılı Kanun’un 4. maddesinde, gümrük idareleriyle muhatap olan kişilerin bu Kanun ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile bunlara dayanılarak çıkarılan mevzuat hükümlerine göre yapacağı gözetim ve kontrollere uymayı zorunlu kıldığı her türlü işlemleri yerine getirmekle sorumlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Dosyadaki belgeler ve uyuşmazlığa ilişkin sair mevzuatın incelenmesinden; Avrupa Birliğine aday ülkeler için tasarlanan e-Avrupa Girişimine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 2001 yılında taraf olması üzerine ”e-Dönüşüm Türkiye Projesi”nin 2003 yılında başlatılması ile Devlet Planlama Teşkilatı koordinasyonunda, e-Dönüşüm İcra Kurulu kararıyla kabul edilen; vatandaşların, işletmelerin ve kamu kesimi ile tüm toplumun bilgi toplumuna dönüşümünün uyum içinde ve bütünleşik bir yapıda yürütülmesinin amaçlandığı ”Türkiyenin Bilgi Toplumuna Dönüşüm Politikası”nın benimsendiği, bu kapsamda Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Yüksek Planlama Kurulu tarafından 28/07/2006 tarihli ve 26242 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararla ”Bilgi Toplumu Stratejisi” (2006-2010) ile ”Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı” (2006-2010)’nın kabul edildiği, Eylem Planı ile öngörülen ve kamu kurumlarının teşkilat yapısı,sunulan hizmetler, hizmetlerde kullanılan belgeler,belgelerde bulunan bilgiler dahil kamu yönetiminde yer alan unsurların mevzuat dayanaklarıyla birlikte tespit edilerek elektronik ortamda tanımlandığı, geliştirilen e-Devlet uygulamalarının birbirine tek merkezden entegre edilerek a-Devlete (Akıllı Devlet) geçilmesini sağlamak üzere temel bir bilgi sistemi olan KAYSİS (Elektronik Kamu Bilgi Yönetim Sistemi)’nin kurulduğu, sisteme ilişkin işlemlerin halihazırda hazırlanan Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planlarına uygun olarak T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından yürütüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu düzenlemeler çerçevesinde hazırlanan Yönetmelikte öngörülen dava konusu düzenleme uyarınca T.C. Ticaret Bakanlığı Gümrük Genel Müdürlüğünce hazırlanan ve dosyada mevcut olan geri verme/kaldırma başvuru formunun incelenmesinden, ”başvuru formu” sekmesinde yer alan ”Online Başvuru Tamamlandıktan Sonra Yapılacak İşlemler” başlıklı 8 numaralı sekmede yer alan 3. bölümde; başvuru formu, forma eklenmesi gereken belgeler ve sistem tarafından otomatik olarak atanan başvuru numarasını içeren bir dilekçe ile ilgili Gümrük Müdürlüğüne müracaat edilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmektedir.
Tüm bu hususlar ve ilgili mevzuat birlikte değerlendirildiğinde, Yönetmelik ile Kanun’da öngörülen yazılı başvuru kapsamında, ulusal politikalar ve strateji hedeflerine uygun biçimde ve yazılı başvuruya esas alınmak üzere bir ön işlem olarak elektronik başvuru formu düzenlenmesi usulü getirilmesinin, Kanun’da öngörülen geri verme veya kaldırma kurumuna ilişkin hükmün daraltılması sonucunu doğuracak nitelikte bir değişiklik olduğundan ve dilekçe ile idareye erişim hakkının kısıtlandığından söz edilmesine olanak bulunmadığından, düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı adına tescilli … tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için gözetim uygulaması nedeniyle fazladan tahsil edilen gümrük vergilerinin geri verilmesine ilişkin 09/06/2020 tarihli başvurusunun, elektronik ortamda yapılmadığından bahisle reddi üzerine, söz konusu düzenlemenin iptali işbu davaya konu yapılmıştır.
4458 sayılı Kanun’da yer alan vergilerin geri verilmesi ve kaldırılmasına dair hükümlere dayanılarak Gümrük Yönetmeliğinin 502. maddesinde paralel bir düzenleme yapılmıştır.
502. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Gümrük vergilerinin ve para cezalarının geri verilmesi veya kaldırılması başvurusu, bu vergileri ve cezaları ödeyen veya ödemekle yükümlü olan kişi veya bunların temsilcileri veya hak ve yükümlülükleri davralan kişi tarafından ek-78’de yer alan Geri Verme veya Kaldırma Başvurusu Formu ile ilgili gümrük idarelerine yapılır. Söz konusu formun fotokopi ile çoğaltılmak suretiyle kullanılması mümkündür.” şeklindeki hükmün; 01/04/2020 tarihinde yapılan değişiklik ile; “Gümrük vergilerinin ve para cezalarının geri verilmesi veya kaldırılması başvurusu, bu vergileri ve cezaları ödeyen veya ödemekle yükümlü olan kişi veya bunların temsilcileri veya hak ve yükümlülükleri davralan kişi tarafından ek-78’de yer alan Geri Verme veya Kaldırma Başvurusu Formu ile elektronik olarak ilgili gümrük idarelerine yapılır. Bu forma gerekli belgeler de elektronik ortamda eklenir.” şeklinde düzenlenmesi üzerine, “…elektronik olarak ilgili gümrük idarelerine yapılır. Bu forma gerekli belgeler de elektronik ortamda eklenir.” ibaresinin yukarıda belirtilen iddialarla iptali istemine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasında; gümrük mevzuatının öngördüğü uygulamaların, hangi hallerde ve hangi koşullar altında basitleştirileceğine ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiştir.
Gümrük vergilerinin geri verilmesi ve kaldırılması; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 210. ila 217. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, gözetim ve referans kıymete göre yapılan ödemeler 211. maddesinin 2. fıkrasında yer alan hükme göre geri verilir veya kaldırılır.
03/09/2016 tarih ve 29820 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan E-Devlet Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde; KAYSİS “Devlet teşkilatında yer alan kurum ve kuruluşların organizasyon yapıları, yapı içerisindeki birimlerin sundukları hizmetler, süreç entegrasyonları, kullanılan belgeler ve resmi yazışmalar ile bunlara ilişkin yasal dayanaklar gibi kamu yönetimine ilişkin temel verilerin tespit edilerek sadeleştirme ve standartlaştırma çalışmalarının yapıldığı ve elektronik ortamda tanımlandığı, (Değişik ibare:RG-15/1/2019-30656 Mükerrer) Cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülen Elektronik Kamu Bilgi Yönetim Sistemi” şeklinde tanımlanan elektronik ortamdır.
23/03/2000 tarihinde Lizbon’da yapılan Avrupa Konseyi toplantısında, Avrupa’nın gelecek on yılda dünyadaki en rekabetçi ve dinamik bilgi tabanlı ekonomisi haline gelmesi strateji çerçevesinde, 19-20/06/2000 tarihinde başlatılan e-Avrupa 2002 Girişimine ilişkin hazırlanan Eylem Planının “e-Avrupa” adıyla aday ülkeleri ile aday adayı ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi üzerine Türkiye de buna taraf olmuş ve bu belgede, Türkiye’nin küresel rekabette avantaj sağlayarak dünya pazarından daha fazla pay almak ve toplum refahını artırmak amacıyla, bilgi ekonomisine geçmesi ve bilgi toplumuna dönüşmesine yönelik politikalar belirlenerek, bu kapsamda, Kamu yönetiminin etkin, şeffaf ve nitelikli hizmet sunumu ile gerçekleştirilmesi ile bilgi ve iletişim teknolojilerinden en üst düzeyde istifade ederek; kamu hizmetlerinin elektronik ortamda sunulması, karar alma süreçlerinin iyileştirilmesi, etkin ve hızlı kamu yönetiminin oluşturulmasına yönelik e-Devlet projeleri hayata geçirilmiştir.
Bu kapsamda, 10/10/1984 tarih ve 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 2. ve 33. maddelerine dayanılarak hazırlanan ve 31/7/2009 tarihli ve 27305 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelikle oluşturulmaya başlanan kamu hizmetleri envanteri, tüm kurumlarca belirlenen şablon ve hazır kütüphaneler kullanılarak, Türkiye’de devlet teşkilatı ve kamu hizmetleri için en temel üst veriler ve standart şablonların sunumu ile kurumlar arası birlikte çalışmayı destekleyen ve Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı tarafından geliştirilerek işletilen ve farklı seviyede fonksiyonların yönetildiği alt sistemlerden oluşan KAYSİS’e kaydedilmektedir.
30/10/1984 tarih ve 3067 sayılı Kalkınma Planlarının Yürürlüğe Konması ve Bütünlüğün Korunması Hakkında Kanun’un “Kanun Tekliflerinin Kalkınma Planına uygunluğu” başlıklı 3. maddesinde; “Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonları kendilerine havale edilen kanun teklifleri ile bu teklifler üzerinde verilen değişiklik önergelerini, Kalkınma Planına uygunluk bakımından da inceler ve uygun bulmadıkları takdirde, reddederler.” hükmünü taşır.
Dolayısıyla bu düzenlemeden, kanunların, Kalkınma Planlarına yalnızca aykırı olmaması değil, aynı zamanda uygun olması gerektiği; Yönetmelik ve diğer alt düzenleyici işlemlerin ise evleviyetle uygun olması gerektiği sonucu çıkmaktadır.
Yüksek Planlama Kurulu’nun 24 Şubat 2015 tarihli kararı ile kabul edilen ve 6 Mart 2015 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı ile, Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yardımıyla, verimliliği ve vatandaş memnuniyetini öncelikli olarak gözeten, ülke koşullarına uygun örgüt ve süreç yapılanmalarına sahip etkin bir e-devlet oluşumunun hayata geçirilmesi maksadıyla, kamu yönetiminde modernizasyonun sağlanması hedeflenerek, e-Devlet faaliyetlerinin kurumlar üstü ve kurumlar arası düzeyde güçlü ve etkin bir koordinasyon içerisinde yürütülmesi için gerekli yönetim ve organizasyon yapısının oluşturulacağı da kabul edilmiştir.
Nitekim 3067 sayılı Kanun gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen 11. Kalkınma Planının (2019-2023) Onaylandığına İlişkin 18/07/2019 tarih ve 1225 sayılı Kararın 2.2.3.10. Gümrük Hizmetleri a. Amaç başlıklı 522. paragrafında; “Uluslararası standartlar ve yükümlülüklerimiz doğrultusunda, bürokrasinin ve maliyetlerin azaltılması, ticaretin ve seyahatin kolaylaştırılması, etkin kontrol yöntemlerinin uygulanarak kaçakçılığın önlenmesi ve işlemlerde şeffaflığın ve öngörülebilirliğin esas alınması temel amaçtır.”, b. Politika ve Tedbirler başlıklı 523. Paragrafında; “Farklı kurumlarca yürütülen kontrol, izin ve onay süreçleri ile bu işlemler için aranan belgeler ilgili kurumlar tarafından yerindelik açısından incelenerek daha rasyonel hale getirilecek ve dijitalleşme ile birlikte bürokrasi azaltılacaktır.”, 523.1. Paragrafında; “Gümrük işlemleri için farklı kurumlardan temin edilen belgelerin tek başvuru noktasından elektronik olarak temin edilmesine yönelik çalışmalar tamamlanacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; gümrük işlemlerinin dijitalleşmesi hedefi doğrultusunda, Gümrük Yönetmeliğinin ekinde yer alan “Geri verme ve kaldırma başvuru formunun” elektronik ortama taşınması ve halihazırda kağıt ortamında yapılan gümrük vergilerinin ve para cezasının geri verilmesi veya kaldırılması başvurusunun elektronik ortamda yapılarak geri verme işlem süreçlerinin basitleştirilmesinin amaçlandığı, davaya konu düzenlemenin uluslararası mevzuat ile kalkınma planları ve 4458 sayılı Kanun’un 10. maddesine uygun olduğu anlaşıldığından, Gümrük Yönetmeliğinin 502. maddesinin 1. fıkrasına eklenen davaya konu ibarede hukuka aykırılık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda dökümü yapılan …Türk Lirası yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi …TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY
Davacı adına tescilli …tarih ve …sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için gözetim uygulaması nedeniyle fazladan tahsil edilen gümrük vergilerinin geri verilmesine ilişkin 09/06/2020 tarihli başvurusunun, elektronik ortamda yapılmadığından bahisle reddi üzerine, Gümrük Yönetmeliğinin 502. maddesinin 1. fıkrasına 01/04/2020 tarih ve 31086 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesiyle eklenen “… elektronik olarak ilgili gümrük idarelerine yapılır. Bu forma gerekli belgeler de elektronik ortamda eklenir.” ibaresinin iptalinin istenildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “hukuk güvenliği” ilkesidir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Hukuk devletinde kanun metinlerinin ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. “Belirlilik” ilkesine göre ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir.
Davaya konu kural, başvurunun hangi ölçülere göre yapılacağını belirtmediği gibi esasen geri verme ve kaldırma başvurularının 3 yıl içerisinde yapılması imkanı da kanunen tanınmakta iken, Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren iki ay içerisinde başvuruda bulunulmasının sınırlayıcı bir hüküm olduğu, kişilerin başvurularında meydana gelen eksikliklerin idarece tamamlattırılmasının yine idarenin takdir yetkisinde olduğundan, geri verme ve iade şartlarından yararlanma imkânından faydalanacağı öngörülebilir değildir. Gümrük Yönetmeliğinin 502. maddesinin 1. fıkrasına 01/04/2020 tarihinde eklenen “… elektronik olarak ilgili gümrük idarelerine yapılır. Bu forma gerekli belgeler de elektronik ortamda eklenir.” ibare, borcu ödeyecek ilgiliye idarenin keyfi yorum ve uygulamalarına karşı yeterince koruma sağlayacak nitelikte de olmadığından hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine uygun değildir.
Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile Gümrük Yönetmeliğinin 502. maddesinin 1. fıkrasına 01/04/2020 tarihinde eklenen dava konusu düzenlemenin iptali gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.