Danıştay Kararı 7. Daire 2020/1621 E. 2023/852 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/1621 E.  ,  2023/852 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1621
Karar No : 2023/852

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mobilya Aksesuarları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2013, 2014 ve 2015 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 45 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın Çin menşeli olduğundan bahisle İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine ilişkin 2010/18 sayılı Tebliğ uyarınca tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi ve bu vergi üzerinden ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile para cezalarına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararı üzerine yapılan inceleme sonucunda; olayda, işbu davaya konu tahakkuk ve para cezalarına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararıyla iptal edildiği ve bu davanın Danıştay Yedinci Dairesinin E:2016/12011 sayılı dosyasında temyizen incelenmekte ve derdest olduğundan, aynı işlemin iptali istemiyle derdest bir dava bulunmakta iken aynı davacı tarafından açılan ve tarafları, konusu, sebebi aynı olan işbu ikinci davanın esasının hukuken incelenme olanağı bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun belirtilen gerekçe ile reddine ve davalının istinaf başvurusunun ise kabulüne, mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, işlemin para cezalarına ilişkin kısmı yönünden davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine; yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mükerrer talep edilen vergi ve cezaların iptali gerektiğinden, tesis edilen işlemde ve kurulan hükümde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Anılan Kanun’un 50. maddesinin 4. fıkrasında, “Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır.” hükmü bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
Temyiz istemine konu yapılan kararın, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin hüküm fıkrası ile davacının istinaf isteminin reddine dair hüküm fıkrası, Dairemizin 11/12/2019 tarih ve E:2019/3140, K:2019/6605 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, temyiz konusu karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacı vekilinin, vekalet ücretine hükmedilmemesine ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son paragrafında, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınarak avukatlık ücretine hükmedileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nu, yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesinde, mevzuatta, 1086 sayılı Kanun’a yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerinin karşılığını oluşturan maddelerine yönelik sayılacağı hükme bağlanmış; 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış, “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinde ise, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderini takdir ve hükmedeceği kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan, 02/01/2020 tarih ve 30996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısmının birinci bölümünün 4/(a) bendinde, yargı yerlerinde, İcra ve İflas Dairelerinde yapılan veya konusu para olsa veya para ile değerlendirilebilse bile maktu ücrete bağlı hukuki yardımlara ödenecek duruşmasız dava ve işler için maktu vekâlet ücreti belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına 2013, 2014 ve 2015 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 45 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın Çin menşeli olduğundan bahisle İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine ilişkin 2010/18 sayılı Tebliğ uyarınca tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi ve bu vergi üzerinden ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile para cezalarına vaki itirazın zımnen reddine dair işleme yönelik olarak … Vergi Mahkemesinde E:… sayılı davanın açıldığı; açık ret işlemi üzerine ise huzurdaki davanın açıldığı ve derdest davanın açılmasına itirazın geç karara bağlanması suretiyle davalı idarenin sebebiyet verdiği göz önüne alındığında, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması hukuka uygun düşmemiş olup, davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin de davalı idareye yüklenmesi icap etmektedir.
Bu hususlar, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmayan düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, kararın vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı kararından, ”yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin hüküm fıkrası” ile ”istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine dair hüküm fıkrasının” çıkarılarak, yerine ”karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.890,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine ve yargılama sırasında oluşan tüm yargılama giderlerinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. … TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.