Danıştay Kararı 7. Daire 2020/1239 E. 2023/785 K. 16.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/1239 E.  ,  2023/785 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1239
Karar No : 2023/785

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Tekstil İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına tanzimli … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında işlem gören muhtelif tarih ve sayılı beyannameler muhteviyatı eşyaya ilişkin gümrük, katma değer vergileri, dampinge karşı vergi ve kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile bunlar üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla davacı adına yönetim kurulu üyesi sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının 07/10/2009 tarihli genel kurul kararı ile asıl borçlu şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 27/10/2006 tarihli yönetim kurulu kararı ile de yönetim kurulu başkanı … ile … ‘nın münferiden, yönetim kurulu başkanı … ile davacının müştereken şirket unvanı altına atacakları imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, kararın 18/11/2009 tarih ve 7441 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı, davacının yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmesi üzerine, Bursa 10. Noterliğinin … tarih ve … sayısı ile tasdik edilen … tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararı ile boşalan yönetim kurulu üyeliğine … ‘nın atandığı, bu hususun 08/07/2010 tarihinde tescil edilerek 20/07/2010 tarih ve 494 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı, bu durumda, istifasının tescil edildiği 08/07/2010 tarihinden itibaren şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığından, bu tarihten sonra tescil edilen …-…, …-…, …-…, …-…, …-…, …-…-…, …-…, …-… tarih ve sayılı … adet beyanname bakımından davacının kanuni temsilci olarak sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı; 7 adet beyanname yönünden ise davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket adına alınan ceza kararının 08/06/2016, ek tahakkuk kararının ise 08/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, anılan kararlara karşı itiraz ve yargı yoluna başvurulmaması nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin de 30/12/2016 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra şirketin kanuni temsilcisi tarafından 10/01/2017 tarihinde mal bildiriminde bulunulduğu, buna rağmen borcun ödenmediği, yapılan malvarlığı araştırması sonucunda da borcun şirketten tahsil imkanının bulunmadığının anlaşılması üzerine kanuni temsilci olduğu dönemlere ilişkin borçların tahsilini teminen kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlen ödeme emrinin 7 adet beyannameye isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmeleri nedeniyle borçtan sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı; davalı idarece, dava konusu ödeme emri içeriği borçların tamamından davacının sorumlu olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idarece, istemin reddi gerektiği savunulmuş; davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Tekstil İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına tanzimli … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında işlem gören muhtelif tarih ve sayılı beyannameler muhteviyatı eşyaya ilişkin gümrük, katma değer vergileri, dampinge karşı vergi ve kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile bunlar üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla davacı adına yönetim kurulu üyesi sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 108. maddesinin 1. fıkrasında, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebileceği; eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade olunacağı; eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına, şartlı muafiyet sistemi denildiği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 184. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, 183. maddede belirtilen haller dışında, ithalat vergilerine tabi eşyanın geçici depolanmasından veya tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin uygulanmasından doğan yükümlülüklerden birinin yerine getirilmemesi durumunda ithalat nedeniyle gümrük yükümlülüğünün doğacağı; 3. fıkrasında ise, yükümlünün, ithalat vergilerine tabi eşyanın geçici depolanmasından veya tabi tutulduğu gümrük rejiminin uygulanmasından doğan yükümlülükleri yerine getirmesi gereken kişi ya da söz konusu rejime tabi tutulması için konulmuş koşullara uyması gereken kişi olduğu hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda değinilen mevzuat hükümleri uyarınca muafiyet uygulanarak ithal edilen eşyaya dair gümrük yükümlülüğü, rejim koşullarının ihlal edildiği tarihte doğacağından, olayda, rejim şartlarının ne zaman ihlal edildiği hususunun araştırılması suretiyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; bu değerlendirme yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacının istinaf başvurusunun reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
Yukarıda izah edildiği üzere, kanuni temsilci açısından sorumluluğun doğduğu tarih beyannamenin tescil tarihi değil, rejimin ihlal edildiği tarih olup, davacının istifası sonrası tescil edilen beyannameler bakımından ihlalin bu tarihten sonra meydana geldiği açık olduğundan, vergi dava dairesi kararının davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin ise reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Kararın, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,16/02/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.