Danıştay Kararı 7. Daire 2020/1148 E. 2023/931 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/1148 E.  ,  2023/931 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1148
Karar No : 2023/931

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Gıda Nakliye Hayvancılık Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tanzimli … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında … tarih ve … sayılı beyanname ile geçici ithal edilen eşyalarla ilgili olarak dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, dahilde işleme izin belgesinin 02/07/2013 tarihinde kapatılmasından sonra İpekyolu Gümrük Müdürlüğünün Ekonomi Bakanlığına gönderdiği 06/06/2017 ve 17/05/2018 tarihli yazılarla davacı şirket adına tescilli ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyanın ithale nazaran 2.320,00 kg eksik kapatıldığının tespiti üzerine bahse konu miktarın taahhüt hesabından çıkarılarak eşyaya tekabül eden vergilerin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesi kapsamında düzenlenen işlemle istenildiği, ara kararına davalı idarece verilen cevaptan, ödeme emri içeriği kamu alacağına ilişkin olarak alınan teminat mektubunun iadesinin yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda dahilde işleme izin belgesi kapsamında sağlanan muafiyetin ihlal edildiğinden bahisle öncelikle yapılacak ek tahakkuk kararının davacı şirkete tebliği suretiyle idari itiraz ve dava açma hakkının tanınması gerektiği, ortada teminatlı bir alacak bulunmamasına karşın 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre işlem tesis edilmesi ve bu işleme karşı dava açılmaması sebebiyle amme alacağının kesinleştiğinden söz edilmesi mümkün olamayacağından, ortada ödeme emri ile takip edilebilecek usulüne uygun kesinleşmiş bir amme alacağının bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kesinleşmiş amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2023 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 108. maddesinde, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebileceği; eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade olunacağı; eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına, şartlı muafiyet sistemi denildiği belirtilmiş; 238. maddesinde de, dahilde işleme rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde, uygulanacak müeyyide düzenlenmiştir.
Bu hükümlere göre, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, dahilde işleme rejimi çerçevesinde, Türkiye’de işlenerek veya başka eşyanın üretiminde kullanılarak Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmek kaydıyla, geçici olarak ithal edilmesi halinde, ithal edilen eşyaya ait vergilerin, kural olarak, giriş sırasında tahakkuk ettirilmesi; ancak, tahsil edilmeyerek, geçici olarak ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihraç edilmesi halinde iade edilmek üzere 6183 sayılı Kanun’da öngörülen teminat türlerine göre teminata bağlanması gerekmektedir. Eşyanın geçici olarak ithal edilmiş olmasına karşın, yapılan bu tahakkuk, geçici değil kat’i tahakkuk işlemi niteliğindedir.
Bu itibarla; dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edildiğinin tespiti halinde, tahsilinden vazgeçilen vergilerin yeniden tahakkuk ettirilmesine gerek olmadığından, vadesi belli olmayan amme alacağının takip ve tahsili amacıyla tesis edilmesi gereken ilk işlem, vade belirlenmesine ilişkin işlem olmalıdır. Vadenin hangi tarih olacağı da, 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesinde, bir aylık ödeme müddetinin son günü olarak belirlenmiştir. Bu işlemin tebliğine karşın vadesinde ödeme yapılmaması durumunda da, alacağın teminatlı olup olmadığına bağlı olarak 55. veya 56. maddenin uygulanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, dahilde işleme rejiminin ihlali nedeniyle, rejim kapanıp teminatın iadesinden sonra tahakkuk yapılmasına gerek olmadığı gibi davacı adına ödeme emrinden önce 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre işlem tesis edildiği anlaşıldığından, teminatın iade edilmiş olması nedeniyle davacının ödeme emriyle takibinde isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, dava konusu ödeme emrinin diğer yönlerden hukuka uygunluğunun incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyoruz.