Danıştay Kararı 7. Daire 2019/5838 E. 2022/305 K. 31.01.2022 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/5838 E.  ,  2022/305 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5838
Karar No : 2022/305

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … (…) Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Deri Giyim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı beyanname ile dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici ithali yapılan eşyalara ilişkin taahhüt hesabının müeyyideli kapatılması üzerine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesi uyarınca tesis edilen işlemde yer alan katma değer vergisi ve kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238.maddesi uyarınca karara bağlanan para cezasının itirazsız kesinleştiğinden bahisle tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. Maddesinde, adresin meçhul olması halinde keyfiyetin tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edileceği ve ilanen tebligat öncesi de muhatabın adresinin resmi veya hususi müessese ve dairelerden sorularak gerekli araştırmanın yapılması gerektiğinin düzenlendiği, olayda, davacıya gönderilen tahakkuk ve para cezası kararlarının tebliğ edilemeyerek iade edilmesinden sonra şirketin yeni adresini tespite yönelik herhangi bir araştırma yoluna gidilmediği, tahakkuk ve para cezası kararlarının tebliğ edilemediğini gösterir tebliğ alındısında ise yalnızca posta memurunun imzasının bulunduğu anlaşılmış olup, ilgili yasa hükmü gereği tebliğ alındısında komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memurunun imzasına yer verilmesi gerektiği yönündeki düzenlemeye aykırı bir şekilde tebliğ edilememe hususunun posta memuru haricinde maddede sayılan kişilere imzalatılarak kanıtlanması gerekirken bu hususa riayet edilmediği, ilanen tebliğin usulüne uygun yapıldığını gösteren bilgi ve belgelerin ibraz edilmediği, bu nedenle ilanen tebliğ şartı oluşmadığından yapılan tebliğin usulsüz olduğu; dolayısıyla ortada kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tahakkuk ve para cezası kararları davacıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri doğrultusunda tebliğ edilerek, itiraz edilmeksizin kesinleştiğinden alacağın tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında … tarih ve … sayılı beyanname ile gümrük muafiyetli olarak geçici ithali yapılan eşyalarla ilgili olarak taahhüt hesabının kapatılması için belge süresinin sonunda başvurulmadığından hesabın müeyyideli olarak kapatıldığı, beyanname kapsamındaki vergilerle ilgili … tarih ve … sayılı yazı ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesi kapsamında işlem tesis edilerek ayrıca 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238.maddesi uyarınca para cezası kararı alındığı ve her iki işlemin birlikte tebliğe çıkartıldığı anlaşılmıştır. Tebligat içeriği vergi ve cezalara ilişkin 28/01/2017 tarihinde “… Mahallesi … Caddesi Daire No:… Kapı No:… Zeytinburnu/İSTANBUL” adresine gönderilen tebligatın, posta dağıtıcısı tarafından “adı geçenin adreste tanınmadığı komşusu …’e bildirildiği imzadan imtina ettiği” hususu şerh düşülmek suretiyle iade edildiği, 08/04/2017 tarihinde ilanen tebliğ edilen vergi ve ceza kararlarının itirazsız kesinleştiğinden bahisle düzenlenen ödeme emrinin 28/12/2018 tarihinde davacı şirketin kanuni temsilcisinin adresinde tebliği üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 51. maddesinde, mali tebliğlerin, kendi yasalarında açıklık bulunmayan hallerde Tebligat Kanunu’nun genel hükümlerine göre yapılacağı hüküm altına alındığından ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda da, tebligat hususunda özel bir hüküm mevcut olmadığından, gümrük vergilerine ve cezalara ilişkin kararların Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Buna mukabil, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 201. maddesinde, süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı; 6183 sayılı Kanun’un 8. maddesinde de, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu Kanun’da yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. maddesinin olay tarihindeki yürürlükte olan şeklinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın, posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı; muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde, posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği; muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde, keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliğinin tebliğ alındısına yazılarak, altının beyanı yapana imzalatılacağı, imzadan imtina ederse, tebliği yapanın bu ciheti şerh ve imza edeceği ve tebliğ edilemeyen evrakın, çıkaran mercie iade olunacağı; bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılacağı; ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olursa, tebliğin ilan yolu ile yapılacağı; yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemlerin, komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “İlanen Tebligat” başlıklı 28. maddesinde de, adresi meçhul olanlara tebligatın ilanen yapılacağı, anılan Kanun’da sayılan maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresinin meçhul sayılacağı, adresin meçhul olması halinde keyfiyetin tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, bununla beraber tebliği çıkaran merciin, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorarak ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettireceği hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emrinin, 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca tesis edilen işlemde yer alan vergilerle, 4458 sayılı Kanun’un 238. maddesine göre karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla düzenlendiği, söz konusu para cezası ve 6183 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen işlemin, davalı idarece, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre birlikte tebliği yoluna gidildiği anlaşılmış olup; yukarıda yazılı mevzuat hükümleri uyarınca, tebligat usullerinin farklı olması nedeniyle, vergi ve cezaların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ödeme emri içeriği para cezalarının 7201 sayılı Kanun kapsamında tebliği cihetine gidilmesi yerinde ise de, ilanen tebligat yapılabilmesi için anılan Kanun’un 28. maddesinde sayılan koşulların olayda gerçekleştiği davalı idarece ispatlanamadığından, ilanen tebligatın usulüne uygun olduğundan ve amme alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyecektir. Diğer yandan, ödeme emrinde yer alan vergilerle ilgili olarak 6183 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen işleme ilişkin tebligatın da 7201 sayılı Kanun uyarınca yapıldığı görülmüş olup, yukarıda yer alan mevzuat uyarınca, 6183 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen işlemlere ilişkin olarak yapılacak tebligatta 213 sayılı Kanun hükümleri uygulanması gerekirken, Tebligat Kanununu hükümlerine göre yapılması da usulüne uygun değildir.
Bu bakımdan, ödeme emri içeriği vergi ve para cezalarının tebliğine ilişkin dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden, söz konusu amme alacaklarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmek suretiyle kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden, dava konusu ödeme emrini iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 31/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.