Danıştay Kararı 7. Daire 2019/4798 E. 2020/1431 K. 18.02.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/4798 E.  ,  2020/1431 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4798
Karar No : 2020/1431

KARAR DÜZELTME
İSTEMİNDE BULUNAN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. … – Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Otomotiv ve Motorlu Araçlar Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Yedinci Dairesinin 13/03/2019 tarih ve E:2016/11716, K:2019/1732 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarının düzeltme yoluyla yeniden incelenebilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun, 6545 sayılı Kanun’la yürürlükten kaldırılan ve aynı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam olunan (mülga) 54. maddesinden yazılı nedenlerden birinin bulunması ile mümkündür.
Dilekçede ileri sürülen düzeltme nedenlerinin anılan maddede sayılan nedenlere uymadığı anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
Karar düzeltme isteminin REDDİNE, 18/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
95-7606 sayılı İthalat Rejimi Kararının 7. Maddesi eski, kullanılmış, yenilenmiş……malların ithalini izne tabi tutmuştur.
27485 sayılı resmi gazetede yayınlanan Gümrük Genel Tebliği açıklama notlarında eski taşıt ve yeni taşıt tanımı yapılmış buna göre:
“Eski taşıt” en az bir kez tescil edilmiş taşıt olduğu,
“Yeni taşıt” ise hiç tescil görmemiş araç olduğu belirtilmiştir.
Davaya konu araçların eski araç kapsamında kaldığı hususu tartışmasızdır.
İdari yaptırıma konu fiilin gerçekleştiği tarih gümrük beyannamesinin tescil tarihi olmakla bu tarih de yürürlükte olan mevzuata baktığımızda,
31.3.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun “Suçlar ve Kabahatlar” başlıklı 3. maddesinin 11. bendinde dava konusu fiil kabahat olarak düzenlenmiş ve idari yaptırım olarak gümrüklenmiş değerin iki katı idari para cezası verileceği 14. maddesinde ise mülkiyetin kamuya geçirileceği düzenlenmiştir.
Bilahare bu düzenleme 28.3.2013 tarih 6455 sayılı kanunla Gümrük Kanununda ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda yapılan değişiklik ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda yer alan kabahat fiili Gümrük Kanununa aktarılmıştır. 5607 sayılı Kanunun 3-11 maddesi 4458 sayılı Kanunun 235-1-c. maddesine idari para cezası olarak, 3-14 maddesinde bulunan mülkiyetin kamuya geçirilmesi ise Gümrük Kanununun 235-4 maddesine aktarılarak “Vergi Kaybına Neden Olan İşlemlere Uygulanacak Cezalar” başlıklı ikinci bölümde yerini almıştır.
6455 sayılı kanun ile 5607 sayılı Kanunun 3-14 maddesinde bulunan düzenlemenin kaldırılarak aynı kanun ile 4458 sayılı Kanunun 235-4 maddesinde aynı fiil ile ilgili aynı idari yaptırım yer aldığı görülmektedir.
Fiilin gerçekleştiği tarihden sonra fiil ile ilgili mevcut kanuni düzenlemenin görev ve yetkili idareyi değiştiren bir kanun hükmünün nasıl uygulanacağı sorununun aydınlatılması gerekli iken eşyaya tabi idari yaptırım kararının eşyanın el değiştirmesi ve fiilin gerçekleştiği tarihte yetkinin bulunmaması sebebiyle iptali, yeterli hukuki araştırma yapılmadan verilmiş hukuka aykırı neticeye sebep olmuştur.
Zira yaptırımın uygulandığı tarihte gümrük idaresi yetkili olup, 6455 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçiş döneminde kabahatlere nasıl uygulanacağı da 64-2 maddesinde düzenlenmiştir.
MADDE 64 – 5607 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce işlenen bu Kanuna muhalefet kabahatlerinde, lehe hükümlerin uygulanması usulü 5252 sayılı Kanunun 9. maddesi hükmüne göre yapılır.
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
Lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul
Madde 9- (3) Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Mahkemece, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile Gümrük Kanunu hükümleri karşılaştırılarak lehe olan Kanunun belirlenmesi gereklidir.
İdari yaptırıma konu fiilin beyan edildiğinin aksine eski araç kapsamında kaldığı tesbit edilmiş olması sebebiyle savcılık tarafından açılan soruşturma da görevsizlik kararı verilerek Gümrük Kanunun 235-4 maddesi gereği gümrük idaresine gönderildiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda dosya kapsamından anlaşıldığı üzere Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında işlenen fiil sebebiyle fiilin işlendiği tarihteki kanuna göre yürütülen işlemlerin kanun değişikliği sebebiyle kabahat fiiline verilecek ceza da yetkili idarenin değişmesi ve sebebiyle gümrük idaresine gönderildiği açıktır.
Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun kapsamından çıkarılarak aynı idari yaptırım olarak Gümrük Kanununa aktarılmış fiil her iki kanunda da kabahat olarak yer almakta ve idari yaptırım ile cezalandırılmış, fiilin niteliğini değiştirmemiş ancak yetkili idareyi değiştirmekle ve eşyaya bağlı bir yaptırım olmakla mülkiyetinin veya zilyetliğinin kime ait olduğunun önemi bulunmamaktadır.
İyi niyetli 3. kişilerin devlet tarafından tutulan trafik tescil sicillerine güvenerek işlem yapması karşısında ve ithal işlemlerinde yanıltıcı işlem ile ithalatı gerçekleştiren kişilere rücu hakkı saklı olup, adli yargı yerlerince yapılacak yargılamada tesbit ve tartışılacak hususlardır.
İdari yaptırım kararı Kanunda yer almakla hukuki güvenlik ilkesi sağlanmış olduğundan ve fiil kabahat nevinden olmakla kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini ihlal etmeyecektir.
Aksi düşünce kanun ile korunan hukuki yararın ortadan kalkmasına ve bu fiillerin cezasız kalmasına sebebiyet verecektir.
Gümrük idari işlemi hukuka uygun olmakla karar düzeltme talebinin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiğinden çoğunluk kararına katılmıyorum.