Danıştay Kararı 7. Daire 2019/3981 E. 2023/1600 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/3981 E.  ,  2023/1600 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3981
Karar No : 2023/1600

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:.. sayılı kararının aleyhlerine olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: … Petrol Enerji Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen 2012 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin kurumlar, özel tüketim ve katma değer vergileri, yargı harcı, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizinin tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla, davacının 21/06/2012 tarihli hisse devir sözleşmesiyle şirketteki payını devrederek müdürlükten ayrıldığı, bu hususların 04/07/2012 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğinin görüldüğü, yeni kanuni temsilcinin atandığı tarih itibariyle, kanuni temsilcilik sıfatı sona eren davacı ancak yönetim dönemlerine rastlayan vergi borçlarından sorumlu tutulabileceğinden … tarih ve … , … sayılı ödeme emirleri içeriği borçlar ile … sayılı ödeme emrinin 2012 yılının Haziran ayı ve sonraki dönemlerde verilmesi gereken beyannamelerle ilgili olan kısımları hakkında davacının sorumluluğunun bulunmadığı; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ alındılarında şirket kaşesinin ve tebliğ alanın tebliğe yetkili kişi olduğuna dair bir ibare yer almadığı, ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94. maddesine uygun olarak tüzel kişi olan davacının kanuni temsilcine veya yetkilisine yapılamaması halinde sayılan kişilerin o anda orada bulunmadığı yönünde tebliğ alındısına şerh düşülmemesi nedeniyle, şirket kanuni temsilcisi olduğu iddia edilen kişinin eşine yapılan tebliğin usulüne uygun olmadığı, dolayısıyla, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun olarak kesinleştirilemeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin kalan kısımlarında da hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın, … tarih ve …, … sayılı ödeme emirleri ile … sayılı ödeme emrinin 2012 yılının Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi dışında kalan kısımlarının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; dosyanın incelenmesinden, davacının 21/06/2012 tarihli hisse devir sözleşmesi ile payını devrederek müdürlükten ayrıldığı, şirketin 09/10/2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğ edilemediğine ilişkin 08/05/2013, 06/07/2013, 17/09/2013 ve 05/02/2014 tarihli adres tespit tutanaklarının düzenlendiği, … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriğinde yer alan … nolu ihbarnamenin 18/08/2015 tarihinde şirketin kanuni temsilcisinin ev adresinde eşine tebliğ edilmesine rağmen dava açılmadığından kesinleştiği, asıl borçlu şirket yapılan mal varlığı araştırmasında amme alacağının tahsil imkanı kalmadığının anlaşılması karşısında, söz konusu ödeme emrinin anılan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen de kabulü ile mahkeme kararının belirtilen hüküm fıkrasının kaldırılmasından sonra davanın kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : 04/07/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan olunduğu üzere, davacının 21/06/2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı ve kanuni temsilcilik görevinin sona erdiği anlaşıldığından, temyize konu kararın 21/06/2012 tarihinden önceki vergilendirme dönemlerinde davacının sorumluluğu bulunduğundan, anılan tarihten önceki dönemlere isabet eden amme alacaklarının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, kalan kısımlarının ise onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na, 3619 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, 04/07/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan 21/06/2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacının hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı ve kanuni temsilcilik görevinin sona erdiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, 21/06/2012 tarihinde kanuni temsilcilik görevi sona erdiğinden, davacının anılan tarihten sonraki dönemlere ilişkin amme alacaklarından sorumlu tutulamayacağı, anılan tarihten önceki dönemlere ilişkin amme alacakları bakımından ise sorumluluğunun bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, kararın temyize konu hüküm fıkrasının, ödeme emirlerinin 21/06/2012 tarihinden önceki kıst dönemlere ait amme alacaklarına ilişkin bölümlerinin bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, temyize konu hüküm fıkrasının ödeme emirlerinin 21/06/2012 tarihinden sonraki kıst dönemlere ait amme alacaklarına ilişkin bölümlerinin iptaline dair hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen de reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyize konu hüküm fıkrasının ödeme emirlerinin 21/06/2012 tarihinden önceki kıst dönemlere ait amme alacaklarına ilişkin bölümlerinin BOZULMASINA,
3. Kararın, temyize konu hüküm fıkrasının ödeme emirlerinin 21/06/2012 tarihinden sonraki kısmi dönemlere ait amme alacaklarına ilişkin bölümlerinin ise ONANMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 20/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.