Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/3978 E. , 2023/1620 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3978
Karar No : 2023/1620
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Asıl borçlu … Petrol Ürünleri ve Kimya Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim ve katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcı ile 2009 yılı Kasım dönemine ilişkin vergi ziyaı cezasının tahsili amacıyla şirket ortağı olduğundan bahisle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin dava konusu yapıldığı … Vergi Mahkemesinin E:…,…,… ve … sayılı dosyalarında verilen, davanın kısmen reddine ilişkin kararların, Danıştay Yedinci Dairesinin 20/02/2018 tarih ve E:2016/12984, K:2018/1035; ve E:2016/12983 K:2018/1036 sayılı, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 17/05/2018 tarih ve E:2016/25206, K:2018/3065, E:2016/23429 K:2018/3064 sayılı kararları ile bozulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriği alacakların dava konusu edildiği ve kamu alacağının henüz kesinleşmediği, … nolu ihbarnamelerin dayanağı olan kararların da bozulduğu görüldüğünden ortada kesinleşmiş ve tahsil edilebilir hale gelmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, kanuni temsilcisi olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Vergi dava dairesi kararının, dava konusu işlemin, 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim ve katma değer vergisi ile, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasına ilişkim temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığı; dava konusu ödeme emrinin, 2009 yılının Kasım ayına ilişkin vergi ziyaı cezasına isabet eden kısmı hakkında hüküm kurulmaması Yargılama Hukuku kurallarına aykırı olduğundan, anılan hususlar gözetilerek yeniden karar verilmek üzere temyize konu kararın bu yönüyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na, 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu … Petrol Ürünleri ve Kimya Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim ve katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcı ile 2009 yılı Kasım dönemine ilişkin vergi ziyaı cezasının tahsili amacıyla şirket ortağı olduğundan bahisle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan kararın, dava konusu işlemin, 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim ve katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcına ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Dava konusu ödeme emrinin, 2009 yılının Kasım ayına ilişkin vergi ziyaı cezasına isabet eden kısmına gelince;
Dava konusu ödeme emri, 2009 yılı Kasım ayına ilişkin vergi ziyaı cezası, 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim ve katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcı içermesine rağmen, Mahkemece, yalnızca 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim ve katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcı hakkında hüküm kurulduğu, buna karşın 2009 yılının Kasım ayına ilişkin vergi ziyaı cezası hakkında hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava dilekçesinde 2009 yılının Kasım ayına ilişkin vergi ziyaı cezası yönünden de talep olmasına karşın, Mahkemece bu istem hakkında hüküm kurulmaması Yargılama Hukuku kurallarına aykırı olduğundan, anılan hususlar gözetilerek yeniden karar verilmek üzere temyize konu kararın sözü edilen hüküm fıkrasının bu yönüyle bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin, 2011 ve 2012 yıllarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim ve katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve yargı harcının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, dava konusu ödeme emrinin, 2009 yılının Kasım ayına ilişkin vergi ziyaı cezasına isabet eden kısmının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 21/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.