Danıştay Kararı 7. Daire 2019/3947 E. 2023/1586 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/3947 E.  ,  2023/1586 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3947
Karar No : 2023/1586

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Kimya Endüstri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen 2016 ve 2017 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin kurumlar, özel tüketim, gelir stopaj ve damga vergileri, vergi ziyaı cezası ile gecikme faizinin tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci ve şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ara kararı ile … , … ve … sayılı vergi borçları için şirket adına ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenmiş ise buna ilişkin tebliğ zarfları ve tebliğin usulüne uygun yapıldığını ortaya koyan evrakların istenilmesine rağmen, davalı idarece herhangi bir bilge, belge ibraz edilmediği, …, … ve … sayılı vergi borçları için şirket adına düzenlenen …, …, …, … sayılı ödeme emirlerine ilişkin tebliğ alındısının, komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda durumun taahhüt ilmühaberine yazılarak, tarih ve imza konularak hazır bulunanlara imzalatılması gerekirken imzalatılmadığı, posta memuru tarafından da şerh konulmadığından tebligatın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı, …,… ve … sayılı vergi borçları için düzenlenen … (Eski Takip No:…), … (Eski Takip No:…) ve … (Eski Takip No:…) sayılı ödeme emirleri 29/02/2008 tarihinde vergi dairesinde vekaleten muhasebeci …’a tebliğ edilmişse de, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre şirket yetkilisi veya yetkili vekili olmadığı görülen anılan şahsa vergi dairesinde yapılan tebligatın 213 sayılı Kanun’un 93. maddesine uygun olmadığı anlaşıldığından, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve .. sayılı ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı; … ve … sayılı vergi borçları için asıl amme borçlusu şirket adına düzenlenen …ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin tebliğ alındısının, komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda durumun taahhüt ilmühaberine yazılarak, tarih ve imza konularak hazır bulunanlara imzalatılması gerekirken imzalatılmadığı, posta memuru tarafından da şerh konulmadığının anlaşılması karşısında, tebligatın 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, davacının sorumlu tutulabileceği kesinleşmiş bir vergi alacağı bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, davacı adına kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinde de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği amme alacaklarının, asıl borçlu şirket tarafından 18/04/2011 tarihli dilekçe ile 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılıp taksitlendirildiği, ancak kısmi ödemede bulunulduktan sonra ödeme şartlarının yerine getirilmediğinden bahisle tecil dosyasının 15/08/2013 tarihinde işlemden kaldırıldığı anlaşılmış olup, söz konusu yapılandırma işlemiyle, şirketin vergi borçlarının nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği görüldüğünden, yapılandırma üzerine ödenmeyen vergi borçlarının öncelikle asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla şirket adına ödeme emri düzenlenip usulüne uygun tebliğ edildikten sonra davacının sorumluluğuna gidilmesi gerekirken, doğrudan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olduğundan onanması; şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ise asıl borçlu şirket adına tebligatların usulüne uygun yapılmadığından kesinleşmeyen amme alacağında davacının sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na, 3619 sayılı Kanun’la eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Temyiz isteminin, kararın, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik kısmına gelince;
Dosyanın incelenmesinden, …, …ve … sayılı vergi borçları için şirket adına ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenmiş ise ödeme emirlerine ilişkin tebliğ zarfları ve tebliğin usulüne uygun yapıldığını ortaya koyan evrakların ara kararıyla istenilmesine rağmen, davalı idarece herhangi bir bilgi, belge ibraz edilmediği; …, … ve … sayılı vergi borçları için şirket adına düzenlenen …, …, …, … sayılı ödeme emirlerine ilişkin tebliğ alındısının, komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda durumun taahhüt ilmühaberine yazılarak, tarih ve imza konularak hazır bulunanlara imzalatılması gerekirken imzalatılmadığı, posta memuru tarafından da şerh konulmadığından tebligatın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı; …,… ve … sayılı vergi borçları için düzenlenen … (Eski Takip No:…), … (Eski Takip No:…) ve … (Eski Takip No:…) sayılı ödeme emirleri 29/02/2008 tarihinde vergi dairesinde vekaleten muhasebeci …’a tebliğ edilmişse de, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre şirket yetkilisi veya yetkili vekili olmadığı görülen anılan şahsa vergi dairesinde yapılan tebligat 213 sayılı Kanun’un 93. maddesine uygun olmadığından, şirket adına usulüne uygun olarak kesinleştirilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığından, yukarıda değinilen gerekçeyle verilen kararın anılan hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen de reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … tarih ve …sayılı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, … tarih ve … sayılı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.