Danıştay Kararı 7. Daire 2019/2980 E. 2020/4674 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/2980 E.  ,  2020/4674 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2980
Karar No : 2020/4674

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Yeminli mali müşavir olan davacının … Kimya İthalat İhracat Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında üretim tasdik raporu düzenlemek suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden bahisle, 2007 yılının Mayıs, Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin özel tüketim vergileri, vergi ziyaı cezaları, gecikme faizleri ve yargı harçlarından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi ve cezaların asıl borçlusu olan şirket ilgili dönemde … Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olduğundan, bu alacakların asıl borçludan ya da müşterek ve müteselsil olarak borçtan sorumlu olan davacıdan takip ve tahsiline de … Vergi Dairesi Müdürlüğünün yetkili olduğu, bu durumda, yeminli mali müşavir olan davacının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğünce, müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde yetki yönünden hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Sorumluluğu tespit edilen davacı adına bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğünce düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırılık taşımadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Yeminli mali müşavir olan davacının … Kimya İthalat İhracat Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında üretim tasdik raporu düzenlemek suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verdiğinden bahisle, 2007 yılının Mayıs, Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin özel tüketim vergileri, vergi ziyaı cezaları, gecikme faizleri ve yargı harçlarından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … ilâ … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde, Maliye Bakanlığının, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; aynı maddede, beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12. maddesinin 1. fıkrasında yeminli mali müşavirlerin, gerçek ve tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin mali tablolarının ve beyannamelerinin mevzuat hükümleri, muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğunu ve hesapların denetim standartlarına göre incelediğini tasdik edecekleri; 2. fıkrasında tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdike ilişkin usul ve esasların; gerçek ve tüzel kişilerin mükellefiyet şekilleri, iş kolları ve ciroları, döviz kazandırıcı işlemleri, ithalat ve ihracatları, yatırımın miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz edileceği merciiler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği; 4. fıkrasında ise yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu oldukları, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, yaptıkları tasdikin kapsamını düzenleyecekleri raporda açıkça belirtecekleri hüküm altına alınmıştır.
3568 sayılı Kanun’un 12. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrasında, tasdik işlemi yapılırken aranacak asgari bilgi, şekil şartları ile tasdike ilişkin diğer usul ve esasların Bakanlıkça çıkartılacak tebliğlerle belirleneceği, yukarıda belirtilen konuların ve belgelerin tasdikine ilişkin olarak Bakanlıkça tebliğ çıkartılmadıkça, yeminli mali müşavirlerin bu konu ve belgelerle ilgili olarak tasdik işlemi yapamayacakları; 8. maddesinde yeminli mali müşavirlerin, tasdik konuları ile ilgili olarak karşıt incelemeler yapabilecekleri; 20. maddesinin 2. fıkrasında ise inceledikleri ve sonucunda tasdik raporu düzenledikleri konu ve belgelerin gerçeği yansıtmaması ve doğru olmaması halinde, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan Vergi Usul Kanunu ve 3568 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu’nun “Tam Teselsül” hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Mezkur Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrasıyla verilen yetkiye dayanarak çıkarılan ve yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin yeminli mali müşavirlerce tasdikine ilişkin usul ve esasların belirlendiği 30/07/1995 tarih ve 22359 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 18 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği’nin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde ise sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirle ilgili takibatın, yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerine konu kamu alacaklarının ait oldukları dönem itibarıyla, davacının … Vergi Dairesi Müdürlüğüne değil, … Vergi Dairesi Müdürlüğüne bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler birlikte incelendiğinde; yeminli mali müşavir olan davacının vergilerin ödenmesinden asıl borçlu şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun iddia edilmesi halinde, kamu alacaklarının ait oldukları dönem itibarıyla davacının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğünce işlem tesisi olanaklı olup, ödeme emrinin düzenlenme tarihi itibarıyla davacının bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğünce ödeme emri düzenlenmesinde açıklanan mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmadığından, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle işlemlerin iptali yolundaki mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Daire kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 17/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.