Danıştay Kararı 7. Daire 2019/2647 E. 2022/5141 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/2647 E.  ,  2022/5141 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2647
Karar No : 2022/5141

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Malzemeler Sanayi Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem:Davacı tarafından ithal edilen 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan malların, bu listeye dahil olmayan malların imalinde kullanıldığı belirtilerek, 2012/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında 2015 yılının Ocak ilâ Mayıs dönemleri için ödenen özel tüketim vergisinin iadesi istemiyle yapılan başvurulara dair dilekçelerin süresi içerisinde elektronik ortamda verilmediği ve yağlama müstahzarlarının bir kısmının ithal tarihini takip eden on iki ay içerisinde üretimde kullanılmadığından bahisle reddine ilişkin işlemin iptali ile iadesi istenilen vergilerin talep tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; üretim şartının yerine getirildiğinden bahisle özel tüketim vergisinin iadesi istemiyle başvurulması halinde, üretiminin gerçekleştiğinin saptanması halinde özel tüketim vergisinin iadesine karar verilmesinin gerektiği; iade taleplerine ilişkin dilekçelerde belli standartların sağlanması için getirilen düzenlemelere uyulmadığından bahisle talebin reddinin hukuka uygun olmadığı; öte yandan, davacının iade talebi 25 seri no’lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği’nde belirtilen sürelere uyulmadığından bahisle reddedilmiş ise de, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda iade talepleri konusunda herhangi bir süre sınırlamasının öngörülmediği, süreye ilişkin hakkın özüne dokunabilecek düzenlemeler Anayasa’nın belirlediği sınırlar dahilinde, ancak, Kanun’la yapılabileceğinden, Tebliğ ile belirlenen süre içerisinde başvuru yapılmaması ve anılan sürede üretimde kullanılmaması neden gösterilerek iade talebinin reddedilmesinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idarece ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Düzenlenen vergi inceleme raporunda, özel tüketim vergisi iadesi istemiyle yapılan başvuruların süresi içerisinde elektronik ortamda yapılmadığı ve yağlama müstahzarlarının bir kısmının ithal tarihini takip eden on iki ay içerisinde üretimde kullanılmadığının tespit edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Vergi inceleme raporunun incelenmesinden, yağlama müstahzarlarının bir kısmını ithal tarihini takip eden on iki ay içerisinde üretimde kullanıldığının anlaşıldığı, bu nedenle idarece aksi yöndeki kabul ile işlem tesisinde hukuka uygunluk bulunmadığından işlemin bu kısmına yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği; faiz istemi yönünden ise, mahkemece talep edilen faizin yasal faiz olduğu kabul edilmek suretiyle karar verildiği görülmekle, davacı tarafından iadesi istenilen vergilerin talep tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle iadesi talep edilmesine karşın, temyize konu kararda, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması sebebiyle buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının mahsuben iade talebinin reddine dair işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Temyize konu kararın mahrum kalınan tutarın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
Olayda, mahsuben iade istemine konu vergiler nedeniyle davacı tarafından haksız bir ödemede bulunulmadığı gibi, davacının tasarrufundan yoksun kaldığı bir meblağ da söz konusu olmadığından, idarenin uhdesinde haksız yere bulunan bir varlıktan bahsetmek mümkün değildir. Ayrıca idarece, mahsuben iade taleplerinin, mahsup dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihteki tutarlar üzerinden yerine getirileceği açıktır. Dolayısıyla iadeye konu edilen vergilere ilişkin olarak davacının faiz isteminde hukuka uygunluk bulunmaması nedeniyle mahsup yoluyla iadesine hükmedilen vergilere ilişkin faiz isteminin reddi icap ettiğinden kararın yasal faize ilişkin hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen de reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, mahsuben iadenin yasal faiz ödenerek yapılmasına ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 14/12/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Mahkemece, ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da öngörülen oranda hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiş ise de, mahsuben iadesi gerçekleştirilmeyen tutarın davacı tarafından talep tarihinden itibaren faiz hesaplanması yönündeki istemi göz önünde bulundurularak taleple bağlılık ilkesi kapsamında yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararın faize ilişkin hüküm fıkrasının ödeme tarihi ile davacı tarafından talep edilen tarih arasındaki dönem için faize hükmedilmesine ilişkin kısmının açıklanan gerekçeyle bozulması, talep tarihinden itibaren hesaplanan yasal faize ilişkin kısmının ise onanması gerektiği oyuyla, Daire kararının belirtilen kısmına katılmıyoruz.