Danıştay Kararı 7. Daire 2019/242 E. 2020/4354 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/242 E.  ,  2020/4354 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/242
Karar No : 2020/4354

TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
2- (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 6. fıkrası hükmü uyarınca Tetkik Hâkimi …’nın açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun; 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, ehliyet hususu, ilk inceleme konuları arasında sayılmış; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmış olup; bu hükümlere göre, idari davalarda davayı açan ve davanın yöneltildiği kişilerde dava ehliyetinin varlığı, açılan davaların incelenebilmesi için zorunlu bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; 19/10/2015 tarih ve 8928 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 757. sayfasında ismine yer verilen davacı şirketin 09/10/2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiği anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmeleriyle sona erer. Olayda, adına işlem tesis edilen şirketin tüzel kişiliği de, ticaret sicilinden silindiği 09/10/2015 tarihinde sona ermiş bulunmaktadır. Bu tarihten sonra, sözü edilen şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsili hukuken mümkün değildir. Bunun sonucu olarak, tüzel kişiliğin sona ermesinden önce tesis edilen işlemlerin de, herhangi bir hukuki sonuç doğurması; hukuki sonuç doğurmayan işlemlerin ise, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesi söz konusu olamaz. Ancak, mevzuatta sorumluluklarını düzenleyen hükümler uyarınca, münfesih şirketin ortakları veya kanuni temsilcileri ya da tasfiye memurları adına bu sıfatları nedeniyle tesis edilen veya edilecek işlemlerin bunların menfaatini etkileyeceği tartışmasızdır.
Bu hukuki durum karşısında; münfesih şirket adına tesis edilen işlemin ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen mahkeme kararının herhangi bir hukuki sonuç doğurması söz konusu olmadığından, taraflarca bölge idare mahkemesi kararının bozulması istemiyle yapılan temyiz başvurularının esasının incelenmesi olanaklı değildir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararına yönelik temyiz istemlerinin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 03/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.