Danıştay Kararı 7. Daire 2019/2170 E. 2022/5579 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/2170 E.  ,  2022/5579 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2170
Karar No : 2022/5579

TEMYİZ EDENLER :
1- (DAVACI) : …
2- (DAVALI) : … Bakanlığı adına
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli …, …, …, … tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük, katma değer vergileri ve dampinge karşı vergi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, dava konusu ödeme emrinin dayanağı ek tahakkukun dava açılmayarak kesinleştiği ve pozisyon uyuşmazlığından kaynaklandığı dikkate alındığında söz konusu tahakkuka ilişkin davacı iddialarının ancak tarhiyata karşı açılacak bir davada incelenebileceği; ödeme emrine karşı açılan işbu davada, “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilemeyeceği açık olduğundan, ödeme emrinin ek tahakkuka ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı; her ne kadar davalı idare tarafından e-kayıt belgesi 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) kapsamında aranan belgelerden biri olarak kabul edilse de, anılan belgenin, eşyanın ithalinde aranan lisans, şart, izin, kısıntı ya da belirli kuruluşlarca düzenlenecek uygunluk veya yeterlilik belgesi olmadığı, bu durumda, ödeme emrinin para cezasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen de davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, olayda, vergi kaybının bulunmadığı, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği; davalı idarece, tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz istemlerinin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. … maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/12/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) – KARŞI OY :
Gözetim ve koruma önlemleri 03/02/1995 tarih 1995-6525 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden “Korunma Tedbirleri Anlaşması” ile mevzuatımızda yerini almış uygulanması uluslarası sözleşmeye dayalı tedbir mahiyetinde işlemlerdir. Normlar hiyararşisi bağlamında çıkarılan ithalatta gözetim uygulanması yönetmeliğinde gözetim uygulama karar alma süreci amacı başvuru şekli vs. yer almakta olup, başvuru usul ve esasları ile başvuru sahiplerinden alıncak taahhütler tebliği ile belirlenir hükmüne istinaden, olay tarihinde yetkili idare tarafından düzenlenerek resmi gazetede yayınlanan teblig ile, tebliğde belirtilen malların belirlenen birim kıymetin altında olması halinde ithalatın “gözetim belgesine” tabi olduğu, bu düzenleme ile belirtilen malların ancak bu belge ile ithal edileceği genel düzenleyici işlem ile tebliğ edilmiştir.
Gözetim Belgesi, Ortak Ticaret Politikası araçlarına uyum kapsamında, AB’nin Konsey Yönetmelikleri ve Dünya Ticaret Örgütü’nün Koruma Tedbirleri Anlaşması ile belirli üçüncü ülkeler menşeili ürünlerin ithali için zorunlu olan ve bir malın ithal eğiliminin yakından izlenmesi, bu eğilimin yerli üreticiler üzerinde zarar tehdidi oluşturup oluşturmadığı noktasındaki tespitler için gerekli olan ithalattan önce Dış Ticaret Müsteşarlığı’na yapılacak başvuruyla alınması gereken belgedir.
Bu durumda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 4. maddesi kapsamında sorumluluğu bulunan davacının Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi düzenlemesi gereği, ithalatı gözetim belgesi alınma şartına bağlı olduğu halde, gözetim belgesine tabi değilmiş gibi matrah artırmak suretiyle ithalatın yapıldığı, anılan düzenlemede belirtilen belgelerin ise ismen belirtilmeyerek genel olarak; lisans, şart, izin, kısıntı, uygunluk ve yeterlilik belgesi gibi üst başlıklar halinde yer aldığı görüldüğünden, bu belgeler arasında sayılmadığı da gerekçe olamayacağından temyiz talebinin kabul edilerek kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz kararının bu kısmına katılmıyorum.