Danıştay Kararı 7. Daire 2019/1892 E. 2022/5589 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2019/1892 E.  ,  2022/5589 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/1892
Karar No : 2022/5589

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Vergi Mahkemesi kararı uyarınca iade edilen özel tüketim vergisine isabet eden işlemiş yasal faizin ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasının, yargı yeri kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın, idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsadığı, iadesi gereken tutar yönünden vergi idaresi ile davacı arasındaki ilişkinin, iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak, bir borç ilişkisine dönüştüğü, dolayısıyla bu ilişkinin borçlusu tarafından alacaklısına, paranın tasarrufundan yoksun kalınan süre için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre faiz ödenmesinin gerektiği, davacının … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden aldığı ve özel tüketim vergisi ödediği … şase numaralı aracı 04/07/2014 tarihinde düzenlenen fatura ile anılan şirkete iade ettiği, dolayısıyla davacının ödediği ve kendisine iade edilen özel tüketim vergisi 04/07/2014 tarihi itibariyle iade edilmesi gereken bir niteliğe büründüğünden, bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizin verilmesinin gerektiği, işlemin 04/07/2014 tarihinden itibaren verginin davacıya iade edildiği tarihe kadar işleyecek yasal faize isabet eden kısmının iptaline, fazlaya ilişkin kısım yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Olay hakkında düzenlenecek raporun henüz İdarelerine intikal etmediği, verginin iadesine ilişkin mahkeme kararının yerine getirilmesi amacıyla düzenlenen icra emrine karşı şikayet yoluna başvurulduğu ve faiz yönünden iptal kararı verildiği, temyize konu kararın hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından satışı yapılan ve özel tüketim vergisi ödenen aracın alıcısının satın almaktan vazgeçmesi üzerine, verginin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlem hakkında … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyası ile dava açıldığı ve işlemin iptaline karar verildiği, tarafların kanun yoluna başvurmaması üzerine kararın 21/03/2016 tarihinde kesinleştiği, işbu karar uyarınca hüküm altına alınan tutarın 01/02/2017 tarihinde ödendiği, daha sonra verginin iade talep tarihi olan 06/05/2014 tarihinden fiili ödeme tarihi olan 01/02/2017 tarihine kadar işlemiş olan faizin ödenmesi yolunda yapılan 20/03/2017 tarihli başvurunun reddi üzerine de davaya konu işlemin iptali istemiyle işbu dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde, ”İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler.” hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda, davacı tarafından, Vergi Mahkemesi kararı uyarınca özel tüketim vergisinin iade edilmesi üzerine yasal faizin ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın, özel tüketim vergisinin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlem nedeniyle doğan zararın tazmin edilmesine ilişkin olması sebebiyle, 2577 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen hükmü uyarınca, iptal davasının karara bağlanması üzerine açılan tam yargı davası olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Anılan yasa hükmüne göre ise, iptal davasının karara bağlanması üzerine açılacak tam yargı davasının, mahkeme kararının davacıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde açılması gerektiği açıktır.
Bu durumda; davacı tarafından satışı yapılan ve özel tüketim vergisi ödenen aracın alıcısının satın almaktan vazgeçmesi üzerine verginin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen mahkeme kararının davacıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlayan otuz günlük dava açma süresi içinde dava açılmadığı gibi, davacının faizin ödenmediğini öğrendiği 01/02/2017 tarihinden itibaren de otuz günlük süre geçirildikten sonra, 21/04/2017 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.İstanbul Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 29/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.