Danıştay Kararı 7. Daire 2018/699 E. 2022/491 K. 11.02.2022 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/699 E.  ,  2022/491 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/699
Karar No : 2022/491

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Gıda Lojistik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının aleyhlerine olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı “muz” cinsi eşya için referans kıymet üzerinden tahakkuk ettirilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair karara vaki itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın gecikme faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca ithalat vergilerinin Bakanlar Kurulu’nca karara bağlanan Türk Gümrük Tarife Cetveli uyarınca alınacağı, gümrük vergisi mükellefleri bakımından kural koyucu nitelikteki idari metinlerin tüzük, kararname ve yönetmelikle sınırlandırıldığı, bunların dışında kalan idari işlemlerin mükellefleri bağlamayacağı, bu durumda, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından bildirilen referans kıymete göre eşyanın vergilendirilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; davacının faiz isteminin yasal faizi aşan kısmının kabul edilmemesi nedeniyle davanın kısmen reddinin icap ettiği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen de kabulü ile faiz isteminin yasal faizi aşan kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının özgür iradesiyle fazladan beyanda bulunmasından kendilerinin sorumlu tutulamayacağı, iadesi istenilen tutarın fazla hesaplandığı, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan kararın, dava konusu işlemin referans kıymete isabet eden kısmının iptali ile 117.406,64 TL’nin yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Temyiz isteminin kararın, dava konusu işlemin referans kıymeti dışındaki unsurlardan kaynaklandığı iddia olunan 483,15 TL’lik kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik kısmına gelince;
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına tescilli … -… tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için tahakkuk ettirilerek fazladan ödenen 117.889,79 TL gümrük ve katma değer vergisinin geri verilmesi istemiyle açılan davada, söz konusu tutarın iadesine karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar, dava konusu vergilerin salt referans kıymetinden kaynaklandığı kabul edilmek suretiyle uyuşmazlık konusu işlemin iptali yolundaki karara yönelik istinaf başvurusu temyize konu kararla reddedilmiş ise de; davalı idarece temyiz başvurusunda, tahakkukun tamamının referans kıymetinden kaynaklanmadığı, eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan vergiler ile referans kıymeti esas alınarak hesaplanan vergiler arasındaki farkın, 483,15 TL olduğunun iddia edildiği görülmüş olup, idarenin bu husustaki iddialarının karşılanması gerektiği açıktır. Bu bakımdan, mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın referans kıymeti dışındaki unsurlardan kaynaklandığı ileri sürülen kısmı hakkında belirtilen şekilde yapılacak inceleme neticesinde varılacak sonuca göre karar verilmesi icap ettiğinden, kararın sözü edilen kısmının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin referans kıymete isabet eden kısmının iptali ve 117,406,64 TL’nin iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın dava konusu işlemin referans kıymeti dışındaki unsurlardan kaynaklandığı iddia olunan 483,15 TL’lik kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 11/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY :
Gümrük mevzuatımıza göre, gümrük vergileri de genel olarak diğer vergilerde olduğu gibi beyana dayalıdır. Bu beyanın doğruluğunun idarece muayene sırasında, denetleme veya teslimden sonra kontrol edilebileceği 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.
Gümrük idaresinin kendisine yapılan beyanın gerçekliği ve doğruluğu konusunda yapılacak incelemede kullanılmakta ve beyanın ayrıntılı olarak incelenmesine gerek olup olmadığı yönünden yol gösterici olamak üzere, belli ürün gruplarına yönelik olarak asgari fiyat belirlenmesi halinde “referans fiyat” tan söz edilmektedir. Bu bağlamda, beyan edilen kıymet referans fiyatın altında ise beyanın ayrıntılı olarak incelenmesine ve kıymet araştırmasına gidilerek eşyanın gerçek kıymetinin tespiti yapılmaktadır.
Dosya içeriğinden, idarenin referans fiyat uygulamasına tabi eşyaya ilişkin daha düşük fatura bedeline tabi ithal edilmek istenen ürünün, ithalatını gerçekleştirmek amacıyla beyannameye yurt dışı gider adı altında ithalatçının kendi iradesiyle gider göstermek suretiyle referans fiyatın üstünde beyanda bulunulduğu, bu durumda matrah referans fiyat üzerinde kalmakla, kıymet araştırmasının yapılması engellenmekle içinde neleri ihtiva ettiği ve ne kadarının gerçekten yurt dışı gider olduğu, ne kadarının referans fiyata ulaşmak için arttırıldığı bilinmeyen yurt dışı giderler, eşyanın kıymetinin araştırılmasını etkisiz kılmak amacıyla kullanılmakta ve daha sonra fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilmesinin istenildiği işbu davalarda ikrar edilmekle anlaşılmaktadır.
Aynı Kanunun 61. maddesinin 3. fıkrasında beyanın bağlayıcılığının esas olduğu yönündeki emredici hüküm karşısında yurt dışı gider olmaksızın kasten yapılan matrah arttırıcı beyan sebebiyle iade taleplerinin yerine getirilemeyeceği 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesinin 1. fıkrasında “…kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse…” şeklinde açıkça emredici hüküm olarak yer alan düzenleme ve herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken uymak zorunda olduğu ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralının herkes ve her hukuki durum için geçerli olması, kanun ve sözleşmeden doğan tüm hakların kullanımında uygulama alanı bulması göz önüne alındığında ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 02/07/1966 tarih ve E:1965/13, K:1966/6 sayılı kararı gereği iade talebinin reddi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile bölge idare mahkemesi kararının tamamının bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.