Danıştay Kararı 7. Daire 2018/4673 E. 2020/4130 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/4673 E.  ,  2020/4130 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4673
Karar No : 2020/4130

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 6. fıkrası hükmü uyarınca Tetkik Hâkimi …’ın açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun; 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, ehliyet hususu, ilk inceleme konuları arasında sayılmış; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmış olup; bu hükümlere göre, idari davalarda davayı açan ve davanın yöneltildiği kişilerde dava ehliyetinin varlığı, açılan davaların incelenebilmesi için zorunlu bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; ticaret sicilindeki kaydı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca 07/07/2014 tarihinde silinerek 16/07/2014 tarih ve 8613 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen davacı şirket adına tescilli … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı beyannameler kapsamında uğranıldığı ileri sürülen zarar nedeniyle 500,000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılan davada verilen mahkeme kararına yönelik istinaf isteminin reddi yolundaki kararın davacı tarafından bozulması isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmeleriyle sona erer. Olayda, davacı şirketin tüzel kişiliği de, ticaret sicilinden kaydının silindiği 07/07/2014 tarihinde sona ermiş bulunmaktadır. Bu tarihten sonra, sözü edilen şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsili hukuken mümkün değildir. Bunun sonucu olarak, tüzel kişiliğin sona ermesinden önce tesis edilen işlemlerin de, herhangi bir hukuki sonuç doğurması; hukuki sonuç doğurmayan işlemlerin ise, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesi söz konusu olamaz. Ancak, mevzuatta sorumluluklarını düzenleyen hükümler uyarınca, münfesih şirketin ortakları veya kanuni temsilcileri ya da tasfiye memurları adına bu sıfatları nedeniyle tesis edilen veya edilecek işlemlerin bunların menfaatini etkileyeceği tartışmasızdır.
Bu hukuki durum karşısında; münfesih şirket adına dava açılması ve açılan davada verilen mahkeme kararının herhangi bir hukuki sonuç doğurması söz konusu olmadığından, davacı tarafından Daire kararının bozulması istemiyle yapılan temyiz başvurusunun esasının incelenmesi olanaklı değildir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/10/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.