Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/443 E. , 2022/478 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/443
Karar No : 2022/478
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2013 ila 2015 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 68 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen eşya nedeniyle fazladan tahakkuk ettirilen ve ödenen gümrük ve katma değer vergisinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali ve yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı adına tescilli 68 adet gümrük giriş beyannamesiyle ithal edilen eşya nedeniyle fazladan tahakkuk ettirilen ve ödenen gümrük ve katma değer vergisinin iadesi istemiyle gümrük idaresine başvurulduğu, cevaben yükümlünün beyannamenin 44 nolu hanesine ihtirazi kayıt şerhi koymadığı gibi beyanın özgür iradeyi yansıtmadığına ilişkin dilekçe verilmediğinin tespit edildiğinden istemin reddine karar verilmesi üzerine İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne itiraz edildiği ve cevap süresinin 31/08/2016 tarihine kadar uzatıldığı bildirildiğinden, istemin zımnen ret edildiği kabul edilerek iptali ile fazladan ödenen vergilerin yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, dava konusu 68 adet beyannamesi ile ilgili olarak davalı idare tarafından yapılan incelemede 5 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile alakalı olarak Gümrük Kanunu’nun 211. maddesinde belirtilen üç yıllık süre içerisinde geri verme başvurusunda bulunmadığının tespit edildiği, davacının da dava dilekçesinde başvuru süresi geçen beş adet beyannameye ilişkin talebinin olmadığını beyan ettiği görüldüğünden, davanın 63 adet beyanname yönünden incelendiği, eşyanın gümrük kıymetinin satış bedeli yöntemine göre belirlenen fiyat olduğu, satış bedeli yöntemine göre gümrük kıymetinin tespit edilemediği durumda sırasıyla diğer yöntemlere göre gümrük kıymetinin belirleneceğinin açık olduğu, davalı idarece satış bedeli yönteminin uygulanabilmesi için gereken koşulların mevcut olmadığı yolunda bir iddiada bulunmadığı gibi davalı idarenin beyan olunan fiyatın ve ibraz edilen belgelerin doğru olmadığı yolunda bir inceleme ve araştırmasının da bulunmadığı, nihayet davacı tarafından beyan edilen birim fiyatın esas alınması gerekirken, gözetim uygulaması gereğince beyan edilen bedel dikkate alınarak fazladan yapılan tahakkukta ve tahakkuka vaki itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline ve fazla ödenen tutarın talep tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bölge müdürlüğünce alınan süre uzatım kararı davacıya tebliğ edildiğinden itirazın zımnen reddedildiğini kabul etmenin olanaklı bulunmadığı, ortada dava konusu edilebilir bir işlemin olmadığı, nitekim davacının yapmış olduğu itirazın açıkça reddi işleminin tebliği üzerine … Vergi Mahkemesinde dava açıldığı, ortada kanuna aykırı olarak tahsil edilen bir vergi bulunmadığı gibi yanlışlıkla veya fuzulen alınan bir verginin de olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 11/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re’sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Gene Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin Tebliğ’de belirlenen kıymete yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamakta, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşturmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmış olmaktadır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile (Tebliğ) getirilen gözetim uygulaması ve 4458 sayılı yasanın, 61. maddesi ile düzenlenen beyanın bağlayıcılığı ilkesi de fiilen askıya alınmış olmaktadır.
Bu süreçte idarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorladığı iddiasının kabulünü gerektiren bir durum bulunmadığı eşyanın kıymetinin tebliğde belirtilen meblağa yükseltilmesi suretiyle, kıymet unsurunun üstü kapatılarak, idarenin kıymet incelemesi yapma imkanı ve belge alınması gerektiren durumun tespiti engellenmektedir.
Bu durumda Tebliğ ile belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenen eşyanın gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacı tarafından başvuruda bulunulup bulunulmadığının, araştırılarak fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilip verilemeyeceğinin saptanması suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü gerektiği oyu ile, Daire kararına katılmıyorum.