Danıştay Kararı 7. Daire 2018/4304 E. 2022/507 K. 11.02.2022 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/4304 E.  ,  2022/507 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4304
Karar No : 2022/507

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhlerine olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli …. tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilenden farklı gümrük tarife istatistik pozisyonunda yer aldığı ve ithalinin yasak olduğunun anlaşıldığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca alınan para cezası kararına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, olayda, davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşya ile ilgili olarak düzenlenen laboratuvar tahlil sonucuna göre, beyannamenin 2. kaleminde 2903.39.90.90.18 gümrük tarife istatistik pozisyonunda beyan edilen eşyanın 3824.74.00.00.12 pozisyonunda ve ithalinin yasak olduğunun anlaşılması üzerine ek tahakkuk ve para cezası kararı alındığı, tahlil raporunda, “…” ticari isimli eşya içerisinde klorodifluoro metan (R142 b) ve klorodifluoro etan (R22) gaz karışımlarının bulunduğu, 2014/14 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ’in 11. maddesi ile Ek-4/A ve Ek-4/B ‘ye göre ithalatının yasak olduğu sonucuna ulaşıldığı, ihracatçı firmaya ait belgede 1000 paket R134a isimli eşyanın kendi hatalarından dolayı yanlış yüklendiğini alıcının herhangi bir dahli ve kusurunun bulunmadığını beyan ettikleri, eşyanın idarenin belirlediği pozisyonda olduğunun tedarikçi firma tarafından da zîmnen kabul edildiği ve içerisinde bulunan gaz karışımlarını ihtiva ettiğinin sabit olduğu, bu haliyle eşyanın ithalatının yasak olduğu sonucuna ulaşıldığından ek tahakkuklarda hukuka aykırılık bulunmadığı; 4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde düzenlenen para cezasının kabahat niteliğindeki fiillerden olduğu, kabahat ve suçun oluşması için yasada belirtilen tanımlamaya uygun eylemin varlığının yanısıra bu eylemin failin kusurlu iradesinin ürünü olması gerektiği, fail tarafından fiilin işlenip işlenmediği, işlenmiş ise manevi unsurun mevcut olup olmadığı saptanmadan ceza verilmesinin mümkün bulunmadığı, olayda ise, davacının cezayı gerektiren fiil ile bağlantısı tespit edilmeden, varsayım ve kıyas yoluyla ceza uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin, vergilere ilişkin kısmı yönünden davanın reddine, para cezasına ilişkin kısmının ise iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1…. Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 11/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesi idari para cezasını gerektiren fiili belirlemiştir. Buna göre:
1.” Serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda;
a) Eşyanın genel düzenleyici idari işlemlerle ithalinin yasaklanmış olduğunun tespiti hâlinde, gümrük vergilerinin alınmasının yanı sıra, gümrüklenmiş değerinin dört katı idari para cezası verilir”.
Kabahatler Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde kabahat fiili tanımlanmıştır. Bu tanıma göre: “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.”
Kabahat olduğunda kuşku bulunmayan fiilin sorumluluk hükümlerini düzenleyen “Kabahatten Dolayı Sorumluluğun Esasları” başlıklı bölümün 7. maddesinde:
Madde 7- “Kabahat, icraî veya ihmali davranışla işlenebilir. İhmali davranışla işlenmiş kabahatin varlığı için kişi açısından belli bir icraî davranışta bulunma hususunda hukukî yükümlülüğün varlığı gereklidir.”
Kast veya taksir
Madde 9.- “Kabahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde, hem kasten hem de taksirle işlenebilir.” düzenlemeleri ile kabahat fiillerinin manevi unsur yönünden incelenmesinde kastla taksirle ve ihmal suretiyle işlenebileceği açıkça düzenlenmiştir.
4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinde düzenlenen idari para cezasının kabahat fiili karşılığı olduğu ve madde metninde manevi unsura yönelik açık bir düzenleme bulunmadığı görülmektedir. Madde metninde açık olarak eşyanın genel düzenleyici işlemle yasaklanmış olmasının tespit edilmesi halinde idari para cezası verileceği düzenlenmiş olup, mahkeme kararında belirtildiği gibi failin kusurlu olması gerektiği yönde bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla, manevi unsurun bulunması gerektiği yolundaki gerekçe ile yasama organınca düzenlenmeyen manevi unsur şartının getirilmesi yetki gasbı olduğu gibi, kanuni düzenleme ile getirilen idari para cezasını uygulanamaz hale getirmekte olduğu da izahtan varestedir. Bu gibi idari para cezalarını verme yetkisini haiz olan idari işlemi tesis eden idarenin kendisi olmakla idarelerin manevi unsurun varlığını araştırmak ve bunu değerlendirmek gibi yetkisi de bulunmadığı bilinmekle idari teşkilat görevlilerinden talep edilecek bir olgu değildir. İdari yargılama hukukunda da yazılı yargılama kural olmakla yargılamalar dosya üzerinden yapılmaktadır. Adli yargılama usulünde incelenebilecek olan manevi unsurun kanuni düzenlemelere rağmen varlığının aranmasının hukuki bir neticesi de bulunmamaktadır.
Keza mahkemece serbest dolaşıma giriş beyannamesinde belirtilen eşya ile yurda girişi yapılan eşyanın farklı eşya olduğu yani yurda girişinin yasak olan eşya olduğunun idarece tesbit edildiğinin kabulü ile gümrük vergisi ve katma değer vergisi yönünden davanın reddine karar verilmesi buna mukabil idari para cezasının iptal edilmesi de çelişki doğurmakla, yasada belirtilmeyen ve kabahat niteliğindeki fiilde manevi unsurun aranması yasanın açık hükmüne aykırı olmakla kararın idari para cezasına ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.