Danıştay Kararı 7. Daire 2018/4278 E. 2020/4474 K. 06.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/4278 E.  ,  2020/4474 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4278
Karar No : 2020/4474

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına 2013 yılında tescilli 10 adet muhtelif tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için tahakkuk ettirilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi istemlerinin reddine dair kararlara vaki itirazların zımnen reddi yolundaki işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla, gözetim kıymeti, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığından, bu kıymetin ithalata konu edilen eşyaya ait gümrük vergilerinin hesaplanmasında esas alınamayacağı, bu nedenle gözetim önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle ödenen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca iadesi taleplerinin reddine dair kararlara vaki itirazların zımnen reddine ilişkin işlemde hukuki isabet bulunmadığı, vergilendirme hatası yapılarak haksız ve hukuka aykırı olarak davacıdan tahsil edilen verginin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’a göre hesaplanacak faiziyle birlikte davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline, fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 4458 sayılı Kanun’un 211. maddesi kapsamında iadesi talep edilen vergilerin tamamının gözetim kıymetinden kaynaklanmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NİN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin gözetim kıymetine isabet eden kısmının iptaline ve bu kıymet nedeniyle fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının onanması, kararın, dava konusu işlemin gözetim kıymeti dışındaki unsurlardan kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararının, dava konusu işlemin gözetime isabet eden kısmının iptaline ve fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin hüküm fıkrası, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Temyize konu kararın, dava konusu işlemin gözetim kıymeti dışındaki unsurlardan kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
Her ne kadar, iadesi istenen vergilerin salt gözetim kıymetinden kaynaklandığı kabul edilerek verilen iptal kararına yönelik istinaf başvurusu temyize konu kararla reddedilmiş ise de; davalı idarece gerek istinaf aşamasında, gerekse temyiz başvurusunda, dosyanın gözetim uygulamasına tabi tutularak beyannamenin yurtdışı giderler hanesinde kıymet artımında bulunmasının yanında, gümrük kıymetinde de farklılık olduğu, iadeye konu edilen tutarın gözetim kıymetini aştığı iddia edildiğinden, davacı adına tescilli beyannamelerde davalı idarece iddia edildiği gibi, gözetim kıymetinin üzerinde yurt dışı gider olarak beyan edilen kısmın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken, belirtilen şekilde araştırma yapılmadan dava konusu işlemin gözetime isabet eden tutarları aşan kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasında yargılama hukukuna uyarlık görülmemiş olup, bu yönden kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin gözetim kıymetinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, dava konusu işlemin gözetim kıymeti dışındaki unsurlardan kaynaklanan kısmına ilişkin hükmü fıkrasının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 06/11/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY :

Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re’sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Bu noktada idarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorlama gibi bir yetkisi bulunmayıp gözetim belgesinin olup olmadığını aramak, bulunmaması halinde ithaline izin vermemekle yetinmesi zorunludur.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır. Buna ilaveten, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmış olacaktır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile getirilen gözetim uygulaması fiilen askıya alınmış olmaktadır.
Bu durumda belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenmesi halinde gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacılarca başvuruda bulunulup bulunulmadığının, şayet başvuruda bulunulmuş ise buna ilişkin anılan idarece tesis edilen işlemin hukuka uygun olup olmadığı değerlendirilerek fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilip verilemeyeceğinin saptanması suretiyle bir sonuca ulaşılması ve aykırılığın bu doğrultuda giderilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin gözetim kıymetine isabet eden kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddi yönünden Daire karara katılmıyorum.

XX – KARŞI OY :

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan Mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile, kararın bozmaya ilişkin kısmına katılmıyorum.