Danıştay Kararı 7. Daire 2018/4159 E. 2020/3890 K. 12.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/4159 E.  ,  2020/3890 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4159
Karar No : 2020/3890

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı Adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dokumacılık Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarihli … ve … sayılı, … tarihli …, … ve … sayılı, … tarihli … sayılı, … tarihli … sayılı beyannameler ile … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici olarak ithal edilen eşyanın bir kısmının ihraç edilen mamüller bünyesinde kullanılmadığının tespit edilmesinden sonra, taahhüt hesabının müeyyideli olarak kapatılması suretiyle muafiyet kapsamından çıkarılan eşya için tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine, dampinge karşı vergiye, kaynak kullanımını destekleme fonu payına ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 2. fıkrasında, yapılan denetimler neticesinde hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılabileceği; 4. fıkrasında, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımı süresinin daha uzun bulunması halinde, bu alacakların, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinde kovuşturulup tahsil edileceğinin hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden, gümrük vergilerini doğuran olayın Türk Ceza Kanunu’na göre ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olmadığı ve bu konuda açılmış bir ceza davasının da bulunmadığı, 2010 yılının muhtelif dönemlerinde tescil edilen 7 adet beyannameye ilişkin taahhüt hesabının 26/09/2012 tarihinde kapatıldığı, ek tahakkuk ve para cezası kararının ise 10/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında, tahakkuk ve para cezası kararına ilişkin işlemin taahhüt hesabının kapatıldığı tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra davacıya tebliğ edildiği anlaşıldığından, uyuşmazlığa konu tahakkukun ve para cezasının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dahilde işleme rejimi kapsamında yapılan ithalatlara ilişkin zaman aşımı süresinin başlangıcında, dahilde işleme izin belgesinin müeyyideli olarak kapatılma tarihinin esas alınmasının icap ettiği ve bu tarihe göre tahakkukun ve para cezasının zaman aşımına uğramadığı, bu nedenle Mahkemece uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesinin gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli … tarihli … ve … sayılı, … tarihli …, … ve … sayılı, … tarihli … sayılı, … tarihli … sayılı beyannameler ile … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici olarak ithal edilen eşyanın bir kısmının ihraç edilen mamüller bünyesinde kullanılmadığının tespit edilmesinden sonra, taahhüt hesabının müeyyideli olarak kapatılması suretiyle muafiyet kapsamından çıkarılan eşya için tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine, dampinge karşı vergiye, kaynak kullanımını destekleme fonu payına ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 108. maddesinde; serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebileceği; eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade olunacağı; eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına, şartlı muafiyet sistemi denildiği; 238. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de, bu Kanun’un 108 ila 127. maddelerde düzenlenen dahilde işleme rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin tahsili yanında, bu vergilerin iki katı tutarında para cezası alınacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 184. maddesinin 1. fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle; 183. maddede belirtilen haller dışında, (a) bendinde, ithalat vergilerine tabi eşyanın geçici depolanmasından veya tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin uygulanmasından doğan yükümlülüklerden birinin yerine getirilmemesi durumunda; (b) bendinde ise, eşyanın söz konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya nihai kullanımı nedeniyle indirimli yahut sıfır ithalat vergi oranı uygulanmasına ilişkin koşullardan birine uyulmaması hallerinde ve bu fiillerin geçici depolamanın veya ilgili gümrük rejiminin yanlış uygulanması sonucunu yarattığının tespit edilmesi halinde gümrük yükümlülüğünün ithalat nedeniyle doğacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer yandan; 4458 sayılı Kanun’un 197. maddesinin 2. fıkrasında, yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bu hükümlere göre; serbest dolaşımda olmayan eşyanın, dahilde işleme rejimi çerçevesinde, Türkiye’de işlenerek veya başka eşyanın üretiminde kullanılarak Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmek kaydıyla, geçici olarak ithal edilmesi halinde, ithal edilen eşyaya ait vergilerin, kural olarak, giriş sırasında, tahakkuk ettirilmesi; ancak, tahsil edilmeyerek geçici olarak ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihraç edilmesi halinde iade edilmek üzere, 6183 sayılı Kanun’da öngörülen teminat türlerine göre teminata bağlanması icap etmektedir.
Dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak yurda getirilen eşyanın süresinde yurt dışı edilmemesi veya gerçeği yansıtmayan belgelerle yurt dışı edilmiş gibi gösterilmesi suretiyle rejim şartlarının ihlal edilmesi durumunda, eşyaya ait olup, giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanmış olan vergilerin takibi gerekmektedir.
Öte yandan, dahilde işleme rejimi kapsamında yapılan ithalatlarda, gümrük yükümlülüğü rejim şartlarının ihlali halinde doğmakta olup, söz konusu ihlalin, taahhüt hesabının kapatılarak teminatların iade edilmesinden sonra tespiti durumunda, dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edildiğine ilişkin bahse konu tespitin gümrük idaresinin bilgisine girdiği tarihten itibaren üç yıllık zaman aşımı süresi içinde gümrük vergileri alınmadan yurda girişi yapılan eşyadan kaynaklanan tahakkuk ve para cezalarının karara bağlanarak ilgilisine tebliğ edilmesi zorunludur.
Olayda, dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edildiği hususunun, İhracat Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı taahhüt hesabının müeyyideli kapatıldığına ilişkin yazısı ile gümrük idaresinin bilgisine girdiği dikkate alındığında, bu tarih itibarıyla, üç yıllık zamanaşımı süresi içerisinde verildiği ve 10/11/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılan tahakkuk ve para cezası kararına vaki itirazın reddine dair işlemin esası incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, tahakkuk ve para cezasının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen mahkeme karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu kararda isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin . .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 12/10/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.