Danıştay Kararı 7. Daire 2018/327 E. 2020/4206 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/327 E.  ,  2020/4206 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/327
Karar No : 2020/4206

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tekstil Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesine ilişkin olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle 06/12/2016 tarihinde açılan davada; Mahkemelerinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile dilekçenin reddedildiği ve yenileme için süre verildiği, bununla birlikte, dava açıldıktan sonra davaya konu ödeme emrinin İdarece 12/01/2017 tarihinde iptal edilerek aynı gün davacıya tebliğ edildiği; dolayısıyla, dava konusu ödeme emrinin hatalı olarak düzenlenmesine sebep olan davalı İdarenin yargılama giderine katlanmak durumunda olduğu gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Kararın, istinaf başvurusuna konu yargılama giderleri ile vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ödeme emrinin iptal edildiği ve aynı gün davacıya tebliğ edildiği buna karşın, davanın kötüniyetle yenilendiği, bu haliyle davanın açılmasına İdarenin sebebiyet verildiğinden söz edilemeyeceğinden kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 22/10/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X)- KARŞI OY :
Temyiz başvurusu; davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesine ilişkin olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına ilişkin mahkeme kararının bozulmasına yöneliktir.
Dosyanın incelenmesinden; iş bu dava ile yenilenen E:… sayılı davada verilen 28/12/2016 günlü dilekçe ret kararının 13/01/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, dava konusu ödeme emrinin davalı idarece 12/01/2017 tarihinde iptal edildiği ve aynı tarihte davacıya iptal keyfiyetinin tebliğ edildiği, iş bu yenileme davasının ise 30/01/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yenilemenin yapıldığı 30/01/2017 tarihi itibariyle dava konusu edilebilir nitelikte ve davacının güncel menfaatini ihlal edecek vasıfta bir idari tasarruf bulunmadığına göre, davanın incelenmeksizin reddi gerekirken, buna bağlı olarak davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi ve yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine yönelik karar verilmesine yer olmadığına dair olarak kurulan hükmün bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.