Danıştay Kararı 7. Daire 2018/1709 E. 2020/5288 K. 25.12.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/1709 E.  ,  2020/5288 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1709
Karar No : 2020/5288

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların Tunus yerine Libya’ya gönderildiğinin tespit edildiğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda ihracat beyannamesinde eşyanın gideceği ülke “Tunus” olarak beyan edilmesine rağmen, acenteye yazılan yazı üzerine ibraz edilen yükleme talimatında eşyanın “Libya”ya gönderileceğinin belirtildiğinden bahisle davacı adına para cezası kararının alınmış ise de; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen para cezasının eşyanın ihracının düzenleyici işlemle yasaklanması durumunda uygulanacağı, ayrıca 21/06/2011 tarih ve 2011/2001 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki 2011/2001 sayılı kararın 2. maddesinin yasaklama içermediği, tavsiye niteliğinde olduğu, davaya konu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : … tarih ve … sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların Tunus yerine, Libya’ya gönderildiğinin tespiti üzerine, benzer olaylarda Gümrük Müdürlüklerine gönderilen Dışişleri Bakanlığı yazısıyla, 2009 sayılı Karar ile bu ülkeye yapılacak tüm silah, mühimmat ve benzeri malzeme ihracının, ancak malzemenin son kullanıcısı ile kullanım amacının açıkça belirtildiği bir belge beraberinde BM Libya Yaptırımlar Komitesi’nin onay sürecinden geçirilmesi suretiyle gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu ve ihracatçı firmanın ihraç etmek istediği av tüfeği ihracatının da aynı prosedüre tabi tutulması zorunluluğu bulunduğunun bildirilmesi üzerine, Gümrük Makamlarına yurt içinden alınacak izin yazılarının ibrazı gerektiğinden, izin belgesi olmadan yapılan ihracat nedeniyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Taraflarca kararlaştırılan teslim şekline göre ihracatçının sorumluluğunun başladığı ve sona erdiği anın belirlenmesi suretiyle, Libya’ya yapılan ihracın davacının bilgisi ve kontrolü dahilinde olup olmadığının araştırılarak, somut ve yeterli tespit bulunup bulunmadığının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, istemin özeti kısmında yeralan gerekçelerle işlemi iptal eden Mahkeme kararının bozulması gerek gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların teslim şekli FCA olarak Tunus yerine, Libya’ya gönderildiğinin tespiti üzerine benzer olaylarda Gümrük Müdürlüklerine gönderilen Dışişleri Bakanlığı yazısıyla, bu ülkeye yapılacak tüm silah, mühimmat ve benzeri malzeme ihracının, ancak malzemenin son kullanıcısı ile kullanım amacının açıkça belirtildiği bir belge beraberinde BM Libya Yaptırımlar Komitesi’nin onay sürecinden geçirilmesi suretiyle gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu ve ihracatçı firmanın ihraç etmek istediği av tüfeği vb eşya ihracatının da aynı prosedüre tabi tutulması zorunluluğu bulunduğunun bildirilmesi üzerine, Gümrük Makamlarına yurt içinden alınacak izin yazılarının ibrazı gerektiğinden, izinsiz ihracat yapan davacı hakkında 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca para cezası kararı alınmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, “Eşyanın genel düzenleyici idari işlemlerle ihracının yasaklanmış olduğunun tespiti halinde, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı” (b) bendinde ise; “Eşyanın ihracı, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrüklenmiş değeri kadar” idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde yer alan hüküm; 24/10/2019 tarih ve 7190 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle “Eşyanın ihracı, belli kuruluşların vereceği ve gümrük idaresine ibrazı veya beyanı zorunlu olan lisans, izin, uygunluk belgesi veya bu belgeler yerine geçen bilgiye bağlı olmasına rağmen, eşya belge veya bilgiye tabi değilmiş ya da belge veya bilgi alınmış gibi beyanda bulunulduğunun tespit edilmesi halinde, gümrüklenmiş değerinin onda biri kadar” idari para cezası verileceği şeklinde değiştirilerek 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
21/06/2011 tarih ve 2011/2001 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi Eki Kararın 1. maddesinde ise; “İlgili kurum ve kuruluşların, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1970 ve 1973 sayılı kararlarının ülkemiz bakımından gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla, bu Kararda belirtilen hususları uygulamakla yükümlü” olduğu, 2. maddesinin 1. bendinde ise; silah ve bununla irtibatlı her türlü malzemenin (Ek-1’de belirtilen malzemeler hariç) Türkiye’den veya Türkiye üzerinden yahut Türk vatandaşları tarafından ya da Türk bayraklı deniz ve hava araçlarıyla Libya’ya doğrudan ya da dolaylı olarak tedarik, satış ve transferini engellemeye yönelik tedbirlerin süratle alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Uluslararası ticarette malların tesliminin nerede yapılacağı, masrafların kim tarafından karşılanacağı ya da nasıl paylaşılacağı, sigorta ve taşıma sözleşmelerinin yapılıp yapılmayacağı gibi alıcı ve satıcının yükümlülüklerinin belirlendiği Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan ve sözleşme serbestisi içinde alıcı ve satıcı tarafından kararlaştırılabilen INCOTERMS (International Commercial Terms – Uluslararası Ticari Terimler), alıcı ve satıcı arasındaki sözleşmelerde kullanılan, alıcı ve satıcının sorumluluklarını gösteren uluslararası kabul görmüş kurallar bütünüdür. 2010 yılında ICC tarafından yayımlanan INCOTERMS kurallarına göre, uluslararası ticarette 11 teslim şekli bulunmakta olup bunlar; tüm taşıma türlerini kapsayan EXW, FCA, CPT, CIP, DAT, DAP, DDP, deniz ve içsu taşımalarına özgü FAS, FOB, CFR, CIF şeklinde iki sınıfa ayrılmakta olup, uyulması zorunlu olmamakla beraber sözleşmelerde kararlaştırılması halinde taraflarca uygulanması gereken kurallardır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümlerin değerlendirilmesinden; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, genel düzenleyici idari işlemle ihracı yasaklanmış eşyanın ihracı halinde, (b) bendi ise, ihracı izne tabi eşyanın izinsiz ihracı halinde idari para cezası uygulanmasına yönelik düzenlemeler içermektedir.
Mevzuat hükümleriyle işlem sebebinin birlikte değerlendirilmesinden, uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi maksadıyla idarece, Libya’ya yapılacak silah ve mühimmat ile benzeri eşyaların ihracatından önce yurt içinden, BM Libya Yaptırımlar Komitesi’nin onayını teminen ilgili makamlardan izin alınması yönünde karar alındığı, bu karar doğrultusunda yapılacak ihracatın izne tabi tutulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacı tarafından anılan ülkeye izinsiz ihracatta bulunulduğundan bahisle olayda uygulama imkanı bulunmayan ithali yasak eşyaya ilişkin 4458 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (a) bendi uyarınca işlemin iptaline karar verilmiş ise de; aynı maddenin (b) bendine göre tesis edilen işlemin bu bent uyarınca incelenmesi gerekmektedir.
Olayda, ihracat beyannamesinde eşyanın gideceği ülke Tunus olarak beyan edilmesine rağmen, acenteye yazılan yazı üzerine ibraz edilen yükleme talimatında “Libya”ya gönderileceğinin belirtildiğinden bahisle davacı adına para cezası kararının alındığı, ancak dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlık konusu eşyanın FCA (malların ihraç gümrüğünden geçirilip, alıcının belirlediği taşıyıcıya belirlenen yer ve noktada tesilimi şeklinde gerçekleşen taşıyıcıya teslim), şekline göre teslim yükümlülüğünü sona erdiren beyanname düzenlendiği görülmektedir.
Bu çerçevede taraflarca kararlaştırılan teslim şekline göre ihracatçının sorumluluğunun başladığı ve sona erdiği anın belirlenmesi suretiyle, Libya’ya yapılan ihracın davacının bilgisi ve kontrolü dahilinde olup olmadığının araştırılarak, somut ve yeterli tespit bulunup bulunmadığının incelenmesi ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde öngörülen ceza kesme koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi; koşulların oluştuğu sonucuna ulaşılması halinde de, eşyanın gümrüklenmiş değeri kadar alınan para cezası kararının 4458 sayılı Kanun’un anılan hükmünün 7190 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değiştirilen şeklinde, gümrüklenmiş değerinin onda biri kadar para cezası öngörülmüş olması ve vergi cezaları için de geçerli olan “lehe hükmün uygulanması” yolundaki Genel Ceza Hukuk ilkesi gözetilerek karar verilmesi gerekirken, maddi olay ve hukuki durumun yanlış nitelendirilmesi sonucu verilen temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 25/12/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.