Danıştay Kararı 7. Daire 2017/622 E. 2020/3785 K. 08.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2017/622 E.  ,  2020/3785 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/622
Karar No : 2020/3785

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli … gün ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya kıymetinin, gözetim kıymetine yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergisi ile toplu konut fonu payının gözetim kıymetine isabet eden kısmına vaki itirazın usulden reddi yolundaki işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararına uymak suretiyle, olayda, davacı tarafından ithal edilen eşyanın beyan edilen kıymetinin, İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğde öngörülen birim kıymetin altında olması sebebiyle, gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirildiği, Tebliğde belirtilen birim kıymetin, eşyanın, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığı, gözetim uygulaması ile ilgili olarak gözetim belgesi aranmaması için eşyanın bedelinin yükseltilerek beyan edilmesi halinde bu kıymetin, 4458 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemelere göre gümrük kıymeti olarak alınacak gerçek satış bedeli olmadığından sadece davacının gözetim belgesi ibraz yükümlülüğünden kurtulmak amacıyla verdiği taahhütnameye dayanılarak, ihtirazi kayıtta bulunulamayacağı gerekçesiyle talebin reddedilmesi tahakkuk işleminin hukuka uygunluğunun dava yoluyla denetlenme olanağını ortadan kaldırmaya yönelik olduğu, gözetim önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı; öte yandan Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, İdarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu, kişilere verilen zararın faiz yada farklı isimler altında ödenecek tazminatlarla karşılanabilmesi için açık Yasa hükmünün aranılmasının gerekmediği, işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığında hukuka aykırı tahsil işlemiyle davacıya verilen maddi zararın da karşılanması gerektiği gerekçesiyle, işlemin iptaline, tahsil edilen vergilerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının ihtirazi kayıt koymayacağına ilişkin taahhütname vermesine rağmen ihtirazi kayıt dilekçesini posta ile gönderdiğini, beyan ettiği vergilere sonradan itiraz eden davacının talebini n reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re’sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Bu noktada idarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorlama gibi bir yetkisi bulunmayıp gözetim belgesinin olup olmadığını aramak, bulunmaması halinde ithaline izin vermemekle yetinmesi zorunludur.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır. Buna ilaveten, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmış olacaktır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile getirilen gözetim uygulaması fiilen askıya alınmış olmaktadır.
Bu durumda belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenmesi halinde gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacılarca başvuruda bulunulup bulunulmadığının, şayet başvuruda bulunulmuş ise sonucunun incelenmesi ve buna ilişkin anılan idarece tesis edilen işlemin hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinden, temyiz isteminin kabul edilerek kararın bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.