Danıştay Kararı 7. Daire 2017/547 E. 2020/3916 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2017/547 E.  ,  2020/3916 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/547
Karar No : 2020/3916

DAVACI :… Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : T.C. … (…)
VEKİLLERİ : Hukuk Hizmetleri Başkanı …
Hukuk Müşaviri …

DAVANIN KONUSU : 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararına ekli II sayılı listede yer alan muhtelif gümrük tarife istatistik pozisyonundaki maddelerin ithalatında ilave gümrük vergisi alınmasına dair 11/11/2016 tarih ve 29885 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/10/2015 gün ve 2016/9422 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki ithalat rejimi kararına ek kararın iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Yerli üretim dalının cari açık vermediği, yerli üreticinin ithalat nedeniyle zarar gördüğüne ilişkin usulüne uygun olarak yapılmış bir soruşturmanın ve zararın oluştuğu yönünde somut bir tespitin bulunmadığı, getirilen düzenlemenin kanunilik ve hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu, yapılacak ithalatlar için bir yıl öncesinden sözleşme imzalandığından öngörülen 45 günlük sürenin ticari hayat açısından çok kısa olduğu, dava konusu edilen kararın ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, Avrupa Birliği Adalet Divanının vergilendirme ile ilgili kararlarına ve kamu yararına aykırı olduğu, uygulamada haksız rekabet doğuracağı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :Davanın öncelikle derdestlik nedeniyle reddinin gerektiği, Anayasanın 73. maddesi ve 474 sayılı Gümrük Giriş ve Tarife Cetveli Hakkında Kanunun 2. maddesi çerçevesinde verginin yasallığı ilkesi uyarınca gümrük vergisi oranlarında anılan Kanunla belirlenen sınırlar içesinde değişiklik yapma yetkisinin Bakanlar Kurulunda bulunduğu, yerli üreticiler tarafından Ekonomi Bakanlığına yapılan başvurular değerlendirilerek ve sektörün görüşlerinin alınması sonucunda mevcut gümrük vergilerinin yanında ilave gümrük vergisi uygulanmasına karar verildiği, dava konusu işlemin usulüne uygun bir soruşturma olmaksızın yürürlüğe konulduğu yönündeki iddianın dayanaksız olduğu, uygulanmakta olan ilave gümrük vergisinin yeni bir vergi türü olmayıp, ek mali yükümlülük veya korunma önlemi niteliğine de haiz bulunmadığı, Bakanlar Kurulu Kararının gerekçesini oluşturan çalışmaların işin doğası gereği karar metninde belirtilecek nitelikte olmadığı ileri sürülerek yasal dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ: Dava; 11/11/2016 tarih ve 29885 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/10/2016 tarih ve 2016/9422 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” hükmüne yer verilmek suretiyle doğrudan dava açma şartları arasında “derdestlik” sayılmış, 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “derdestlik” müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun’un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanununun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış ise de; tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, ikinci davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği usul hukukunun genel ilkelerindendir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, Danıştay Yedinci Dairesince verilen dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dilekçe ile 11/11/2016 tarih ve 29885 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/10/2016 tarih ve 2016/9422 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın iptali istemiyle Danıştay Yedinci Dairesinin E:2017/218 sayılı dosyasında dava açıldığı ve bu davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirket tarafından aynı düzenlemeye karşı açılmış bir dava varken, tekrar dava açıldığından, derdestlik nedeniyle görülmekte olan bu davanın usul hükümleri uyarınca esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 187. maddesinde, bir davanın daha önce başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte (derdest) olduğu yolundaki usule ilişkin itirazın ilk itirazlardan olduğu vurgulanmış; 194. maddesinde de, derdestlik itirazının kabulü halinde davanın açılmamış sayılacağı belirtilmiştir.
1086 sayılı Kanun’un yerine kabul edilen ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise, “derdestlik” ilk itirazlar arasında değil, dava şartlarını düzenleyen 114. maddenin 1 fıkrasının (ı) bendinde, “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” hükmüne yer verilmek suretiyle doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış; 115. maddesinde de mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “derdestlik” müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun’un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine kabul edilen Hukuk Muhakemeleri Kanununun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığı ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, usul hukukunun temel kavramlarından olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 11/11/2016 tarih ve 29885 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/10/2016 tarih ve 2016/9422 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın iptali istemiyle daha önce Dairemizin E:2017/218 sayılı dosyasında dava açıldığı ve bu davanın halen derdest olduğu anlaşılmakta olup bu haliyle bakılmakta olan davanın derdestlik nedeniyle incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği ve davalı idarenin hukuk müşaviri ve hukuk hizmetleri başkanı tarafından vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesinin 1. fıkrası uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.