Danıştay Kararı 7. Daire 2017/455 E. 2020/4457 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2017/455 E.  ,  2020/4457 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/455
Karar No : 2020/4457

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

İSTEMİN KONUSU : … Otomotiv İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ithal edildikten sonra bilahare davacı tarafından satın alınan aracın “yeni ve kullanılmamış” olarak beyan edildiği halde “eski” olduğunun saptanması üzerine, … sayılı İthalat Rejimi Kararı uyarınca gerekli izin alınmaksızın ithal edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 4. fıkrası uyarınca mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair alınan karara vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi hükmü uyarınca ilk inceleme ile görevlendirilen Tetkik Hâkimi …’in açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (6545 sayılı Kanunla değişik) 45. maddesinin 1. fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; 5. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye göndereceği ve bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verdiği kararların kesin olduğu; 6. fıkrasında ise, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği belirtilmiştir.
İstinaf başvurusunun idari yargılama hukukunda yeni bir kanun yolu olarak getirildiği 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçesinde ise, tahdidi olarak sayılan konular dışındaki davaların Bölge İdare Mahkemelerinde istinaf incelemesi neticesinde kesinleşeceği, böylece Danıştayın temyizen karara bağladığı iş yükünün azaltılarak içtihat mahkemesi rolünün güçlendirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anılan mevzuat hükümleri ve 6545 sayılı Kanun’un gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen konuları ihtiva etmeyen davalar hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine bölge idare mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu; dolayısıyla, bu kararların temyiz istemine konu edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu bakımdan; davaya konu işlemin konusunun para olmadığı dikkate alındığında, vergi mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması istemiyle yapılan temyiz başvurusunun incelenme olanağı bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 05/11/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

X- KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Üçüncü Bölümü”nde “Kararlara Karşı Başvuru Yolları” düzenlenmiş, 18/06/2014 gün ve 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değişik 45. maddesinde “İstinaf”, belirtilen Kanun’un 20. maddesiyle değişik 46. maddesinde ise “Temyiz” yolu düzenlenmiş, temyiz yoluna başvurulacak uyuşmazlıklar 46. maddede sayma yolu ile belirtilmiş, “İstinaf” yoluyla başvurulacak uyuşmazlıklar ise buna bağlı olarak 45. maddede belirlenmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 18/06/2014 gün ve 6545 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değişik “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde; “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir” denildikten sonra, temyiz edilecek kararlar bentler halinde sayılmış, (b) bendinde ise; “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.” hükmü yer almıştır. Belirtilen hüküm incelendiğinde; (b) bendinde yer alan “idari işlemler” ibaresi, kanun koyucu tarafından (ve) bağlacıyla ayrılarak, “Konusu yüz bin Türk lirasını aşan” nitelendirmesinden ayrı tutulmuş, bir başka anlatımla uyuşmazlık konusu “idari işlemler” ile ilgili davalar hangi tutarı içerirse içersin son mercii olarak temyiz yoluyla Danıştay’da incelenmesi öngörülmüştür.
İlke olarak; konusu, parasal tutar içermeyen idari işlemler ile tutarı yasal üst sınırı aşmayan idari işlemler hakkındaki kararların temyiz yoluyla incelenmeden istinaf aşamasında kesinleşmesi, idari yargının bir “içtihat hukuku” olması olgusunu ve idari yargı teşkilatının en üst mercii olma sıfatıyla en önemli işlevlerinden biri de içtihat oluşturmak olan Danıştay’ın belirtilen işlevini ortadan kaldıracağından, idari işlem niteliğindeki uyuşmazlıkların parasal tutar gözetilmeksizin temyiz yoluyla Danıştay tarafından incelenmesi gerekmektedir.
Öte yandan; aksi bir uygulamanın belirli uyuşmazlıklarda, vergiyle ilgili bazı idari işlemlerin istinaf aşamasında kesinleşmesine, bu işleme bağlı parasal tutar içeren uyuşmazlıkların ise, tutarın yasal sınırlar üzerinde olması durumunda Danıştay’da görülmesi sonucunu doğurabilecek, ilk derece mahkemesinin içtihat mahkemesi, Danıştay’ın ise bu tür davalarda ilk derece mahkemesi konumunda bulunmasına yol açabilecektir.
Bu durumda; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 18/06/2014 gün ve 6545 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değişik 46. maddesi hükmünün düzenlenme biçimi ile içtihat hukukunun en tipik uygulama alanı olan idari yargı alanında, Danıştay’ın içtihat oluşturma işlevi ve görevi göz önünde bulundurulduğunda; “idari işlemler” ile ilgili vergi davalarında parasal üst sınır uygulamasına gidilmesinin ilgili Kanun maddesine aykırı olacağı, bu tür davalarda da son inceleme merciinin temyiz yoluyla Danıştay olduğu açıktır.
Bu nedenle, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen karara yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.