Danıştay Kararı 7. Daire 2017/272 E. 2020/4845 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2017/272 E.  ,  2020/4845 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/272
Karar No : 2020/4845

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av….

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen “ceviz içi” cinsi eşyaya ilişkin, EUR.1 dolaşım belgesinin sonradan kontrole tabi tutulması üzerine, anılan eşyanın Bosna-Hersek menşeli olmadığının saptandığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Bozma kararı üzerine, olayda, ek olarak tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin tebligatın 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin geçirilmesinden sonra yapıldığının açık olduğu, öte yandan, davacı şirketin yetkilileri hakkında ceza davası açıldığı anlaşılmakla birlikte, söz konusu davanın 2012 yılında, tahakkuk zaman aşımı süresinin geçirilmesinden sonra açılması, dolayısıyla ceza zamanaşımı uygulamasına ilişkin koşulların oluşmaması nedeniyle, vergilerin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davanın derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği, ek tahakkuk kararının zamanaşımı süresi içerisinde alındığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden; üç yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmesinden sonra tebliğ edilen vergilere vaki itirazın reddine dair işlemin; Mahkemece, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak ceza davası açılmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.

Oysa; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 2. fıkrasından farklı bir durumu düzenleyen 4. fıkrasının olay tarihindeki şekli uyarınca, vergi alacağının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, ceza zaman aşımının uygulanması gerekmekte olup, ceza davasının, vergilerin tebligatı için öngörülen üç yıllık süre içerisinde açılması zorunlu değildir.
Bu bakımdan; uyuşmazlığın, ilgililer hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen “ceviz içi” cinsi eşyaya ilişkin, EUR.1 dolaşım belgesinin sonradan kontrole tabi tutulması üzerine, anılan eşyanın Bosna-Hersek menşeli olmadığının saptandığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinin 1. Fıkrasının (a) bendi; ithalatta gümrük yükümlülüğünün ithalat vergisine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle doğacağı; 2. fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün, söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı belirtilmiş; aynı Kanun’un 197. maddesinin 2. fıkrasında da, yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zaman aşımını durduracağı; 4. fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda açıklanan hükümlere göre; yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı ya da noksan alındığı tespit edilen vergilere ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerekiyorsa da; gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak, sözü edilen süre içerisinde dava açılması halinde, zaman aşımının durduğu sürece veya davanın sonuçlanmasından sonra kalan süre içerisinde tahakkuk işlemi yapılarak mükellefine tebliğ edilebileceği gibi, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda, tahakkukun suçun tabi olduğu zaman aşımı süresi içerisinde yapılması da olanaklıdır.
Davada, Mahkemece, 4458 sayılı Kanun’un 197. maddesinin 4. fıkrasından da söz edilmesine karşın, 2. fıkrası hükmünden hareketle, davacı şirket yetkilileri hakkında ceza davası açıldığı anlaşılmakla birlikte, bu davanın, tahakkuk zaman aşımı süresinden sonra açılması sebebiyle, vergilerin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Oysa; maddenin 2. fıkrasından ayrı bir durumu düzenleyen 4. fıkrasının, beyannamenin tescil tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, “gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda, tahakkukun suçun tabi olduğu zaman aşımı süresi içerisinde yapılması”ndan bahsedilmiş olup, suçun tabi olduğu zaman aşımının uygulanabilmesi için yasa metninde, ceza davasının açılması herhangi bir süreyle sınırlandırılmış değildir. Dolayısıyla, vergilerin tebliği için öngörülen üç yıllık sürenin geçirilmesinden sonra da olsa, davacının fiili nedeniyle açılmış bir ceza davasında verilecek mahkumiyet hükmü, gümrük vergileri alacakları hakkında, suçun tabi olduğu zaman aşımı süresinin uygulanmasını olanaklı kılacaktır.
Olayda; davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin tebligat, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık süre geçirildikten sonra yapılmış olmakla birlikte; davacı şirket yetkilileri hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan ceza davasında davacı hakkında verilen beraat kararının … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozulduğu işbu dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden tespit edilmiştir.
Bu bakımdan; yasa hükmünün fiilin işlendiği tarihte yürürlükte bulunan şeklinin uygulanmasının zorunlu olduğu olayda, sözü edilen yetkililer hakkında açılan ceza davasında verilecek hüküm, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanıp uygulanmaması sonucunu doğuracağından, dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerekirken, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X-KARŞI OY :

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun (fiil tarihindeki şekli) 197. maddesinin 4. fıkrasında: “Gümrük vergileri alacakları ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde bu alacaklar Türk Ceza Kanundaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Düzenleme gereği, gümrük vergisi alacakları işlemleri aynı zamanda suç teşkil eden fiilin Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen ceza veya dava zamanaşımı süreleri içinde yapılabilecektir. Diğer deyişle bu hüküm fiilin aynı zamanda suç teşkil ettiği durumlarda kanunen belirlenmiş olan vergi alacaklarına ilişkin zamanaşımının suça konu fiilin ceza kanunlarında belirlenen zamanaşımı süresine tabi olduğunu bu işlemlerin bu zaman zarfında yapılabileceğini öngören bir düzenlemedir. Bu açık düzenlemeden, ceza yargılamasının neticesine göre verilecek hükme göre (beraat veya mahkumiyet) gümrük vergi işlemlerinin düzenleneceği zaman diliminin belirleneceği sonucunun doğmayacağı tabidir. Uzamış ceza zamanaşımı olarak tanımlanan bu durum ceza yargılama usulünde Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları ile ceza davası açılmış olma şartının dahi aranmayacağı belirtilmektedir. Zira hakimin fiilin suç kapsamında olup olmadığını değerlendirmesinin görevi gereği olduğu gerekçesi ile hüküm kurulduğu görülmektedir.
Mahkemece dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi üzerine hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.