Danıştay Kararı 7. Daire 2017/271 E. 2020/4844 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2017/271 E.  ,  2020/4844 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/271
Karar No : 2020/4844

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av….

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen “ceviz içi” cinsi eşyaya ilişkin, EUR.1 dolaşım belgesinin sonradan kontrole tabi tutulması üzerine, anılan eşyanın Bosna-Hersek menşeli olmadığının saptandığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Bozma kararı üzerine, işin esası incelenerek; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197. maddesinin 4. fıkrasının 07/10/2009 tarihinden önce yürürlükte bulunan şekli uyarınca, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda, tahakkukun suçun tabi olduğu zaman aşımı süresi içerisinde yapılmasının olanaklı bulunduğu, olayda davacı şirket adına beyannamenin 02/07/2008 tarihinde tescil edilmesine karşın, beyannameye konu eşyalara ilişkin ek olarak tahakkuk ettirilen vergiye ilişkin para cezasının gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten yaklaşık 4 yıl sonra karara bağlandığı, ayrıca adli yargıda üç yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra 2012 yılında davanın açıldığı göz önüne alındığında, tahakkukun 3 yıllık zaman aşımı süresine tabi olması nedeniyle, gümrük yükümlülüğünün doğduğu beyannamenin tescil tarihini izleyen 3 yıllık sürenin geçirilmesinden sonra tebliğ edilmekle zamanaşımına uğradığı anlaşılan para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddedildiği, bu nedenle itirazın reddedilmesine ilişkin dava konusu işleme karşı açılan huzurdaki davanın derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği, olayda zaman aşımı bulunmadığı, dava konusu işlemin hukuka aykırılık taşımadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Davaya konu para cezasının dayanağı olan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada işlemin iptaline dair mahkeme kararı Dairemizin 24/11/2020 tarih ve E:2017/272, K:2020/4845 sayılı kararı ile bozulduğundan, uyuşmazlık hakkında, sözü edilen bozma kararı üzerine oluşan hukuki duruma göre yeniden karar verilmesi gerektiğinden, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen “ceviz içi” cinsi eşyaya ilişkin, EUR.1 dolaşım belgesinin sonradan kontrole tabi tutulması üzerine, anılan eşyanın Bosna-Hersek menşeli olmadığının saptandığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181. maddesinin 07/10/2009 tarihinden önce yürürlükte bulunan şeklinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün, ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesiyle doğacağı; 2. fıkrasında, gümrük yükümlülüğünün, söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı; 74. maddesinde, Türkiye Gümrük Bölgesine gelen eşyanın serbest dolaşıma girişinin ticaret politikası önlemlerinin uygulanması, eşyanın ithali için öngörülen diğer işlemlerin tamamlanması ve kanunen ödenmesi gereken vergilerin tahsili ile mümkün olduğu belirtilmiş; 197. maddesinin 1. fıkrasında, gümrük vergilerinin, tahakkukundan hemen sonra beyanname veya beyanname yerine geçen belge üzerinde yükümlüye tebliğ edileceği; 2. fıkrasında, yapılan denetlemeler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1. fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilemeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı; 4. fıkrasında da, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımı süresinin daha uzun bulunması halinde, bu alacakların, Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinde kovuşturulup tahsil edileceği belirtilmiş; aynı fıkranın 06/07/2009 tarihli ve 27281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinden 3 ay sonra yürürlüğe giren 5911 sayılı Kanunla değişik halinde ise, gümrük vergileri alacaklarının, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olmak kaydıyla, bu alacakların Türk Ceza Kanunu’ndaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; aynı Kanun’un 234. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kıymeti üzerinden gümrük vergisine tabi eşyanın beyan edilen kıymetinin, muayene ve denetleme sonucunda, bu Kanunun 23 ilâ 31. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymete göre noksan bulunması halinde noksanlığa ait vergiden başka, bu vergi farkının üç katı para cezası alınacağı belirtilmiş; 232. maddesinin 5911 sayılı Kanun’la değiştirilmeden önceki halinin 1. fıkrasında, 234. madde hükümlerine göre alınacak para cezalarının, itiraz olmaksızın vergi tahakkukunun kesinleşmesinden veya idari itirazın red kararı ile sonuçlanmasından sonra karara bağlanacağı, idari yargı mercilerine başvurulmasının, gümrük idaresinin ceza uygulamasını engellemeyeceği, bu fıkraya göre karara bağlanacak para cezalarının zamanaşımı süresinin vergi tahakkukunun kesinleştiği tarihi takibeden günden itibaren işlemeye başlayacağı; 3. fıkrasında da, 1. fıkrada belirtilen para cezalarının üç yıl içinde karara bağlanıp, tebliğ edilmediği takdirde zamanaşımına uğrayacağı açıklanmış; bu maddenin 5911 sayılı Kanun’la değişik şeklinde ise, bu kısmın ikinci bölüm hükümlerine göre gümrük vergileri ile birlikte alınması gereken para cezalarının, bu vergiler ile aynı zamanda karara bağlanacağı belirtilmiş ve 28/03/2013 tarihli ve 6455 sayılı Kanun’la değişik 231. maddesinin 2. fıkrasında da, gümrük vergileri alacağına bağlı idari para cezalarının zamanaşımının, bu idari para cezalarına ilişkin gümrük vergilerinin zamanaşımına tabi olduğu hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair dava konusu işlemin, yukarıda yazılı gerekçe ile iptali yolunda karar verilmiş ise de, para cezasının dayanağı ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptaline ilişkin …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Dairemizin 24/11/2020 tarih ve E:2017/272, K:2020/4845 sayılı kararıyla bozulduğu, davaya konu para cezasının 4458 sayılı Kanun’un 234. maddesi uyarınca alındığı ve dolayısıyla vergiye bağlı ceza niteliğinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, tahakkuk hakkında yapılacak değerlendirme sonucunda ulaşılan sonucun para cezasını da etkileyecek olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 4458 sayılı Kanun’un 5911 sayılı Kanun’la değişik olup, 07/10/2009 tarihinden sonra tescilli beyannamelerden kaynaklanan para cezaları için uygulanabilecek nitelikteki 232. maddesi hükmü uyarınca olayda para cezası kararı vergiyle birlikte aynı zamanda alınmış ise de; belirtilen tarihten önce tescilli beyannamelerden kaynaklanan para cezası kararlarının vergi tahakkuklarının idari bakımdan kesinleşmesinden, diğer bir ifadeyle, vergilere vaki itirazın reddedilmesinden önce karara bağlanması ve vergiler açısından geçerli olan 197. maddenin 4. fıkrasında yer alan hükmün para cezalarında uygulanması olanaklı olmadığı gibi, para cezalarına ilişkin olarak 28/03/2013 tarihinde 6455 sayılı Kanun’la 4458 sayılı Kanun’un 231. maddesi değiştirilerek getirilen hükmün olay tarihinde değerlendirme imkanı da bulunmamaktadır.
Bu hukuki durum karşısında; sözü edilen bozma kararı üzerine oluşacak hukuki duruma göre ve yukarıda yapılan açıklamalar gözetilmek suretiyle karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.