Danıştay Kararı 7. Daire 2017/2115 E. 2020/4877 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2017/2115 E.  ,  2020/4877 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/2115
Karar No : 2020/4877

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı adına … (…) Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesinin 5. fıkrasının (d) bendi uyarınca gümrük vergilerinden muafen ithal edilen miras yoluyla intikal eden kişisel araç nedeniyle muafiyet koşullarının ihlal edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen gümrük, katma değer ve özel tüketim vergilerine vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararı üzerine, hakkında yapılan ceza yargılaması sonucu üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi nedeniyle davacı bakımından gümrük yükümlülüğünün doğduğu 17/03/2006 tarihinden itibaren işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin, söz konusu suçlamaların tabi olduğu ceza zamanaşımı nedeniyle uzamayacağı, bu durumda, bakılan davada, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi içinde yükümlüsüne tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ek tahakkuk kararına itirazın 15 günlük süre geçirildikten sonra yapıldığı, ek tahakkuk kararının alındığı tarih itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanmasında fiilin suç teşkil edip etmemesinin önem arzetmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun (fiil tarihindeki şekli) 197. maddesinin 4. fıkrasında: “Gümrük vergileri alacakları ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde bu alacaklar Türk Ceza Kanundaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Düzenleme gereği, gümrük vergisi alacakları işlemleri aynı zamanda suç teşkil eden fiilin Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen ceza veya dava zamanaşımı süreleri içinde yapılabilecektir. Diğer deyişle bu hüküm fiilin aynı zamanda suç teşkil ettiği durumlarda kanunen belirlenmiş olan vergi alacaklarına ilişkin zamanaşımının suça konu fiilin ceza kanunlarında belirlenen zamanaşımı süresine tabi olduğunu bu işlemlerin bu zaman zarfında yapılabileceğini öngören bir düzenlemedir. Bu açık düzenlemeden, ceza yargılamasının neticesine göre verilecek hükme göre (beraat veya mahkumiyet) gümrük vergi işlemlerinin düzenleneceği zaman diliminin belirleneceği sonucunun doğmayacağı tabidir. Uzamış ceza zamanaşımı olarak tanımlanan bu durum ceza yargılama usulünde Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları ile ceza davası açılmış olma şartının dahi aranmayacağı belirtilmektedir. Zira hakimin fiilin suç kapsamında olup olmadığını değerlendirmesinin görevi gereği olduğu gerekçesi ile hüküm kurulduğu görülmektedir.
Mahkemece dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi üzerine hüküm kurulması gerekirken ceza mahkemesince verilen hükmün sonucuna bağlı olarak değerlendirilmiş olması sebebiyle temyiz isteminin kabulü ve mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle dairemiz kararına katılmıyorum.