Danıştay Kararı 7. Daire 2016/9459 E. 2020/3287 K. 15.09.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/9459 E.  ,  2020/3287 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9459
Karar No : 2020/3287

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2011 yılında sentetik tiner üretmek taahhüdü ile ithal edilen ve yurt içinden alınan white spiritin taahhüt edilen alanlarda kullanılmayarak doğrudan piyasaya satıldığı; dolayısıyla satış faturalarının sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olarak düzenlendiği, söz konusu satışlar için düzenlenen faturalarda özel tüketim vergisi hesaplanmadığı ve bu tutarların katma değer vergisi matrahına dahil edilmediğinin inceleme raporuyla tespit edildiğinden bahisle adına tekerrür hükümleri de uygulanmak suretiyle 2011 yılı Ocak ila Ağustos aylarının 1 ve 2., Eylül ayının 1. dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergilerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının satın aldığı white spiriti imalata sevk etmeden satıp satmadığı ve gerçekte üretmediği halde sentetik tiner satışına ilişkin sahte belge düzenleyip düzenlemediğinin tespiti amacıyla tarhiyatların dayanağı raporda; davacı şirketin, …-TL sermayeyle işe başladığı, ancak üretim kapasitesi tetkik edildiğinde, söz konusu sermaye tutarı ile Ba-Bs analizinde bildirilen tutarda bir hasılata ulaşmasının iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun bulunmadığı, 2011 yılında üretildiği iddia olunan tutardan daha fazla sentetik tiner satış faturasının düzenlendiği, davacı şirketin üretim miktarı ile çalıştırılan işçi sayısı kıyaslandığında bariz uyumsuzlukların görüldüğü, davacı şirketin beyan ettiği miktarda üretim yapacak iş gücüne sahip olmadığı, yasal defterlerinde elektrik tüketimine dair herhangi bir gider faturalarına rastlanmadığı gibi adres belirtilmek suretiyle elektrik şirketleriyle yapılan yazışmalar neticesinde, davacı şirkete ait herhangi bir abonelik bilgisinin ve elektrik tüketimine dair belgenin mevcut olmadığı, davacı şirket adına kayıtlı herhangi bir aracın bulunmadığı ve nakliye giderlerine ilişkin bilgiye de rastlanmadığı, şirket iş yerinde çeşitli tarihlerde yapılan yoklamalarda, genellikle ham maddeye rastlanmadığı gibi, üretim faaliyetine başlanmadığının da görüldüğü, mükellef kurumun üretim kapasitesi hesaplandığında, kapasite raporuna göre üretim kapasitesinin mükellefin üretimini yapıp sattığını iddia ettiği miktardan yaklaşık 3 kat az olduğu, dolayısıyla 2011 yılı hesap döneminde üretim kapasitesine göre üretilebileceğinin üzerinde ürünün satılmış gibi gösterildiği, firmanın stoklama kabiliyetine bakıldığında; 235 ton stoklayabilecek iken bu tutarın mükellef şirketin stok kabiliyetinin çok üzerinde olduğu, sentetik tiner satışı ile ilgili ambalaj malzemesine ait bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacı şirketin katkı maddesi alımında bulunduğu mükelleflerin tamamı hakkında vergi tekniği raporu düzenlenmiş ya da haklarındaki olumsuz tespitler nedeniyle özel esaslara tabi olduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin uyuşmazlık konusu dönemlerde aldığı white spiritlerin tamamını imalatta kullanmadan doğrudan sattığı ve bu satışları sahte belgeler ile belgelendirdiğine ilişkin somut, hukuken kabul edilebilir, makul tespitlerin ortaya konulduğu, bu nedenle, davacı şirket hakkında tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergilerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanması suretiyle artırılan kısmına gelince; ara kararı ile davalı idareden davacı şirket hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren yasal koşulların nasıl oluştuğunun ve davacı hakkında tarhiyat öncesinde son beş yıl içinde kesinleşmiş vergi ziyaı cezasının bulunup bulunmadığının sorulduğu, davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerden, davacının 2010 Temmuz dönemi için kesilen vergi ziyaı cezasının kesinleşmesi nedeniyle tekerrür hükümleri uygulandığının, davacı tarafından, vergi ziyaı cezasının kesinleştiği 2010 yılını izleyen 2011 yılında vergi ziyaına sebebiyet verildiğinin anlaşılması nedeniyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 339. maddesi uyarınca cezanın yüzde elli oranında arttırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yapılan tespitlerin somut delillere dayanmadığı, haklarında tanzim edilen vergi tekniği raporunun davalı idare tarafından dava konusu ihbarnameler ekinde taraflarına tebliğ edilmediği, dolayısıyla savunma haklarının kısıtlandığı, öte yandan, faturalarda yer alan malların gerçekten satın alındığı ve ilgili dönem yasal defterlerine kaydedildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL’den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Dairece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.