Danıştay Kararı 7. Daire 2016/9402 E. 2020/4271 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/9402 E.  ,  2020/4271 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9402
Karar No : 2020/4271

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına 2015 yılında tescilli 9 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazların zımnen reddine dair işlemlerin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İthal edilen eşyaların beyan edilen kıymeti üzerinden vergilerinin tahakkuk ettirilmesi ve ödenmesinin yasal zorunluluk olduğu, beyanın gerçek durumu yansıtmadığı hususunda tereddüte düşülmesi halinde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak eşyanın gerçek kıymetinin tespitinin idarenin görevinde bulunduğu, olayda, tahakkukların davacının beyanı üzerine yapıldığı, davacı tarafından, uyuşmazlık konusu ürünlerin garanti kapsamında ithal edildiği ve daha önce yüksek bedelle ithal edilen eşyalardan farklı tür ve kıymette olduğunun ileri sürülmesine rağmen, bu durum ispatlanamadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İspat yükünün hukuka aykırı olarak tersine çevrildiği, satış bedeli yönteminin terk edilmesinin hatalı olduğu, eşyanın aynı eşya olmadığı, mahkeme kararında, dava aşamasında ileri sürdükleri iddiaların karşılanmadığı ve kararda, dava nedenleriyle örtüşmeyen açıklamalar yapıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Satış bedelinin gerçeği yansıtmadığı konusunda ihracatçı firma veya ilgili resmi makamlar nezdinde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan, diğer bir anlatımla, satış bedeli yönteminin terk nedenleri objektif tespit ve delillerle ortaya konulmadan, tek başına daha önce yapılan ithalatlarda daha yüksek kıymet beyan edildiğinden bahisle işlem tesisinde hukuka uyarlık bulunmadığından, aksi yolda verilen vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2015 yılında tescilli 9 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin, idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazların zımnen reddine dair işlemlerin iptali ve fazladan ödenen vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24. maddesinde, ithal eşyanın kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu; satış bedelinin, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28. maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu; 25. maddesinin 1. fıkrasında, 24. madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymetinin, bu maddenin 2. fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bendlerinin sıra halinde uygulanmasıyla belirleneceği; eşyanın gümrük kıymetinin bir üst bent hükümlerine göre belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümlerinin uygulanmayacağı; ancak, beyan sahibinin yazılı talebinin gümrük idaresince uygun bulunması şartıyla, (c) ve (d) bentlerinin uygulama sırasının değiştirilebileceği hükümlerine yer verilmiş; 25. maddesinin 2. fıkrasında da, bu madde hükümleri gereğince gümrük kıymetinin, (a) Türkiye’ye ihraç amacıyla satılarak, kıymeti belirlenecek eşya ile aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen eşyanın satış bedelinin, (b) Türkiye’ye ihraç amacıyla satılarak, kıymeti belirlenecek eşya ile aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen benzer eşyanın satış bedelinin, (c) ithal eşyasının veya aynı ya da benzer eşyanın Türkiye içinde satıcılardan müstakil kişilere yapılan en büyük miktardaki satışına ait birim kıymetinin, (d) ithal eşyasının üretiminde kullanılan malzeme ve imalat işlemlerinin bedel veya kıymetleri ile Türkiye’ye ihraç edilmek üzere ihraç ülkesindeki üreticiler tarafından üretilen, kıymeti belirlenecek eşya ile aynı sınıf veya cins eşyanın satışında mutad olan kâr ve genel giderlere eşit bir tutar ve 27. maddenin 1. fıkrasının (e) bendinde sayılan diğer bedel veya kıymetler toplamından oluşan hesaplanmış kıymet yöntemine göre belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; anılan Kanun’un 26. maddesiyle göndermede bulunulan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın 15. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, bu anlaşmada geçen “aynı eşya” deyiminin; fiziksel özellik, kalite ve tanındığı özellikleri dahil olmak üzere her hususta aynı olan eşya anlamına geleceği, görünüşteki küçük farklılıkların, diğer hususlarda tanıma uyan eşyanın aynı eşya sayılmasını önlemeyeceği; (b) bendinde de, Anlaşmada geçen “benzer eşya” deyiminin, her hususta aynı olmamakla birlikte, aynı işlevi görmelerini ve ticari olarak birbirlerini ikame edebilmelerini mümkün kılan, benzer özellik ve benzer unsurları bulunan eşya anlamına geleceği, eşyanın kalitesinin, tanındığı özelliklerinin, bir ticari markasının bulunmasının, eşyanın berzerliğinin belirlenmesinde göz önüne alınacak faktörler arasında yer alacağı düzenlemeleri yapılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda değinilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle, satış bedelinin esas alınması, satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde de sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerektiği, ayrıca gümrük idaresinin, beyanın doğruluğunu tespit amacıyla, her zaman, her türlü bilgi ve belgeyi inceleyerek değerlendirme hak ve yetkisine sahip bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda, davacının ithal ettiği telefonların kıymetinin önceki ithalatlarına nazaran düşük olduğundan bahisle, ithal edilen eşyanın kıymetinin belirlenmesinde ilk sırada yer alan satış bedeli yöntemi terkedilmek suretiyle, ikinci sıradaki aynı eşyanın satış bedeli yöntemine göre tahakkuk yapılmış ise de; eşyanın satış bedeli beyanname ekinde sunulan faturada gösterilen kıymet olduğundan, beyanname ekinde orijinal faturaların sunulduğu göz önüne alındığında, alıcı ve satıcı arasında bir ilişki bulunduğuna ve bu ilişkinin eşyanın beyan edilen kıymetini etkilediğine ya da davacı tarafından ibraz edilen belgelerin gerçeği yansıtmadığına dair ihracatçı firma veya ilgili resmi makamlar nezdinde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan, diğer bir anlatımla, satış bedeli yönteminin terk nedenleri objektif tespit ve delillerle ortaya konulmadan, davacı tarafından gerçekleştirilen önceki ithalatlarda daha yüksek kıymet beyan edilmesi nedeniyle ithalata konu eşyanın aynı eşya olduğundan hareketle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, aksi yolda verilen vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X-KARŞI OY
Temyiz talebi, davacı tarafından ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen, bilahare fazladan ödendiği iddiası ile özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin iadesi isteminin mahkemece reddi kararının temyizen incelenerek bozulması talebiyle yapılmıştır.
Dosya muhteviyatının incelenmesinden davacının yakın tarihte aynı eşyanın aynı ihracatçıdan yüksek fiyatla ithalinin yapıldığı, dava konusu olan beyannamede belirtilen eşyanın fiyatının bu ithalatta belirtilen fiyattan önemli oranda düşük olmasının tespiti üzerine idarece ek tahakkuk yapılacağı düşüncesi ile önceki ithalat fiyatına yükseltilerek ihtirazi kayıtla beyan etmek suretiyle ödenerek dava konusu edildiği ileri sürülmüştür.
Gümrük hukukumuza göre, ithal konusu eşyanın gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için, eşya hakkında Gümrük İdaresine belirlenen usulde detaylı bir bildirimde bulunulması “gümrük beyanı”dır. Gümrük beyanında yer alan bilgiler, eşyanın, türü, cinsi, uluslararası kabul edilerek tanımlanan GTİP numrasında belirtilmesi ile tanımlanan eşya gümrük işlemlerine tabi tutulmaktadır. 4458 sayılı Kanunun 61. maddesinin 3. fıkrasına göre beyannameler hangi gümrük ve dış ticaret kurallarının uygulanacağını belirlemekte ve ait olduğu eşyanın vergileri ve cezalarından dolayı taahhüt ve beyan sahibi açısından bağlayıcı niteliktedir. Dava konusu eşyanın somut olarak tespit edilmesine yaracak olan beyanname dosya kapsamında bulunmamaktadır. Beyanname eşyanın tanımlanması ve aynı eşya olarak değerlendirilen davacıya ait yakın tarihli ithalata konu eşya ile aynı olup olmadığının tespiti için mahkeme açısından objektif delil olarak değerlendirilmesi gereken zorunlu belge niteliğindedir. Zira idare eşyanın aynı eşya olduğunu davacı tamamen farklı eşya olduğunu ileri sürmektedir.
Aynı eşya kavramı, Gümrük Yönetmeliği’nin 43. madddesinde, fiziksel özellik, kalite ve taşıdığı özellikleri dahil olmak üzere her hususta aynı olan ve aynı ülkede üretilmiş eşyayı (görünüşteki küçük farklılıklar diğer hususlarda tanıma uyan eşyanın aynı eşya sayılmasını önlemez), tanımlanmıştır.
Aynı maddenin f) bendinde, İthal eşyasının gümrük kıymeti: İthal eşyası üzerinden advalorem sisteme göre gümrük vergisinin hesaplanmasına esas teşkil edecek eşya kıymeti olarak tanımlanmıştır.
4458 sayılı gümrük kanununun Gümrük kıymetinin tespiti başlıklı 23. maddesinde; Eşyanın gümrük kıymeti, Gümrük Tarifesinin ve eşya ticaretine ilişkin belirli konularda getirilen tarife dışı düzenlemelerin uygulanması amacıyla, bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymettir, şeklinde hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla eşyanın gümrük kıymeti 23 ila 28. maddelerde yer alan sınırlamalar ile tespit edilebilecektir. Tek başına eşyanın satış bedeli istisnasız gümrük kıymetini oluşturmamaktadır.
Gümrük kıymetinin belirlenmesini düzenleyen yönetmeliğin 44. maddesinin 5. fıkrası; Beyan edilen gümrük kıymetinin gerçekliği veya doğruluğu konusunda şüpheye düşülmesi halinde, gümrük idarelerince yükümlülerden ilave bilgi ve belge talep edilesi de dahil olmak üzere konunun incelenmesi ve araştırılması neticesinde şüpheye sebebiyet veren hususlarda gümrük idaresinin makul şüpheleri giderilmediği takdirde eşyanın gümrük kıymeti satış bedeli yöntemine göre tespit edilemez, bu durumda gümrük kıymeti birinci fıkrada belirtilen usul çerçevesinde diğer yöntemlere göre belirlenir, düzenlemesini haiz olup, davacının da kabul ettiği gibi aynı eşya ile ilgili aynı ihracaatçıdan yapılan ithalatın farklı fiyata sahip olması hususunda davacı tarafından yapılan açıklama bu eşyaların maddi ve hukuki olarak aynı eşya olmadığı hatta benzer dahi olmadığı, bu eşyanın farklı amaç ve farklı üretimlerinin olduğu bu yönüyle farklı fiyata sahip olduğu, bu eşyaların aynı ihracatçıdan yapılan farklı fiyata (yüksek) sahip (apple) eşyanın garanti yükümlülüğü kapsamında tüketicinin korunası kanunu kapsamında ithalatının yapıldığı tüketicilere garanti kapsamında verilmek amacıyla getirildiği itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinde beyan edilmektedir.
Bu beyan çerçevesinde tüketici kanununa baktığımızda,
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketicilere garanti kapsamında haklar getiren kanunun 11. maddesi tüketiciye seçimlik haklar sunmuş olmakla tüketicinin bu seçimlik hak kapsamında tercih ettiği hakkın yerine getirilmesinde satıcı, üretici, ve ithalatçıyı müteselsil sorumlu tuttuğu görülmektedir.
MADDE 11-(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
Seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Bu kanunun getirmiş olduğu düzenleme ile, zorunlu olarak eşyanın ayıpsız misli ile değiştirilmesi söz konusu olmakla ithal edilen ürünün garanti kapsamında verilmesi gereken aynı eşya olması gerektiği halde bu ürünün tamamen farklı olduğu ve bu yüzden fiyatının düşük olduğu iddiasının tüketici kanunu kapsamında kanuna açık aykırılığı kabul olunmakla hukuken ve etik olarak bu iddianın kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Bu kabul apple marka ürünlerin garanti yükümlülüğü kapsamında misli ile değiştirilmesi veya diğer seçimlik hakların kullanılması durumunda tamamen farklı eşya (düşük fiyatlı) ile değiştirildiğinin kabulü olup, bu durumun tüketicilerin korunması adı altında tüketicilere sunulmasının kanunun amacına açıkça aykırı olduğuna da şüphe bulunmamaktadır.
Tüketici yasası kapsamında farklı ürünün tüketiciye verilmesi kanunen mümkün bulunmadığından aynı eşyaya ait aynı ihracatçıdan yapılan eşyanın ithalatının büyük oranda farklı fiyatının olmasının sebebi açıklanamadığından, ve yapılan açıklama yasaya aykırı olmakla İdarece aynı eşyanın satış bedeli yöntemine geçilmesi şartları mevcut olup hukuka uygundur.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolundaki mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.