Danıştay Kararı 7. Daire 2016/9088 E. 2020/4269 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2016/9088 E.  ,  2020/4269 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9088
Karar No : 2020/4269

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı adına … Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, 2015 yılında tescilli 12 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin idarece belirlenen aynı eşyanın satış bedeline yükseltilmesi suretiyle ihtirazi kayıtla beyanı üzerine tahakkuk ettirilen özel tüketim ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, davacı adına tescilli dava dışı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyalara ilişkin olarak aynı eşyanın satış bedeli yöntemine göre kıymet tespiti yapılarak ek tahakkuk ve para cezası kararlarının alınması üzerine ihtirazi kayıtla aynı eşyanın satışı bedeli yöntemine göre beyan edilen serbest dolaşıma giriş beyannamelerine istinaden özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi tahakkukları yapılmış ise de, ithal edilen eşya aynı eşya olmadığı gibi, beyan edilen kıymetinin gerçeği yansıtmadığı yolunda gerek ihraç ülkesinin yetkili makamları nezdinde, gerekse eşyayı ihraç eden firmaya ilişkin bir tespit yapılmadığı, Mahkemelerince verilen ara kararına sunulan cevapta da bu husus idarece açıklanamadığından, tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’a göre hesaplanacak faiziyle birlikte iadesinin icap ettiği gerekçesiyle davaya konu işlemin iptali ile fazla ödenen tutarın yasal faiziyle iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının geri verme başvurusu bulunmadığından faize hükmedilemeyeceği, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesinin (ç) bendi uyarınca garanti kapsamındaki eşyanın aynısı ile değiştirileceği düzenlendiğinden ithal edilen eşyanın farklı bir eşya olamayacağı, işlemin mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: İdarenin satış bedeli yöntemini terk etmesinin hatalı olduğu, eşyanın aynı eşya olmadığı, hatalı olarak başvurulan aynı eşyanın satış bedeli yönteminin yanlış uygulandığı, garanti kapsamındaki eşyanın misliyle değiştirilmesini isteme hakkının aynı eşyayı isteme hakkı anlamına gelmediğinden istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X- KARŞI OY :
Temyiz talebi, davacı tarafından ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen, bilahare fazladan ödendiği iddiası ile özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin iadesi isteminin mahkemece kabul kararının temyizen incelenerek bozulması talebiyle yapılmıştır.
Dosya muhteviyatının incelenmesinden davacının yakın tarihte aynı eşyanın aynı ihracatçıdan yüksek fiyatla ithalinin yapıldığı, dava konusu olan beyannamede belirtilen eşyanın fiyatının bu ithalatta belirtilen fiyattan önemli oranda düşük olmasının tespiti üzerine idarece ek tahakkuk yapılacağı düşüncesi ile önceki ithalat fiyatına yükseltilerek ihtirazi kayıtla beyan etmek suretiyle ödenerek dava konusu edildiği ileri sürülmüştür.
Gümrük hukukumuza göre, ithal konusu eşyanın gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için, eşya hakkında Gümrük İdaresine belirlenen usulde detaylı bir bildirimde bulunulması “gümrük beyanı”dır. Gümrük beyanında yer alan bilgiler, eşyanın, türü, cinsi, uluslararası kabul edilerek tanımlanan GTİP numrasında belirtilmesi ile tanımlanan eşya gümrük işlemlerine tabi tutulmaktadır. 4458 sayılı Kanunun 61. maddesinin 3. fıkrasına göre beyannameler hangi gümrük ve dış ticaret kurallarının uygulanacağını belirlemekte ve ait olduğu eşyanın vergileri ve cezalarından dolayı taahhüt ve beyan sahibi açısından bağlayıcı niteliktedir. Dava konusu eşyanın somut olarak tespit edilmesine yaracak olan beyanname dosya kapsamında bulunmamaktadır. Beyanname eşyanın tanımlanması ve aynı eşya olarak değerlendirilen davacıya ait yakın tarihli ithalata konu eşya ile aynı olup olmadığının tespiti için mahkeme açısından objektif delil olarak değerlendirilmesi gereken zorunlu belge niteliğindedir. Zira idare eşyanın aynı eşya olduğunu davacı tamamen farklı eşya olduğunu ileri sürmektedir.
Aynı eşya kavramı, Gümrük Yönetmeliği’nin 43. madddesinde, fiziksel özellik, kalite ve taşıdığı özellikleri dahil olmak üzere her hususta aynı olan ve aynı ülkede üretilmiş eşyayı (görünüşteki küçük farklılıklar diğer hususlarda tanıma uyan eşyanın aynı eşya sayılmasını önlemez), tanımlanmıştır.
Aynı maddenin f) bendinde, İthal eşyasının gümrük kıymeti: İthal eşyası üzerinden advalorem sisteme göre gümrük vergisinin hesaplanmasına esas teşkil edecek eşya kıymeti olarak tanımlanmıştır.
4458 sayılı gümrük kanununun Gümrük kıymetinin tespiti başlıklı 23. maddesinde; Eşyanın gümrük kıymeti, Gümrük Tarifesinin ve eşya ticaretine ilişkin belirli konularda getirilen tarife dışı düzenlemelerin uygulanması amacıyla, bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymettir, şeklinde hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla eşyanın gümrük kıymeti 23 ila 28. maddelerde yer alan sınırlamalar ile tespit edilebilecektir. Tek başına eşyanın satış bedeli istisnasız gümrük kıymetini oluşturmamaktadır.
Gümrük kıymetinin belirlenmesini düzenleyen yönetmeliğin 44. maddesinin 5. fıkrası; Beyan edilen gümrük kıymetinin gerçekliği veya doğruluğu konusunda şüpheye düşülmesi halinde, gümrük idarelerince yükümlülerden ilave bilgi ve belge talep edilesi de dahil olmak üzere konunun incelenmesi ve araştırılması neticesinde şüpheye sebebiyet veren hususlarda gümrük idaresinin makul şüpheleri giderilmediği takdirde eşyanın gümrük kıymeti satış bedeli yöntemine göre tespit edilemez, bu durumda gümrük kıymeti birinci fıkrada belirtilen usul çerçevesinde diğer yöntemlere göre belirlenir, düzenlemesini haiz olup, davacının da kabul ettiği gibi aynı eşya ile ilgili aynı ihracaatçıdan yapılan ithalatın farklı fiyata sahip olması hususunda davacı tarafından yapılan açıklama bu eşyaların maddi ve hukuki olarak aynı eşya olmadığı hatta benzer dahi olmadığı, bu eşyanın farklı amaç ve farklı üretimlerinin olduğu bu yönüyle farklı fiyata sahip olduğu, bu eşyaların aynı ihracatçıdan yapılan farklı fiyata (yüksek) sahip (apple) eşyanın garanti yükümlülüğü kapsamında tüketicinin korunası kanunu kapsamında ithalatının yapıldığı tüketicilere garanti kapsamında verilmek amacıyla getirildiği itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinde beyan edilmektedir.
Bu beyan çerçevesinde tüketici kanununa baktığımızda,
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketicilere garanti kapsamında haklar getiren kanunun 11. maddesi tüketiciye seçimlik haklar sunmuş olmakla tüketicinin bu seçimlik hak kapsamında tercih ettiği hakkın yerine getirilmesinde satıcı, üretici, ve ithalatçıyı müteselsil sorumlu tuttuğu görülmektedir.
MADDE 11-(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
Seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Bu kanunun getirmiş olduğu düzenleme ile, zorunlu olarak eşyanın ayıpsız misli ile değiştirilmesi söz konusu olmakla ithal edilen ürünün garanti kapsamında verilmesi gereken aynı eşya olması gerektiği halde bu ürünün tamamen farklı olduğu ve bu yüzden fiyatının düşük olduğu iddiasının tüketici kanunu kapsamında kanuna açık aykırılığı kabul olunmakla hukuken ve etik olarak bu iddianın kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Bu kabul apple marka ürünlerin garanti yükümlülüğü kapsamında misli ile değiştirilmesi veya diğer seçimlik hakların kullanılması durumunda tamamen farklı eşya (düşük fiyatlı) ile değiştirildiğinin kabulü olup, bu durumun tüketicilerin korunması adı altında tüketicilere sunulmasının kanunun amacına açıkça aykırı olduğuna da şüphe bulunmamaktadır.
Tüketici yasası kapsamında farklı ürünün tüketiciye verilmesi kanunen mümkün bulunmadığından aynı eşyaya ait aynı ihracatçıdan yapılan eşyanın ithalatının büyük oranda farklı fiyatının olmasının sebebi açıklanamadığından, ve yapılan açıklama yasaya aykırı olmakla İdarece aynı eşyanın satış bedeli yöntemine geçilmesi şartları mevcut olup hukuka uygundur.
Mahkemece bu tespitler değerlendirilmeksizin, eşyaya ait beyannameler getirilip incelenmeksizin tek taraflı iddiaların kabulü suretiyle verilen karar, kanuna açıkça aykırı bulunmakla ve idarenin kamu zararını doğuracağından mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşü ile Daire kararına katılmıyorum.